Tüketme işi tüketim olarak tanımlanmakta iken, bu değerin kullanılabilir gelirden çıkarılması ise tasarruf değerine ulaşılmasını sağlar. Dolayısıyla hem tasarruf hem de tüketim, kendi içerisinde paradoks yaratan bir döngüye sahiptir. Tasarruf eyleminin artması, uzun vadede ekonomik büyümeyi engelleyebilmektedir. Ancak tasarruf, bireysel bağlamda olumlu etkileri ön plana çıkan bir kavramdır.
Üretimde kullanılan hizmet ya da malzemelerin satın alınmasının aksini ifade eden tüketim harcamaları, ev halkının ya da bireysel tüketimin kapsadığı mal ve hizmet alımlarını içermektedir. Bu harcamaların anlaşılır kılınması, ekonominin analiz edilmesi bakımından önemli bulunmaktadır.
Harcamaların sınıflandırılması, her kategoriye yönelik gelir oranı ve tüketim harcamalarının toplamdaki finansal istikrarla bağlantısı arasındaki bir döngü bulunmaktadır. Bu döngü de “Tüketim paradoksu nedir?” sorusunu doğrudan yanıtlayan hususlardandır. Uzun vadede çevre ve birey için olumsuz etkisi bulunan tüketim, ekonomi üzerinde olumlu etkiye sahiptir. Dolayısıyla tüketim kavramı, başlı başına bir paradoks olarak nitelendirilmektedir.
Söz konusu tüketim olduğu zaman tasarruf sözcüğünün akla gelmesi kaçınılmazdır. Çünkü tüketim, en basit tanımı ile tüketme işi demektedir. Tasarruf ise mevcut gelirden tüketim harcamaları çıkarıldıktan sonra artan değerdir. Yani kullanılabilir gelirden artan bir değer var ise bu, tasarruf olarak adlandırılmaktadır. Tasarruf kavramının makro ekonomi bağlamındaki karşılığına ise “toplam yurt içi tasarruflar” olarak rastlanmaktadır.
Tüketim harcamalarından sonra kullanılabilir gelirden geriye kalan tasarruf değeri, tasarruf paradoksu tanımını da merak konusu haline getirir. Bu bağlamda halkın yüksek oranda tasarruf etmesi, tüketim harcamalarının azalmasına işaret eder. Tüketim harcamalarındaki azalma da yatırım harcamalarındaki daralmayı ortaya çıkarır. Dolayısıyla ekonomik büyüme yavaşlamakta ve tasarruflar da azalmaya başlamaktadır. Tüketim paradoksunda olduğu gibi tasarruf eyleminde de uzun vadede bir döngüselliğe girilmektedir. Bu da tasarruf paradoksu olarak adlandırılmaktadır.
Kısa vadede tasarruf eylemi; birey, aile halkı ve ekonomi için olumlu bir kavram gibi görülebilmektedir. Ancak tasarruf paradoksu, uzun vadede bu eylemin ekonomi üzerinde olumsuz etki yarattığını açıklamaktadır. Ekonomideki büyümenin yavaşlamasının en temel nedenlerinden biri tasarruf eylemine bağlı olarak tüketim harcamalarının azalmasıdır. Dolayısıyla uzun vadede tasarruf, arz ve talep oranı ile tüketim değerlerini olumsuz yönde etkileyebilmektedir. Gelir dağılımı ile kayıtlı ekonomi bağlamında gerçekleştirilen güçlendirmeler ise tasarruf ve tüketim dengesinin kurulmasını desteklemektedir.