Türk-İş 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü’nü Bursa’da kutladı. Bursa’da ilk kez gerçekleştirilen kutlama programı, Nilüfer ilçesi Fatih Sultan Mehmet (FSM) Bulvarı'ndaki yürüyüşle başladı. Kortej, mitingin gerçekleşeceği hastane alanına kadar devam etti.
Türk-İş’in merkezi mitingine Genel Başkan Ergün Atalay’ın yanı sıra Türk Metal Sendikası Genel Başkanı Uysal Altundağ, Kop-İş Genel Başkanı Eyüp Alemdar, 35 genel başkan, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir, CHP Bursa Milletvekilleri ile Malatya Milletvekili Veli Ağbaba ve CHP İl Başkanı Nihat Yeşiltaş da katıldı.
Türk-İş’in 1962 yılında kurulduğu Bursa’da, alanı dolduran işçilere seslenen Genel Başkan Ergün Atalay, ”İşçiler çalışma hayatının merkezidir. İşçinin emeği her yerdedir. Oturduğunuz evde, bindiğiniz arabada, temiz sokaklarda, yediğiniz ekmekte işçi var. Her yerde emeği olan işçiler çoğu zaman hak ettiğini alamaz. Kıt kanaat hayatını sürdürmeye devam eder. Cefa çeker ancak sefası çok azdır. Sendikalı örgütlenmeden mahrum kalır. Örgütlenme mücadelesini verir, bu durum çok uzun sürer. Bu benim ülkemde gerçek olan bir tablo. Sendikalar, işçiler hayata başlarken, mühendis olacağım, doktor olacağım, mimar olacağım diye hayata başlamıyorlar. İşçi kimden olur, ekonomik durumu iyi olmayandan olur. İşçi kimden olur, ekonomik sıkıntı çekenden olur. Her alanda bedel ödemeye devam ediyoruz. Vergiyle ilgili, 12 ay çalışıyoruz, bir bölüm arkadaşımız 11 ay maaş alıyor 1 senede. Bir bölümü 10,5 ay maaş alıyor. Bu adil değil, bu sürdürülebilir bir tablo değil. Bu doğru değil. Bir an evvel buradan sesleniyorum ülkeyi yönetenlere, meclise, siyasi partilere. Bu ucube sistemi bir an evvel düzeltin. Ekim ayında kanun Meclis'e gelene kadar her sokakta olacağız, her alanda olacağız” diye konuştu.
Konuşmasında kıdem tazminatına da değinen Atalay, “4 ay evvel Türk-İş Genel Kurulu’nu yaptık. Aldığımız kararlardan bir tanesi kıdem tazminatıyla ilgili. Kıdem tazminatıyla ilgili ülke gündemine getirirseniz genel grev yapacağız. Aynen aynı noktadayız. Bir adım geri yapmayız. Allah şahidim, Türkiye'yi durdururuz. Bursa'da Türk-İş’in 106 bin üyesi var. Topladığı zaman 500 bin kişilik aileyiz. 500 bin kişilik aile. Onun dışında Bursa'da 800 bine yakın çalışan işçi var. Ailesiyle beraber topladığın zaman sayı 1,5 milyonun üzerinde” dedi.
31 Mart Mahalli İdareler Genel Seçimleri ile göreve gelen yeni belediye başkanlarına da seslenen Atalay, “İşçi istediği takımı tutmakta serbest. 1 sene evvel seçim oldu, tablo başka. 1 ay evvel seçim oldu, tablo başka. Gelen belediye başkanlarına hayırlı olsun. Ama işçinin örgütlenmesiyle ilgili, işçinin örgütlenmesine, belediye karışmasın, siyaset karışmasın, patron karışmasın, müdürler karışmasın. ‘O bizim sendikamız, o bize yakın’. Onun adı sendika olmaz, naylon sendika olur. İstediği yere işçi gitsin. İstediği yere üye olsun” ifadelerini kullandı.
