Son dakika haberi... Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu toplantı takvimine göre temmuz ayı faiz kararı bugün saat 14.00’te açıklanacak.
Toplantıya yönelik beklenti anketi 20 ekonomistin katılımıyla sonuçlandı. Politika faizindeki değişikliğe ilişkin beklentilerinin medyanı 500 baz puan artırım yönünde gerçekleşti. Anket sonuçlarına göre, 250 ila 650 baz puanlık bir artırım öngören ekonomistlerin politika faizi beklentileri yüzde 17,5 ile yüzde 21,5 arasında, yıl sonu politika faizi beklentileri ise yüzde 25 ile 50 arasında yer aldı.
Ekonomistlerin yıl sonu politika faizi beklentilerinin medyanı ise yüzde 28,5 oldu.
Geçen ay, Hafize Gaye Erkan başkanlığında ilk kez toplanan Para Politikası Kurulu, politika faizini 650 baz puan artışla yüzde 15'e yükseltmişti.
Merkez Bankası Temmuz ayı faiz kararı öncesinde piyasalarda yaşanan yükseliş yatırımcılar tarafından dikkatle takip ediliyor. Dolar bu ay yüzde 4,5, bu hafta yüzde 2,8 bu yıl yüzde 44, Euro ise bu ay yüzde 6,22, bu hafta yüzde 2,9, bu yıl ise yüzde 51 yükseldi. Dolar 27,25 lira ile Euro da 30,60 lira ile rekor tazeledi. Piyasalar rekordan rekora koşarken yaşanan bu durumun nedenleri de tek tek sıralandı. Ekonomi Gazetesi’nden Şebnem Turhan’ın haberine göre, Bankacılık sektörü kaynakları ve piyasa uzmanları bu hareketi üç nedene bağlıyor: İlki Merkez Bankası’nın artık dolar satmayıp TL sıkılaştırma yapmaması, ikincisi kur korumalı mevduat dönüşlerinin dövize gelmesi ve son olarak da TL mevduat faizlerinin düşerek cazibesini yitirmesi.
Merkez Bankası daha önce piyasaya müdahale ettiğinde dolar satıp sistemden TL çekiyordu. Ve bu sistemin net fonlama ihtiyacını artırıyordu. Son dönemde ise dolar satmadığı için hatta ara ara alım yaptığı için Merkez Bankası sistemden TL çekmiyor. Merkez Bankası net fonlaması da eksiye düştü. Merkez Bankası verilerine göre 18 Temmuz itibariyle net fonlama - 176,5 milyar lira oldu. Yani piyasa uzmanlarının verdiği bilgiye göre piyasada fazla para var ve Merkez Bankası bunu sterilize edemiyor. Sterilize edebilmesi için swapları azaltması gerekiyor ki bunu yaptığında da rezervlerin düşmesine neden oluyor.
Merkez Bankası verilerine göre net fonlama 26 Aralık 2019’un ardından ilk kez negatife geçti. 14 Temmuz’da – 43 milyar lira, 17 Temmuz'da - 122,5 milyar lira ve 18 Temmuz'da ise - 176,5 milyar liraya ulaştı. Böylece net fonlama verilerinin yayınlanmaya başladığı 2011 yılından bu yana en düşük seviye de görülmüş oldu. Merkez Bankası'nın net fonlaması haziranın ilk haftasında 688,7 milyar liraya ulaşmıştı. Bunun yanı sıra M2 para arzı da hızlı yükseliyor. Yine Merkez Bankası haftalık verilerine göre 7 Temmuz itibariyle M2 para arzı 10,9 trilyon liraya ulaştı. Mayıs sonunda 9,4 trilyon lira, Haziran başı ise 9,5 milyar lira seviyesindeydi. Bu sadece bir ayda yüzde 15'in üzerinde bir artışa işaret ediyor.
