Altın yatırımcıları nefeslerini tutup ajandalarında 17-18 Aralık tarihini kalın çizgilerle işaretledi. Amerikan Merkez Bankası’nın bu tarihlerde yapacağı açıklamalar altının kısa vadeli seyrini tayin edecek. Öte yandan 2014’te de altın yatırımcısını sükunet beklemiyor.
Hürriyet'ten Barış Balcı'nın haberine göre baş döndürücü bir trend izleyen altında dalgalanma bu sene iyice belirginleşti. Neredeyse iki günde bir altında yüzde 1’in üzerinde artış ya da azalış meydana gelirken yatırımcılar da merakla 17-18 Aralık tarihini bekliyor. Uluslararası piyasalarda altının onsu 1244 dolarda seyrederken altın uzmanları önümüzdeki günlerde altın cephesinde pek de sakin günler beklemiyor. 17-18 Aralık’ta ABD Merkez Bankası (Fed) Açık Piyasa Komitesi merakla beklenen tahvil alım azaltımı kararını açıklayacak. 22 Mayıs ayında Fed yetkililerinin ekonomide işsizlik ve enflasyonda yaşanacak olumlu gelişmelerle birlikte tahvil alım azaltımına gidebileceğini açıklamasıyla birlikte altın en çok dalgalanan enstrüman olmuştu. Bunun sebebi ise ABD’nin ayda 85 milyar dolarlık tahvil alımı ile dünyaya saldığı ucuz paradan altının da pay almasıydı. 22 Mayıs’tan bu yana altın dalgalı bir seyir izlerken, yatırımcısına yılbaşından beri –tahvil alımı azaltımı tartışmalarının da etkisiyle- yüzde 25.70 kaybettirdi.
ÜÇ KRİTİK SENARYO
Peki bundan sonra ne olacak? Altın yatırımcısı için ilk önemli durak 17-18 Aralık tarihi gözüküyor. Bunun için piyasalarda üç ayrı senaryo konuşuluyor. Birinci senaryo Fed’in tahvil alımına aynen devam edip açıklamalarında güçlü bir şekilde 2014 başlarında tahvil azaltımına başlayacağı yönünde. Bu aynı zamanda piyasalarda en çok konuşulan senaryo. İntegral Yatırım Analisti Tuğba Özay’a göre altın bu senaryoyu önce yükseliş ardından düşüşle karşılayacak. Özay “İlk tepkiler olumlu gerçekleşerek alımlar ivme kazanabilir.1250-1270 bandı test edilebilir. Açıklamaların etkisi geçtikten sonra ise altında yeniden satışların ön plana çıktığını görebiliriz. Ancak 1250 dolar seviyeleri psikolojik destek seviyeleri olarak ön plana çıkıyor. 1250’lerin aşağı yönlü kırılması halinde satışlar tekrar ivme kazanacaktır ve 1210- 1220 dolar seviyeleri önemli destek olarak öne çıkıyor.” dedi.
İkinci senaryo ise Fed’in piyasaları şaşırtıp sembolik bir azaltıma gitmesi ancak 2014 yılında net açıklamalar yapmaması yönünde. Bu senaryoda altının kısa vadede düşüşle tepki vermesi beklense de 2014’e yönelik net açıklamalar gelmemesi ile tekrar yükselmesi olasılıklar içinde değerlendiriliyor.
Üçüncü senaryo ise altına kısa vadede en çok kazandıracak senaryo olarak bekleniyor. Bu senaryoda Fed’in tahvil alım azaltımına gitmediği gibi 2014’teki yol haritası hakkında yeterince net bilgi vermemesi öngörülüyor. Bu durumda altının 1300 dolara kadar çıkabileceği konuşuluyor. Ancak ABD ekonomisinde özellikle istihdam cephesinde son ayda olumlu gelişmelerin yaşanması bu senaryonun gerçekleşme olasılığını düşürüyor.
