Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Murat Çetinkaya, 2019 ve 2020 yılına ilişkin enflasyon tahminlerinde değişikliğe gitmediklerini belirterek, "Ocak Enflasyon Raporu'nda yüzde 14,6 olarak açıklanan 2019 yıl sonu tüketici enflasyonu tahmini mevcut rapor döneminde korundu." dedi.
Çetinkaya, Marriott Şişli Otel'de düzenlenen "Enflasyon Raporu 2019-II" için bilgilendirme toplantısında yaptığı konuşmada, tüketici enflasyonunun yılın ilk çeyreğinde bir önceki çeyrek sonuna kıyasla 0,59 puan azalışla yüzde 19,71'e gerileyerek, Ocak Enflasyon Raporu tahmini ile uyumlu gerçekleştiğini söyledi.
Bu dönemde işlenmemiş gıda, enerji, alkol-tütün ve altın dışı tüketici enflasyonunun öngörülere kıyasla daha olumlu bir seyir izlerken, işlenmemiş gıda fiyatlarının tahminlerin üzerinde bir artış gösterdiğini dile getiren Çetinkaya, yılın ilk çeyreğinde, enflasyon beklentilerindeki yüksek seviyelerin korunduğunu bildirdi.
Çetinkaya, döviz kuru ve ithalat fiyatlarının tüketici enflasyonuna katkısının bir önceki çeyrek sonuna kıyasla düşürücü yönde olduğunu, iç talep koşullarındaki zayıf seyrin devamıyla iktisadi faaliyetin enflasyonu sınırlayıcı etkisinin belirginleştiğini, buna karşın, tüketici enflasyonu üzerinde işlenmemiş gıda fiyatları ve reel birim işgücü maliyeti kaynaklı baskıların arttığını anlattı.
"Yıllık enflasyondaki azalışta temel sürükleyici bir önceki çeyrekte olduğu gibi temel mal ve enerji grupları oldu." diyen Çetinkaya, şöyle devam etti:
"Temel mal grubu yıllık enflasyonu döviz kurunun gecikmeli etkilerinin azalması, dayanıklı mallardaki geçici vergi indirimlerinin süresinin uzatılması ve iç talepte gözlenen zayıf seyrin devamına bağlı olarak yavaşlama eğilimini sürdürdü. Enerji yıllık enflasyonundaki düşüşte ise elektrik, doğal gaz ve şebeke suyu gibi yönetilen/yönlendirilen enerji fiyatlarındaki gerilemeler belirleyici oldu. Öte yandan, bu dönemde gıda enflasyonu olumsuz bir seyir kaydetti; özellikle taze meyve ve sebzelerde belirgin fiyat artışları izlendi."
Çetinkaya, birinci çeyrekte ithal girdi maliyetleri ve iç talep gelişmelerine bağlı olarak enflasyon ana eğiliminde bir miktar iyileşme gözlendiğini belirterek, yayılım endekslerine göre ekonomik birimlerin fiyat arttırma eğiliminin zayıfladığını söyledi.
Bu görünümde ana sürükleyicinin temel mal grubu fiyat gelişmeleri olduğunu dile getiren Çetinkaya, diğer taraftan hizmet enflasyonuna yönelik göstergelerin yüksek seviyelerini koruduğunu söyledi.
Çetinkaya, "Enflasyonun ve enflasyon beklentilerinin bulunduğu yüksek seviyeler, finansal piyasalardaki oynaklık, farklı sektörlerde birikmiş maliyetler ve fiyatlama davranışlarına ilişkin belirsizliklere bağlı olarak enflasyon görünümüne yönelik riskler devam etmekte." diye konuştu.
'EKONOMİDE DENGELENME EĞİLİMİ DEVAM EDİYOR'
Çetinkaya, iktisadi faaliyet 2018 yılı dördüncü çeyreğinde Ocak Enflasyon Raporu'nda ortaya konulan görünümle uyumlu şekilde zayıf seyrini sürdürdüğünü kaydederek, bu dönemde, Gayri Safi Yurt İçi Hasıla'nın (GSYİH) bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 3, mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış olarak ise bir önceki çeyreğe kıyasla yüzde 2,4 oranında daraldığını bildirdi.
Öte yandan, turizmin de desteğiyle mal ve hizmet ihracatının gücünü koruduğunu dile getiren Çetinkaya, döviz kuru gelişmeleri ve yurt içi talepteki daralmaya bağlı olarak ithalat talebinin azaldığını aktardı.
Çetinkaya, "Net ihracatın güçlü katkısı, ekonomideki yurt içi talep kaynaklı yavaşlamayı sınırlamaya devam etti. Böylece, 2018'in ikinci çeyreğinde başlayan dengelenme sürecinin belirginleştiğini gözlemledik." dedi.