Merkez Bankası’nın TL mevduat oranı, TL mevduat dönüşüm hedefl eri nedeniyle bahar aylarında yüzde 50’lere dayanan TL mevduat faizleri hem regülasyonların gevşemesi hem de Merkez Bankası faiz artırımı sonrasında gerilemeye başladı. Bir dönem yüksek faizleri ve kurlardaki sabit seyir nedeniyle öne çıkan TL mevduat cazibesini yitirmiş gibi görünüyor. Bankacılık sektörü kaynaklarının verdiği bilgiye göre bu hafta TL mevduat faizleri yüzde 30’un altına indi. Haziran başında yüzde 40-42 seviyeleri konuşuluyor hatta yüksek meblağlı tasarrufl ara ise yüzde 50’nin üzerinde mevduat faizi uygulanıyordu. Bankacılık sektörü kaynakları sektörün kredi tarafındaki regülasyonlarda bir değişim olmadığı için kredi arzında düşük iştahın sürdüğünü bu nedenle de mevduat ihtiyacı bulunmadığına da işaret etti.
Önümüzdeki dönemde TL mevduat faizinde düşüşün sürmesini bekleyen kaynaklar bu durumun da tasarruf sahiplerini dövize yönelttiğine vurgu yaptı.
Bankacılık sektörü kaynakları Merkez Bankası’nın sıkılaşan regülasyonları nedeniyle nisan mayıs gibi yüzde 40-50 faizle yapılan kur korumalı mevduat hesaplarının vade sonlarının bugünlerde yaşandığını söyleyerek kurda o dönemden beri gelen hareketlerin ve düşen faizlerin mevduat sahiplerinin KKM yenilememesi sonucunu doğurduğunu vurguladı. Kaynaklar, KKM’nin şu an cazibesinin azaldığını şöyle anlattı:
“Yıllık yüzde 42 faizden bile yatırımcı tasarrufunu kur korumalı mevduata geçirse dolar 29-30 seviyesini aştığında kur farkı geliri almaya başlayacak. Dolar zaten 29- 30’un üzerine çıkacaksa niye tasarrufunu 3 ay vadeli KKM’ye bağlasın. Bunun yerine dolar alıp manevra imkanına da sahip olur. Bunun yanı sıra altın da yeniden gözde yatırım aracı olarak öne çıkmaya başladı.”
Bunun yanı sıra bankacılık sektörü kaynağı borsanın da kar realizasyonları sonrasında yüksek enflasyon ortamında tasarruf sahiplerinin yeniden ilgi duyacağı yatırım aracı olarak öne çıkmasını beklediğini söyledi.
Baştürk Finansal Danışmanlık Kurucusu Rıdvan Baştürk dolar kurunda yükselişin devam edip etmeyeceğine ilişkin yaptığı değerlendirmesinde ise şunları kaydetti:
“Hem enflasyonda beklenen yükselişler hem de TCMB’nin gerektiği kadar sıkılaşmayacağı beklentisi TL’de değer kayıplarını destekliyor. Tabii burada TCMB’nin rezerv toplamak için kur talebinde bulunmuş olma ihtimalini de göz ardı etmemek gerekiyor. En nihayetinde kurda yukarı yönde potansiyelin sürdüğü bir süreçteyiz. Tabii burada kur nereye kadar yükselir sorusunun cevabını vermek kolay değil. Normal bir enstrümanda grafiklere bakarak bazı çıkarımlar yapabiliriz, fakat dolar kuru için bu geçerli değil. Yine de 28.00-28.50 bandı yukarıda izlenecek bölge diye düşünüyorum.”
Altın fiyatlarına ilişkin de düşüncelerini dile getiren uzman isim, “Kurdaki sert yükseliş ve ons altının da dün yukarı yönde hareket etmesi gram altını sert yukarı çekti. Burada dolar kuru yukarı yönde potansiyele sahip olduğu sürece, gram altın tarafında da yukarı potansiyel devam edecektir. Ons altındaki düşüş veya çıkışlar gram altın için daha az etki yapacaktır” dedi.