İş sözleşmesinin sona ermesiyle işçi ve işveren arasında birtakım belgeler imzalanmaktadır. Karşılıklı alacak ve borçların olmadığına dair hazırlanan ibraname çoğu zaman işveren tarafından işçiye imzalatılmak istenirken, uzmanlardan daha sonra oluşacak mağduriyetlere karşı dikkat çeken uyarılar geliyor. Uzmanlar, işçinin işveren karşısındaki daha zayıf konumu nedeniyle söz konusu ibranamelere net sınırlamalar getirildiğini hatırlatıyor.
Söz konusu konuyu Milliyet gazetesindeki köşesine taşıyan Cem Kılıç, Yargıtay kararını anımsattı.
Yargıtay'ın "İş ilişkisi devam ederken düzenlenen ibra sözleşmeleri geçersizdir. İşçi bu dönemde tamamen işverene bağımlı durumdadır ve iş güvencesi hükümlerine rağmen iş ilişkisinin devamını sağlamak veya bir kısım işçilik alacaklarına bir an önce kavuşabilmek için iradesi dışında ibra sözleşmesi imzalamaya yönelmesi mümkündür." açıklamasına yer veren Kılıç, bu nedenle iş ilişkisi devam ederken yapılan ibra sözleşmelerini geçerli olmadığını belirtti.
Baskı altında imzalanan ibranamenin geçersiz sayıldığını da hatırlatan Kılıç, işçinin söz konusu belgeyi baskı altında imzaladığının anlaşılması gerektiğini belirtti.
İbranamede alacağın türü ve miktarının açıkça yazılması gerektiğini ve işçiye kıdem tazminatı olarak ne kadar, ihbar tazminatı olarak ne kadar ödendiğ, yıllık izinlerine karşılık ne kadar ödendiği net bir dille ifade edilmiş olması gerektiğini aktaran Kılıç, söz konusu maddelerin açıkça belirtilmediği ve buna rağmen 'Bütün alacaklarımı aldım' yazan ibranamelerin geçerli olmadığını yazdı.