Rusya'nın en büyük ikinci bankası VTB Capital'in Türkiye’den Sorumlu Direktörü Ozan Özkural, gelişmekte olan ülkelere akan Doğrudan Yabancı Yatırım miktarının, gelişen ülkelere akan miktarı geçtiğine dikkat çekerek, Türkiye’nin bu alandaki başarısını devam ettirmesi ve cazibesini daha da artırması için iyileştirilmesi gereken noktalar olduğuna dikkat çekti.
Özkural son küresel krizin ardından global Doğrudan Yabancı Yatırım (FDI) akışının azaldığını ve yeni yeni 1.35 trilyon dolar seviyesine çıktığını, Türkiye'nin de bu fonlardan hak ettiği payı alabilmesi için atması gereken adımlara dikkat çekti.
KÜRESEL SERMAYE GELİŞEN ÜLKELERE GİTMEYE DEVAM EDECEK
Toplam FDI akışının yaklaşık yüzde 80'inin OECD ülkelerinden geldiğine değinen Özkural, gelişmekte olan ülkelerin global FDI pastasından giderek yüklesen miktarlarda pay aldığı değerlendirmesini yaptı. İlk defa 2012 yılında gelişmekte olan ülkelerin gelişmiş ülkelerden daha fazla oranda FDI çekmeyi başardığını hatırlatan Özkural, trendin bu istikamette ilerleyeceğini belirtti.
Özkural yaptığı konuşmada Türkiye'nin son 10 yılda ortalama yüzde 5.5'lik büyüme kaydettiğini ve yabancı yatırımcıların orta vadede Türkiye'nin bu performansını sürdürmesini olası gördüğüne işaret ederek, şöyle konuştu:
"Türkiye’nin kişi başına düşen GSYİH rakamları son 10 sene içinde 3'e katlanmış, kamu borcunun, GSYİH'ye oranı yüzde 74 den yüzde 36'a inmiş, özelleştirmelerle devletin hem ekonomideki ağırlığı azalmış, hem de kasasına ciddi miktarlarda para girmiştir. Kısaca, son 10 senede yatırımcıların güvenini kazanacak stabilite yaratılmış, güçlü ve sağlam bir bankacılık sektörü oluşturulmuş, alt yapıya ve büyümeye yatırım yapılmış ve sonuç olarak Türkiye 2000'lerin başına göre çok daha varlıklı, refah ve dünyada güçlü bir konuma gelmiştir.
80'lerin başında Türkiye ilk kez kapılarını yabancı yatırımcılara açtığı sene, ülkeye giriş yapan FDI miktarı sadece 18 milyon dolar iken bu rakam 20 sene içinde yaklaşık 15 milyar dolara çıkmıştı. Geçtiğimiz 10-12 senenin ekonomik başarısı, bu rakamın 2012 itibari ile yaklaşık 140 milyar dolar olması ile çarpıcı bir şekilde gözler önüne serilmektedir ki özellikle son 5 sene içinde Türkiye FDI'da yıllık yüzde 27.5 civarında bir büyüme oranı yakalamış ve AT Kearny Dünya FDI güvenilirlik endeksinde 13. sıraya yükselmiş bulunmaktadır.”
TÜRKİYE İÇİN KREDİ NOTUNDAN DAHA ÖNEMLİ
Bir ülkenin çektiği FDI'ın birçok açıdan o ülkenin kredi notundan daha önemli olduğuna da işaret eden Özkural, 2023 vizyonu çerçevesinde Türkiye'nin şimdiye kadar olduğu gibi önümüzdeki dönemde de yabancı yatırımcı ilgisini artırarak çekebilmesi için bazı adımları gecikmeden atması gerektiğini belirtti.
Özkural, "Türkiye, rakamsal olarak son 10 sene içinde çok ciddi bir yol kat etmiş olsa da, yüzde 1.6’lık bir FDI/GSYİH oranı ile su an için Brezilya (yüzde 2.7), Çin (yüzde 3.1), Endonezya (yüzde 2.2), İngiltere (yüzde 2.6) gibi FDI sıralamasında daha yukarda bulunan rakiplerinin gerisinde. Bu rakamları yakalamak için Türkiye’nin sunduğu lojistik ve üretimdeki düşük maliyete dayalı avantajlarına ilaveten, yatırımcılara daha sistematik ve geniş bir katma değer yelpazesi sunarak ilerlemesi lazım" dedi.
Özkural, atılması gereken adımları ise ticari hukuk kanununda ve şirketlerin denetiminde şeffaflığın artırılması, iş kanununun liberalleşmesi, vergi mevzuatında yapılacak kolaylıklar, kayıt dışı ekonominin kontrol altına alınması, AR-GE konusunda yatırımların artırılması, global inovasyon ve teknoloji yatırımlarını çekebilecek güçlü bir altyapının oluşturulması ve cari açığın azaltılması için gerekli önlemler olarak sıraladı.
“10 SENE İÇİNDE ÇOK DAHA CAZİP DURUMA GELECEK”
Özkural, konuşmasının sonunda risk faktörleri ve atılması gereken adımlara rağmen Türkiye’nin yabancı yatırımcıların gözünde gelişmekte olan ülkeler arasında Brezilya ile birlikte en güvenilir iki ülkeden biri konumunda olduğuna dikkat çekerek, “Orta vadede yüzde 5 gibi çok ciddi bir büyüme rakamını tutturacağı öngörülmektedir. Hükümetin son 10 senede attığı doğru ve emin adımların devamı geldiği takdirde 2023 yılında Türkiye’nin global ekonomide çok daha büyük bir ağırlığa sahip olacağına ve FDI akışı olarak dünyadaki en çekici ülkelerden biri haline geleceğine inanıyorum” diye konuştu.