FİNANS

SETBİR/Tezel: Sütümüz sağlıklı, bilginiz kirli

Türkiye Süt, Et, Gıda Sanayicileri ve Üreticileri Birliği (SETBİR) Başkanı Tarık Tezel, 1 Haziran Dünya Süt Günü için yaptığı açıklamada süt ve süt ürünleri sanayiine yapılan eleştirilerle ilgili, “Bizim sütümüz sağlıklı ama sizin bilginiz kirli” dedi.

İstanbul, 31 Mayıs (DHA) - Türkiye Süt, Et, Gıda Sanayicileri ve Üreticileri Birliği (SETBİR) Başkanı Tarık Tezel, 1 Haziran Dünya Süt Günü için yaptığı açıklamada süt ve süt ürünleri sanayiine yapılan eleştirilerle ilgili, “Bizim sütümüz sağlıklı ama sizin bilginiz kirli” dedi.
Türkiye'nin de üyesi olduğu Birleşmiş Milletler Gıda Tarım Örgütü'nün (FAO) 2001 yılında aldığı karar uyarınca, Dünya Süt Günü her yıl 1 Haziran'da kutlanıyor. SETBİR de söz konusu karara paralel olarak geçen yıldan itibaren Dünya Süt Günü'nü 1 Haziran'da kutlamaya başladı. Tarım ve Orman Bakanlığı da bu yıldan başlayarak Dünya Süt Günü'nü 1 Haziran'da kutlayacak.

Süt ürünleri sektörü binlerce yurttaşa iş imkanı sağlıyor

Dünya Süt Günü için yaptığı açıklamada sektörü değerlendiren SETBİR Başkanı Tarık Tezel, Türkiye süt ve süt ürünleri sektöründe “İçişleri Bakanlığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Tarım ve Orman Bakanlığı, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Ticaret Bakanlığı ve Maliye Bakanlığı”ndan onaylı, kamu otoritesince kayıtlı ve denetimli, 2 bin 258 işletmenin faaliyet gösterdiğini söyledi. Tezel, şunları söyledi:
“Sektörümüz her ay 500 bini aşkın çiftçi-üreticiden temin ettiği çiğ sütü, sağlıklı, ambalajlı, hijyenik içme sütü ve süt ürününe dönüştürüyor. Bunun yanı sıra, gerek sağladığı doğrudan istihdam ve gerekse tedarikçilerinden aldığı mal ve hizmet ile 10 binlerce insanımıza da geçim kapısı oluyor. Sektörümüzün ürünleri, yurtiçinde 600 bin satış noktasında, yurtdışında da 88 ülkede tüketici ile buluşuyor.”

“Üretilen çiğ sütün yarısı kayıtdışı işleniyor”

Türkiye'de 2018 yılında 22.1 milyon ton çiğ süt üretildiğini söyleyen ve bu miktarın yüzde 90.5’inin inek, yüzde 6.5’inin koyun, yüzde 2.5’inin keçi, yüzde 0.5’inin de manda sütü olduğuna dikkat çeken Tezel, 2018 yılında Türkiye'de süt ve süt ürünleri sanayiinin 1.66 milyon ton içme sütü, 110 bin ton süttozu, 65 bin ton tereyağı, 756 bin ton peynir, 1.20 milyon ton yoğurt ve 730 bin ton ayran ürettiğini belirtti.
Sanayinin bu üretimi, 2018 yılında üretilen toplam inek sütünün yüzde 45’ini işleyerek yaptığını vurgulayan Tezel, şu değerlendirmeyi yaptı:
"Bir başka deyiş ile geçen yıl Türkiye'de üretilen sütün yarısından azı sanayi tarafından işlenirken, yarısından fazlası ya kayıtdışı işletmelerde işleme tabi tutuldu ya da sokak sütü olarak tüketildi. Sektör mevcut kapasitesi, teknolojik altyapısı ve bilgi birikimi ile Türkiye’de üretilen çiğ sütün tamamını işleyebilecekken, kayıtdışının bu kadar büyümesinin başlıca ve en önemli nedenlerinden biri, ambalajlı süt ve süt ürünleri hakkında yayılan bilgi kirliliği. Öte yandan kayıtdışının ulaştığı bu büyüklük, sektörün bugün ödediği vergi kadar bir miktarın da ödenmemesine, dolayısıyla vergi gelirlerinde ciddi bir kayba neden oluyor.”

“UHT, sütün yararını koruyan bir teknolojidir”

Süt ürünleri sektörünün, çiğ sütü hastalık yapıcı bakterilerden arındırmak ve raf ömrünü uzatmak için pastörizasyonun yanı sıra başta UHT olmak üzere diğer ısıl işlem teknolojilerini de kullandığını hatırlatan SETBİR Başkanı, “Belli çevreler, UHT teknolojisinin içme sütünün yararını ortadan kaldırdığını ileri sürüyor. Eğer bu doğru olsaydı hem FAO, hem de başta Tarım ve Orman Bakanlığı olmak üzere ülkemizdeki kamu otoritesi, UHT süt üretimini yasaklardı. UHT, sütün yararını azaltan değil bilakis o yararı koruyan bir teknolojidir” dedi.

Hayvancılığa yatırım yapmak şart

Türkiye’de hala kişi başı ortalama 270 kilo süt ve eşdeğeri süt ürünü tüketildiğine dikkat çeken Tezel, bu miktarın FAO verilerine göre dünyada ortalama 111 kilo, gelişmiş ülkelerde de 300 kilonun üzerinde olduğunu belirtti.
“Hedefimiz, gelişmiş ülkeler ortalaması olan yılda en az 300 kilo süt ve eşdeğeri süt ürünü tüketimine ulaşmak olmalı” diyen Tezel şöyle devam etti:
“Bu hedefe ulaşmak için de yeterli hayvan kaynağına sahip olabilmeliyiz. Ancak bugün Türkiye'de sütte de kırmızı ette de yeterli hayvan kaynağımız yok. Bu nedenle her yıl giderek artan miktarlarda süt ve besi sığırı ithal ediyoruz. Eğer kendi hayvan kaynağımızı geliştiremezsek bu ithalat yarın da devam edecek. Dolayısıyla her halükarda nüfusumuzun hayvansal protein ihtiyacını karşılayabilmek için hayvan sayımızı artırmak, bunun için de hayvancılığa yatırım yapmak şart. Bu yatırım, nüfusumuzu yeterli miktarda hayvansal proteinle beslemekle kalmayacak, bu sayede gelişecek sağlıklı nesiller daha az hastaneye, daha az huzurevine ihtiyaç duyacak.”

Mynet’te En Çok Takip Edilen Hisseler
Hisse

En Çok Aranan Haberler