Konuşmasında enflasyona da değinen Atalay, şunları söyledi:
“4 ay evvel günden başkaydı, bugün gündem başka. Vergiyi konuşuyorduk, taşeronu konuşuyorduk. Bütün sıkıntıları gündeme getiriyorduk. Ama 4 aydır temmuz ve ağustos ayındaki enflasyon, ülkeyi darmaduman etti. Kamu 40 senedir özel sektör dahil, belediyeler dahil, ücrette önde giden kurumların başında geliyordu. Maalesef öyle bir noktaya geldik ki asgari ücret düzeyine yakın bir ücret alıyoruz. Bu kabul edilebilir bir tablo değil, bu sürdürülebilir bir düzen değil. Bununla ilgili ocak ayında sözleşmeler başlıyor. Sendikalar, işçi ne dediyse onu yerine getirmek mecburiyetindeyiz. Eylemse eylem, grevse grev. Sendikalar size soracaklar, ona göre yol yürüyeceksiniz. Onun için bu ülkede yarım asırdır biz aynı sorunları anlatmaya devam ediyoruz. Ekonomik sıkıntı birinci sıkıntımız. Vergi, taşeron, asgari ücret, örgütlenme, staj mağdurlarının meselesi, EYT'de problemi olan arkadaşlarımız, bunlar bu ülkenin meselesi, bizim meselemiz, sizin meseleniz.”
Atalay, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Gündemde asgari ücret var. Televizyonlar, gazeteler soruyor, asgari ücrete zam var mı? Bu sene asgari ücret görüşmelerinde 5 tane üyenin 4 tanesi asgari ücretli. Tanımadığımız işçi, karayolu işçisi var, AVM işçisi var, sağlık işçisi var, enerji işçisi var. Bu kararı onlar verdi. Dediler ki bize, ‘Yılda 2 kere olsun, 18 bin lira olsun. Bunu imzalamayın’. Gittik devlet başkanına, cumhurbaşkanına dedik ‘Bu asgari ücret senede 2 kere olmuyorsa, 18 bin lira olmuyorsa biz bu meselede yokuz’. Şimdi yine aynı noktadayız. Enflasyon öyle bir noktada ki küpün altı akıyor. Yukarıdan istediği kadar doldur, 1 ay hükmü var. Ondan sonra hükmü kalmıyor. Hem asgari ücrete zam yapılmalı hem enflasyon durdurulmalı. Bu kimin için geçerli, çalışan işçiler için geçerli, emekli için geçerli, asgari ücretin için geçerli. Ülkede 10 milyon 378 bin civarında işçi emeklisi var. Bunların yüzde 70’i, 10 bin lira para alıyor. 10 bin lirayla, 17 bin lirayla 10 gün geçinemezsin. Bu parayı bize verenlere sormak lazım, alın bu parayla bir 10 gün geçinin görelim. Cambaz olsanız bu meseleyi çözemezsiniz.”
İşçinin haklarını koruyacak bir anayasaya ihtiyaç olduğunu söyleyen Ergün Atalay, “Günlerdir konuşuluyor, yeni anayasaya. Yeni anayasa yapılır mı yapılmaz mı bilmem ama beni bir talebim var. Türk-İş'in bir talebi var, sendikaların bir talebi var. Yeni anayasanın adını bırakın., işçiyle ilgili yeni bir anayasa düzenlemeye bizim ihtiyacımız var. Bu sistemle bu gemiyi götürmemiz mümkün değil. Mahkemeye gidiyorsun, örgütleniyorsun. 1000 kişilik iş yerinde 970 kişi üye yapıyorsun, mahkeme 7 sene sürüyor. Bu sürdürülebilir bir durum değil. Onun için kendi anayasalarını bilmiyorum ama bizimle ilgili yeni bir anayasaya ihtiyacımız var. Bu yeni bir anayasada yasal düzenleme yapılmadığı müddetçe biz bu sorunları, problemleri, bu kürsüden anlatmaya devam ederiz. Onun için taleplerimizin başında işçi anayasası geliyor. Bir an evvel çıksın” dedi.
Gelecek yıl 1 Mayıs kutlamalarını İstanbul’da yapacaklarını belirterek, Taksim’i işaret eden Türk-İş Genel Başkanı Atalay, “Türkiye'nin değişik alanlarında 1 Mayıs kutlanıyor. Temennimiz, arzumuz sizin ve benim de başkanlarımın da yönetimin de kimsenin burnu kanamadan herkes bu akşam evine dönsün. Herkes iş yerine dönsün. Ama maalesef İstanbul'da istenmeyen görüntüler var televizyonlarda. Kim nerede istiyorsa orada yapsın. Herkese katkı vermeye razıyız. Seneye karar aldık. Seneye İstanbul'dayız. Seneye İstanbul'da daha görkemli bir şekilde 1 Mayıs nasıl yapılıyor, bugün bu alanda gösterdiğiniz gibi, Allah ömür verirse seneye orada göstereceğiz” diye konuştu. (DHA)