Tuğba Özay Fed’in yine de istihdam ve enflasyon cephesinde daha sürekli bir iyileşme görmek istediğini belirterek 2014’ün ilk çeyreğini işaret edebileceğini belirtiyor. Özay “Altında yılsonuna kadar 1350 -1400 dolar seviyelerinin beklenmemesinin en önemli sebebi olumlu gelen veriler ve FED’in 85 milyar dolar ile sonsuza kadar devam edemeyeceği ve artık azaltım sürecine yaklaşıldığı düşüncesi olduğu unutulmamalı.” diyor.
ENFLASYONA DİKKAT
İş Yatırım Uluslararası Piyasalar Müdürü Şant Manukyan ise altının tahvil alımı aynen devam etse de düştüğüne dikkat çekerek “Tahvil alımında yapılacak bir değişiklik fazla bir etki yaratmayacaktır. Şayet alımların azaltılması reel faizlerde bir zıplamaya neden olursa bu altına da satış olarak yansıyacaktır. Konu gündeme gelmezse altında daha önce gördüğümüz gibi kalıcı olmayacak tepkiler yaşanabilir.” diyor.
Manukyan’a göre altın için ABD istihdamından daha önemlisi kişisel tüketim harcama fiyatlarında yaşanan düşüş. Bu oranın geçtiğimiz Cuma yüzde 1.1’e inmesi kritik. Manukyan bu oranın yüzde 1’in altına düşmesi durumunda Fed’in ciddi anlamda paniğe girebileceğini söylerken yüzde 0.50’lik bir oranın kabul edilemeyecek bir seviye olduğunu belirtiyor. Bu senaryonun gerçekleşmesi durumunda Fed’in ucuz para salınımına devam etmesi olasılıklar içinde görünüyor. Manukyan altın yatırımcısı için ABD enflasyonunun da takip edilmesi gerektiğini belirtiyor.
ALTINA ETKİ EDECEK ABD DIŞI FAKTÖRLER DE VAR
Altındaki dalgalanmanın Fed’in kararı netleştikten sonra da devam etmesi olası gözüküyor. Jeopolitik gelişmeler bu noktada önem kazanacak. Zira altın tahvil alım azaltımı görüşlerinin güçlenmesine rağmen Suriye krizinden beslenerek Eylül ayı başında 1410 doların üstünü görmüştü. Öte yandan dev altın madenciliği şirketleri ve Çin de altın üzerinde etki sahibi. Şant Manukyan Barrick Gold gibi en büyük altın şirketleri bile hedge satışlarını gündeme aldıklarını belirterek “Bunun olması fiyatlar üzerinde baskıyı artıracaktır. Spekülatif bir gelişme ise muhtemelen Mart-Nisan ayında açıklanacak olan Çin’in güncel altın rezervi” dedi.
17-18 Aralık sonrası altının izleyeceği rota muhtemelen 2014’ün ilk altı ayında netleşecek gibi. Bundan sonrasında ise altının gündemine farklı konular damgasını vurabilir. Kısa vadede değişmeyecek trend ise bir süre daha altında şiddetli dalgalanmanın devam edeceği yönünde.
SON İKİ TOPLANTI ALTINI NASIL ETKİLEMİŞTİ?
Fed’in Açık Piyasa Komiteleri toplantıları altın fiyatları üstünde büyük rol oynuyor. Özellikle son iki toplantıda altın fiyatları büyük dalgalanmalar görmüştü. 17-18 Eylül’deki toplantı öncesi Fed’den tahvil alımı azaltımı bekleyen piyasalar Suriye krizi ile 1400 doların üstünde olan altını 16 Eylül’de 1305 dolara kadar çekmişti. Fed’in tahvil alımına aynen devam kararı vermesiyle altın çok kısa sürede 1350 dolara fırlamıştı. Ancak kısa süre sonra altın yeniden ABD verilerine odaklanarak düşmeye başladı.
Ekim sonundaki toplantıda ise Fed’in kararı yine değişmedi. Ancak ekonomideki iyileşmeye vurgu yapan Fed daha güçlü bir şekilde tahvil alım azaltımına dikkat çekti. 29-30 Ekim’deki toplantısı sırasında 1350 dolar seviyelerinde bulunan altın Amerikan ekonomisinin o tarihten itibaren istikrarlı bir şekilde toparlanma eğilimi göstermesiyle birlikte bir daha bu seviyeleri yakalayamadı.(HÜRRİYET)