Uzun süredir beklenen ECB kararları dün açıklandı. Piyasaları neredeyse havuç göstererek bugünlere getiren M.Draghi, faiz ve para silahlarını birlikte çekti.
Politika faizi % 0,15'e indirildi. Mevduat faizi % -0,10'e düşürülerek bankalara para yatırmayın, harcama yapın denildi. Borç verme faizi de % 0,40'a indirildi. Bu kararlar 14:45'te ECB tarafından piyasalara açıklandı. Destek kararlarının bir de parasal kısımları var. Onun açıklanması da 15:30'da M.Draghi tarafından yapıldı. Draghi, Eylül, Aralık gibi bankalara yönelik ilk etapta 400 Milyar Euro olacak bir kredi desteğini düşündüklerini söyledi. Faizler uzun yıllar düşük kalacak dendi.
Şimdi bu kararlardan FED'in tahvil alım programı gibi bir sonuç bekleyiniz! FED aylık 85 Milyar $ tahvil alımı açıklamış ve hemen başlamıştı. ECB ise tahvil alımı değil, bankalara kredi verileceğinden bahsediyor. Hemen değil, Eylül ve Aralık gibi iki ihale ile bunun yapılması düşünülüyor deniyor. Bankaların ellerindeki tahvilleri alarak likdite vermiyor. Kredi isteyen bankaların kredi talepleri karşılanacak diyor. Ama bunu da şarta bağlıyor. Riskli ülke tahvillerini almak isteyen bankalara para yok, bana tüketici, yatırımcıya vereceğiniz proje taleplerini getirerek kredi isteyin diyor. Anlayacağınız piyasalarda bir anda likidite bolluğu yaşanmayacak. Neden? Çünkü, verilecek kredinin şartı nedeniyle, öncelikle tüketici ya da yatırımcının kredi talebinin artmaya başlaması lazım!
2014 büyüme rakamını aşağı revize (Sanırım % 1 idi) ediyorlar 2015 ve 2016 için de ciddi bir büyüme oranı hedeflenmiyor. O zaman demek ki çok ciddi bir talep artışı olmasını da beklemiyorlar. Öyleyse, bankalar iç talep artışı ile karşılaşmayacaklarsa, biz dahil onlara göre riskli olabilecek ülkelerin tahvillerine de yatırım yapmak için kredi talep edemeyeceklerine göre, ECB'den ne için para isteyecekler? İşte burası bana göre biraz belirsizlik içeriyor. Bence talep artışı yaratmak için asıl Avrupa hükümetlerinin ciddi devlet yatırımları ile yatırımcıları cesaretlendirmeleri gerekiyor. Yani talep artışını halktan değil, asıl devletlerin hamlelerinden beklemek lazım.
Ama yine de açıklanan ECB paketi kötü değil. Sadece çok hızlı yansıma yaptıracak etkilere sahip olmayabilir. Ama yine de piyasaların derin bir düzeltme yapmasına engel olmaya yetecek bir düzeltme diyebiliriz. Ayrıca, bu kararlar arkasından FED misali bir tahvil alım programı da gelebilir. Çünkü gereken her karar alınacak diyorlar.
Bankalar alacakları kredileri direkt istedikleri ülkelerin tahvillerine ya da piyasalarına sokamayacak olsalar da, bu kararlar yine de Türkiye'ye faydalı olacaktır. En basiti, artacak olan tüketim talepleri nedeniyle, Avrupa ile ciddi bir ticari partnerliği olan Türkiye, bu talep artışından faydalanabilecek bir ülke konumundadır. Ayrıca, Avrupa üzerinden turizm gelirlerinin artacağını da söyleyebiliriz.
Peki BIST şimdi ne yapacak? İşte zor soru yine karşımıza geldi. Hadi bakalım gelin de asıl buna cevap verin. ECB kararları sonuçta bir dizi bilgi gibi okunuyor. Herkes asıl BIST'e etkisi ne olacak diye bakıyor. Bu cevap zor. Çünkü, para üç ay sonra bankalara projelerine göre kredi olarak verilmesi düşünülen bir para. Şartları var. Bu nedenle hemen piyasalara likidite girmeye başlar mı çok emin değilim.
