İSTANBUL (AA) - MURAT ASLAN - Avrupa Merkez Bankası (ECB) Başkanı Mario Draghi'nin geçen haftaki açıklamalarının ardından gözler bütçe fazlası veren ülkelerin kamu harcamalarına çevrildi.
Para politikalarına yüklenilen sorumluk ve ağırlık, küresel anlamda bütün ekonomilerde artış gösterdi. Özellikle 2008 küresel finans krizi sonrası ABD Merkez Bankası (Fed) ve ECB başta olmak üzere diğer ülke merkez bankalarının uzun süre genişleyici para politikası uygulaması, maliye politikalarının önüne geçti.
Merkez bankalarının sorumluluk alanlarının dengesiz artması, ekonomideki tüm sorunların para politikasıyla çözülebileceği algısını yerleştirdi. Geçen hafta ECB Başkanı Mario Draghi, maliye politikaları olmadan açıklanan para politikası kararlarının ekonomideki kötü gidişatı engellemeye yetmeyeceği görüşünü yineledi.
Küresel piyasalarda siyasi ve jeopolitik belirsizlikler başta olmak üzere ticaret savaşları, talep yetersizliği ve deflasyonist ortam Avro Bölgesi ekonomisini olumsuz etkiliyor.
ECB, geçen hafta yaptığı toplantıda mevduat faizlerini 10 baz puan indirimle rekor düşük seviye olan yüzde eksi 0,5 seviyesine çekti. Aynı zamanda parasal genişleme programını da aylık 20 milyar avroluk tahvil alımı şeklinde tekrar başlattığını duyuran ECB, bu programın enflasyonun yüzde 2 hedefinin hemen altına gelene kadar devam edeceğini duyurdu.
ECB Başkanı Mario Draghi, Avro Bölgesi'nin daha uzun süreli ekonomik zayıflıkla karşı karşıya kalabileceğini belirterek, "Avro Bölgesi'nin büyümesine yönelik riskler aşağı yönlü olmaya devam ediyor, bunda süregelen belirsizliklerin hala güçlü olması, jeopolitik faktörler, yükselen korumacılık tehdidi ve gelişmekte olan ülke piyasalarının hassas durumu önemli rol oynuyor." ifadelerini kullandı.
Avro Bölgesi hükümetlerine seslenen Draghi, sadece para politikası ile mevcut problemlerin çözümünün zor olduğunu, maliye politikasının da önemli bir araç olarak kullanılmaya başlanması gerektiğini söyledi.
Avro Bölgesi için 2019 büyüme hedefini yüzde 1,2'den yüzde 1,1'e, 2020 için 1,4'ten yüzde 1,2'ye düşürdüğünü açıklayan ECB, enflasyon beklentilerini de yıl sonu için 10 baz puanlık düşüşle yüzde 1,2'ye, 2020 yılı için için 40 baz puanlık düşüşle yüzde 1,2'ye çekti.
- Makro verilerde önemli bozulma gözlemleniyor
Avro Bölgesi'nde ticaret savaşlarıyla başlayan ekonomik bozulma, makro verilerde kendisini belli ederken, bu durum ECB'nin maliye politikası ısrarının da ana etkenlerinin başında geliyor.
Avro Bölgesi ağustos imalat PMI verisi 47 seviyesinde gerçekleşirken, bu yılın üçüncü çeyreğinde kapasite kullanım oranı son üç yılın en düşük seviyesi olan yüzde 81,9'a geriledi. Temmuzda geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 2 daralan sanayi üretimi, yıllık bazda 9 aydır üst üste negatif bölgede bulunuyor.
Almanya'da ağustos PMI verisi 43,5'e gerileyerek imalat sektöründeki daralmanın devam ettiğine işaret ederken, kapasite kullanım oranı yüzde 83,9 ile son 5 yılın en düşüğüne indi. Almanya'da da sanayi üretimi 9 aydır daralırken, Alman ekonomisinde son zamanlarda deflasyonist görüntü gittikçe ağırlaşıyor.
Brexit bilmecesi ile bölge ekonomisine dair belirsizlikleri artıran İngiltere'de de bu indikatörlerde benzer bir seyir gözleniyor. Ağustos ayında imalat PMI verisi 47,4 ile son 7 yılın en düşüğüne gerilerken, kapasite kullanım oranı da yüzde 78,8 ile 2013'ten bu yana gördüğü en düşük seviyeye indi.
- Kamu harcamalarının artırılması tekrar gündemde
ECB Başkanı Draghi'nin hükümetlere maliye politikalarını etkin kullanma çağrısının ardından Avro Bölgesi'nde bütçe açığının milli gelire oranı tekrar gündeme geldi.
Avro Bölgesi'nde 2008 küresel finans krizi sonrasında krizin etkilerini azaltmak için kamu harcamaları oldukça artırılmış ve bu oran 2009'da yüzde 6,6'ya kadar yükselmişti.
2013 yılına kadar da yüzde 3 seviyesinin üzerinde kalan bu oran, 2018 yılında yüzde 0,5 seviyesine kadar geriledi. Avro Bölgesi'nde 2010'da 590 milyar avroya kadar yükselen bütçe açığı, geçen yıl 60 milyar avro seviyelerine indi.
Dünyada bütçe fazlası verme konusunda lider ülkelerden olan Almanya, 2008 krizi öncesi 47 milyar avroluk bütçe fazlası verirken, 2010'da yaklaşık 110 milyar dolarlık bütçe açığı verdi. Almanya, 2018 yılında 58 milyar avroluk bütçe fazlası verdi.
- Kuzey ülkeleri, Avro Bölgesi'nin büyümesinde etkili olacak
Analistler, başta Almanya olmak üzere Hollanda, İsveç, Avusturya ve Danimarka gibi bütçe fazlası veren Kuzey Avrupa ülkelerinin kamu harcamaları politikalarının gelecek döneme ilişkin büyüme performansı üzerinde etkili olacağını belirtti.
Avro Bölgesi'nde para politikasında cephanenin tükenmekte olduğunu ifade eden analistler, kamu harcamalarını artırmadan büyüme potansiyelinin ve toplam talebin artırılmasının oldukça zor olduğunu kaydetti.
Analistler, halihazırda deflasyonist etkilerin bariz şekilde görüldüğü bölge ekonomisinde uzun süredir "Japonyalaşma" tartışmalarının yapıldığını, gerekli adımların atılmasında geç kalınması durumunda bölge ekonomisinin daha derinden etkilenebileceğini dile getirdi.
Almanya Finans Bakanı Olaf Scholz, geçen yaptığı bir açıklamada ülkenin resesyon durumunda müdahale etmek için milyarlarca avroyu hazır bulundurduğunu, ancak şimdilik denk bütçe ile devam edeceklerini ifade etmişti.