MB uzun vadeli yabancı para cinsinden karşılık oranlarında indirime gitti. Aynı zamanda da bugünden itibaren döviz alım ihalelerine ara verdi.
Uzun vadeli karşılıklardaki indirim ile 590 kusur milyon dolarlık bir likidite yaratmış oldu.
Bence bu bir müdehale değil. Sadece olması gerekeni yaptı. Ama bu iki kararla dözvizde sert düşüşler istediğini de sanmıyorum. Hatta devamında faiz indirimleri de yaparak kurların biraz daha çıkmasına neden olabilir.
Açıklanan bu kararlarla banka hisselerinde birden alımlar gördük. Aslına bakarsanız asıl banka hisselerindeki artışın olması için alınacak karar faiz indirimidir.
Çünkü artan kurlarda eğer MB'nın bugünkü kararları ile ciddi düşüşler olmadığı takdirde( ki, çok fazla bir kur düşmesini beklemediğim gibi, düşmesinin de doğru olmadığını düşünüyorum.) yüksek kurlar bankaların sendikasyon kredileri nedeniyle kârlarını azaltacaktır. Oysa olası bir faiz indirimi bankaların ellerindeki tahviller nedeniyle ekstra kâr yapmalarına imkan verecek ve aynı zamanda da, düşen faiz nedeniyle sıcak paraya fren gelecektir.
Kısaca şöyle diyelim;
Kur ve faiz artarsa, bankaların bilançoları çift taraflı olumsuz etkilenir. Cari açık ve büyüme düşer
Kur artar- faiz düşerse, oranlara göre banka bilançolarında etkileri görülür. Birbirlerini kısa vadede nötürleyip, uzun vadede kâr artışı yaratabilir. Cari açık düşer ama büyüme sürer.
Kur ve Faiz düşerse, bankaların bilanço karları, büyüme artar ama cari açık sorunu sürmeye devam eder.
Sonuçta, görüyorsunuz ki, çok basit bir karar bile piyasalara artı yükseliş yaşatıyor. Bu demektir ki, Türkiye'deki kriz beklentileri, çok da ciddi olmayan bir senaryodur. Doğru alınabilecek kararlar Türkiye'yi tüm yerli-yabancı yatırımcıların hedefi yapar.
Not: Yazı 12:23'te borsaanalizci.com'da yayınlanmıştır!
Aydın Eroğlu