FİNANS

MB AB Liderlerinin Uzlaşmasına Göre Plan Yapıyor!

MB Başçı, konuşması çok kolay anlaşılar birisi değil. Konuşması çok karışık. Ama aralarda dokunduğu noktalardan döviz kurlarının orta vadeli enflasyona etkisini kontrol altına almak için faiz ile müdahale ettiğini söylüyor. Yani bir süre daha piyasa faizleri yüksek seyredebilir.

Bankalara faiz artışının bir yükü vardır. Ama kurların gevşemesi bu yükün son günlerde bozulan durumunu bankalar lehine hafifletecektir. Ayrıca da AB liderler zirvesinin sonucuna göre bankaların özellikle faiz yükselmesinden uğramış olacakları ek yükü hafifletmek için munzam karşılıklarında azaltmaya gideceklerini söylüyor. Ama liderler zirvesinin sonuçlarına göre bu kararın detayları belirlenecekmiş. Munzamlarda yapılacak indirimlerin boyutu bankalarda döviz kurlarının düşmesi gibi ek rahatlatıcı etki yaratacaktır.

Şimdi açıklamalar tam net olmadığı için, yansımalar hakkında çok net konuşamıyorum. Ama görünen faizin bir süre daha yüksek kalmasının istendiği ve banka kredilerinin artışının önüne geçilmesi isteği. Bu durum bir hafta öncesine kadar düşüncelerinin tersi.

Bu görüntü kafa karışıklığını daha arttıracaktır. Çünkü başkan Başçı, ''faizler konusunda 5,75 ve 12,50 diye bir düşük bir de yüksek faizimiz var. Bunun hangisini uygun görürsek onu uygularız. Bugün için faizi arttırmış olduk ama yarın öyle uygun görürsek 5,75 uygularız'' demesi ile kafa karışıklığı için ne demek istediğimi anlayabilirsiniz.! Eğer AB liderleri uzlaşırlarsa faizlerde yeniden düşük seviyeye geçilebilecek, yok eğer AB liderleri uzlaşamazsa yüksek olarak rakam uygulanacak. Ama bu yüksek faiz bir politika faizi değil, geçici bir faiz uygulamasıdır.

Kalıcı bir faiz artışı değil, özellikle Avrupa'daki gelişmelere pararlel oynak bir faiz politikası uygulanacağını gösteriyor. Kısacası AB liderleri uzlaşırsa, piyasalar toparlanacaktır. Çünkü MB ek bir kalıcı yük yaratmadı. Tahvil faizi düşük kaldığı için, bankaların ellerindeki devlet kağıtları karşılığında kârları azalma göstermeyecektir. Gecelik yüksek faizli borçlanmanın maliyeti ise bankalar tarafından kredi talep edenlere yansıtılacağı için bilançolarda sorun yaratmaz. Hatta düşük politika faizine rağmen kullandırdıkları kredi faizleri yükseleceği için bankalara ek kâr da yaratması beklenebilir.

Kısacası MB, banka kredilerinin istenenden daha yüksek gerçekleşen büyümesini frenlemek, banka karlarının azalması etkisini yaratacak olsa da bir süre en azından gecelik borçlanmada yüksek faizi sürdürerek kurları dengeye sokmak ve büyümeyi de frenlemek istiyor. Bu düşüncede cari açığın tam olarak kontrol altına alınamamış olmasının da etkisi var diye düşünüyorum.

Bu arada MB bankalara karşılıklarının bir kısmını altın olarak da tutabilmeleri için gerekli düzenlemeyi yaptıklarını söyledi. Bu da halkın elindeki altınların da bankalar kanalı ile ekonomiye kazandırılması fikrini gösteriyor ki doğru bir uygulama olabilir. Bu düşüncenin diğer bir amacı da, Avrupa'nın borç krizini piyasalara para vererek aşmaya çalışması halinde, bu likiditenin altına gidebileceği, bankaların munzamlarının bir kısmını altın tutarak olası altın fiyatlarının artması halinde sanki karşılıklarına faiz alıyormuş gibi değerleme geliri yazmaları amaçlanmış olabilir. Bu uygulamanın riski; altın fiyatlarının düşmesidir. Bu takdirde MB'daki karşılıklarının bir kısmını altın olarak tutmayı tercih edecek bankalara değerleme zararları yansımasına neden olabilir.

Bu açıklamlarla piyasaların düşebileceği endeks bazındaki seviyenin 55.000'lerle sınırlı olabileceğini düşünüyorum. Çünkü zaten olası açıklamalara göre öncesinde yeterince düşmüş olduk.

Şimdi gözlerimiz AB liderlerinde olmalı. Ki, onlar uzlaşırsa kurlar ve faizler aşağı yönlü revizelere uğrayacaktır.

Aydın Eroğlu

Mynet’te En Çok Takip Edilen Hisseler
Hisse

En Çok Aranan Haberler