Çünkü ECB'nin üç ay sonrası verileceği söylenen paralarının etkilerine karşılık, bugün ise tepkisi hemen görülebilecek bir ABD tarım dışı istihdam verisi açıklanacak. Eğer ABD tarım dışı istihdamı beklenenden yüksek gelirse, bu takdirde FED tahvil alımını daha hızlı düşürüp, faiz artışı sürecine de daha hızlı gideceğinin mesajlarını verebilir. Eğer bu yönde bir gelişme olursa, ABD'nin artacak faizleri nedeniyle, faizi neredeyse sıfırlanmış olan Avrupa'da piyasaya çıkacak likidite kendisine ABD piyasalarını seçebilir! Ama bugün ABD verisi beklenenden daha kötü gelirse, o zaman en azından bu yönde bir korkuyu bir sonraki ay düşünecek oluruz.
ECB kararları sonrası TCMB faizlerde ne karar alacaktır? ECB şartlı bir likidite desteği açıkladığı için, TCMB bir anda sert bir faiz indirimi yapmayıp, kademe kademe indirimleri tercih edebilir. Bunun için de şimdiden değil, 24 Haziran PPK (Para Piyasası Kurulu)toplantısı beklenebilir. Ama hemen şunu belirteyim ki, öyle ya da böyle Türkiye'de faizler inecektir. Yaz bitmeden 200 baz puana yakın bir indirim olmasını bekliyorum. ECB piyasalara hemen para vermeye başlıyorum deseydi, bu indirimin çok daha hızlı olması için sebep çıktı diyecektik. Şimdi hızlı bir indirim yapılması için tam istediğimiz sebep yok. Ama MB yine de yaparsa bilemem. Fakat sonuçta yaz süreci üç ay demektir. Üç ay içinde 200 baz puan civarı bir indirim beklentim gerçekleşecekse, bankalara olan ilgi sıcak kalacak ve her düşüş alım fırsatı olacaktır.
Mesele şuan alım yerinin neresi olduğuna karar vermektir. Bunun için de ABD'nin 15:30'da açıklanacak tarım dışı istihdam verisini beklemek doğru olabilir. Bu veriye göre mevcut endeks seviyesinden de almak durumunda kalabiliriz(veri kötü gelirse). Ama veri çok iyi gelirse, o zaman kısmi bir düşüş sonrası alım yapmak daha doğru olacaktır diye düşünüyorum.
İşte hem ECB'nin yarattığı izah ettiğim belirsizlik, hem de ABD verisi nedeniyle, kararlarımızda teknik seviyeleri kriter yapabiliriz. BIST için 80.500 yine de çok önemli bir yakın dirençtir. Bu seviye geçilmeden yeni bir alım risk taşır. Ya bu seviyenin geçildiğini görmeliyiz, ya da BIST'in kısmi bir düzeltme yapmasını beklemeliyiz diyorum. Ancak 80.500 geçildiği zaman, beklentimin 31 Mayıs 2013 gap boşluğunun kapanması yeni hedefimiz olacaktır şeklindeki beklentilerimin sürdüğünü biliniz. Bu beklentim bu sene gerçekleşecektir de zamanı ne zaman olacak ona 80.500 direnci karar verecek diye düşünüyorum. Olası teknik seviyeleri Destek-Direnç Tablomuzdan takip edebilirsiniz. Ancak her ortamın hisse bazlı hareketlerinin olması da gayet doğaldır. Bu nedenle bağımsız hisse yükselişleri her ortamda olacaktır.
Hepinize iyi ve dinlendirici bir hafta sonu dilerim. Ben kısmetse ailem ve arkadaşlarımla bu akşam Kuşadası'na gidiyorum. Hafta sonunu Ada'da geçireceğiz.
NOT: Yazı 6 Haziran 09:12'de borsaanalizci.com'da yayınlanmıştır.
Saygılarımla
Aydın Eroğlu
Stratejist
Finans Yazarı
Twitter;borsaanalizci.com