Kiralık ev fiyatları Türkiye gündemindeki yerini korumaya devam ediyor. İstanbul başta olmak üzere özellikle büyükşehirlerde yüksek ev kiraları dikkat çekerken Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, alınan tedbirlerin sonuç vermeye başladığını belirterek kira fiyatlarının düşme eğiliminde olduğunu söylemişti.
Ancak Merkez Bankası Başkanı Hafize Gaye Erkan'ın verdiği röportajda kullandığı ifadeler bir anda gündeme oturdu. Hürriyet gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Hakan'a yaptığı açıklamada "İstanbul, Manhattan’dan pahalı olur mu? Biz İstanbul’da ev bulamadık. Müthiş pahalı. Annemlere yerleştik, onların yanında kalıyoruz." diyen Erkan'ın bu sözleri çok konuşuldu.
Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan gazeteci Fatih Altaylı, Erkan'la ilgili dikkat çeken bir iddiada bulundu. Erkan'ın aylık maaşının yan ödemeler hariç 160 bin TL olduğunu ve 3-4 yıllık gelirinin en az 50 milyon dolar olduğunu savunan Altaylı "Erkan, 'buradaki işim bitse de ben Amerika'ya dönsem diye gün sayıyor' demektir." ifadelerini kullandı.
Altaylı'nın dikkat çeken sözleri şöyle;
"Hafize Gaye Erkan herhangi birisi değil. Türkiye'de en yüksek maaş alan bürokratların arasında. Aylık maaşı yan ödemeler hariç 160 bin TL. 160 bin TL geliri olan birisi eğer ki İstanbul'da oturacak bir ev bulamıyorsa ve kiraları yüksek buluyorsa vatandaşın durumunu varın siz hesaplayın.
Tabi Hafize Gaye Erkan haksız demiyorum bu arada. Merkez Bankası başkanı standardında birisi İstanbul'da kalkıp da bir kenar mahallede 90 metrekare bir evde oturacağını da herhalde zannetmiyorsunuz. 20 bin TL'ye bulur ama olmaz tabiki. Hafize Gaye Erkan; Etiler'de, Bebek'te, Bağdat Caddesi civarında oturacak. Oralarda da evler 70-80 bin TL. O zaman tabi ki yüksek yani. Maaşının yarısından fazlasını oraya verecek.
Ancak bir gün önce de Bakan da yüksek kiraların düşme eğilimine girdiğini söylüyor. Siz Bakan'ı yalanlıyorsunuz ve kiraların fahiş olduğunu gündeme getiriyorsunuz sanki bir muhalefet parti lideri gibiymiş gibi.
Daha vahim tarafı şuydu; kapıcıyla, apartman görevlisiyle konuşup ekonomiyle ilgili ondan görüş almaya çalışıyor. Bu da ekonomiyle ilgili verilerin halka yansımadığını gösteriyor. Bunu biz söyleyince muhalif ve kötü gazeteci oluyoruz. Merkez Bankası Başkanı da aslında aynı şeyi söylüyor. Sadece bunu apartman görevlisinin ağzından söylüyor. Belli ki o da bu durumun farkında. Aslında insani bir şey yapıyor. Bu kötü bir yaklaşım da değil.
Ancak şimdi görevden alınır mı? İstifası mı istenir? Ne olur? diye konuşulmaya başlandı.