"Atılan politika adımları ve alınan tedbirler sonrası yılın ilk çeyreğinde finansal oynaklık ve risk primi göstergelerinde kısmi bir iyileşme gerçekleşti." diyen Çetinkaya, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Böylece, 2018'in yılının ikinci yarısındaki daralmanın ardından kamu harcamalarının da desteği ile yurt içi talep ve iktisadi faaliyette toparlanma gözlendi. Diğer taraftan, ihracattaki olumlu seyre karşılık yurt içi talepteki toparlanma ile birlikte ithalattaki artış sonucu net ihracatın dönemlik büyümeye katkısı azalırken, yıllık büyümeye güçlü katkısının sürdüğünü tahmin etmekteyiz. Özetle, 2019'un ilk çeyreğinde ekonomideki dengelenme eğiliminin devam ettiğini görüyoruz.
Finansal koşullardaki sıkılık ve iş gücü piyasasındaki zayıf görünüm iç talebi sınırlamaya devam etmekte. Yurt içi talepteki yavaşlamaya bağlı olarak firmaların dış piyasalara yönelme eğilimi ve pazar çeşitlendirme esnekliği mal ihracatını destekliyor. Gecikmeli döviz kuru etkileri, krediler ve iktisadi faaliyetteki yavaş seyir ithalat talebini sınırlarken; yüksek seviyelerini koruyan hizmet gelirleriyle birlikte dış dengedeki iyileşme hızlı bir şekilde devam ediyor."
PETROL FİYATLARI VE GIDA ENFLASYON ORANI BEKLENTİSİ YÜKSELDİ
Murat Çetinkaya, enflasyon tahminlerinde küresel büyüme ve gelişmiş ülke para politikaları görünümünün yanı sıra enerji, ithalat ve gıda fiyatlarının da önemli rol oynadığını belirterek, uluslararası piyasalarda ham petrol fiyatlarının yılın ilk çeyreğinde, yavaşlayan küresel talebe karşın, arz yönlü etkilere bağlı olarak belirgin şekilde yükseldiğini ve Ocak Enflasyon Raporu varsayımlarının üstünde gerçekleştiğini söyledi.
Çetinkaya, petrol fiyatlarındaki yükselişlerden bahsederek, şu ifadeleri kullandı:
"Spot ve vadeli piyasalardaki gelişmeler ile piyasa beklentileri de dikkate alındığında ham petrol fiyatları varsayımı, önceki rapor dönemindeki 2019 yılı için ortalama 63 dolardan 67 dolara yükseltildi. Benzer şekilde, 2019'a ilişkin dolar cinsinden ithalat fiyatları yıllık ortalama artış oranı varsayımı da yukarı yönlü güncellendi.
Gıda fiyatları enflasyonuna dair esas alınan varsayımlar, yılın ilk çeyreğindeki tarihsel ortalamaların oldukça üzerindeki gerçekleşmeler ve ağırlıklı olarak birikmiş maliyet baskıları kaynaklı risklerden ötürü yukarı yönlü güncellendi. Buna göre, gıda enflasyonu tahminleri 2019 yıl sonu için Ocak Enflasyon Raporu'nda varsayılan yüzde 13 seviyesinden yüzde 16'ya, 2020 yıl sonu için ise yüzde 10'dan yüzde 11'e yükseltildi."
Çetinkaya, maliye politikasının iktisadi faaliyeti destekleyici yönde katkı sağladığını kaydederek, yılın geri kalanında ise kamunun iktisadi faaliyete ilk çeyreğe kıyasla daha ılımlı bir destek verdiği bir çerçeve varsayıldığını söyledi.
Orta vadeli tahminler üretilirken, makroekonomik politikaların orta vadeli bir perspektifle enflasyonu ve risk primini düşürmeye odaklı olarak koordineli bir şekilde belirlendiği bir görünümün esas alındığını dile getiren Çetinkaya, "Bu çerçevede, 2019'da yılında maliye politikasının ekonomideki dengelenme sürecine katkı verecek biçimde oluşturulmaya devam edeceği ve kamu kontrolündeki yönetilen/yönlendirilen fiyatların büyük ölçüde enflasyondaki düşüş sürecini destekleyecek şekilde belirleneceği varsayıldı." dedi.
YIL SONU ENFLASYON BEKLENTİSİ DEĞİŞMEDİ
Çetinkaya, Ocak Enflasyon Raporunu takip eden dönemde TL'nin görece ılımlı seyrinin, talep koşullarının ve geçici vergi indirimlerinin enflasyondaki düşüşü sürükleyen unsurlar olduğunu belirterek, mevcut rapor döneminde işlenmemiş gıda fiyatları ve TL cinsinden ithalat fiyatlarındaki artışların enflasyon görünümünü yukarı yönlü etkilediğini söyledi.
"Buna karşın, hedeflenen patikayla uyumlu bir sıkı para politikası altında çekirdek enflasyon eğilimindeki iyileşme, çıktı açığındaki genişleme ve yönetilen/yönlendirilen fiyat artışlarına ilişkin aşağı yönlü güncelleme yukarı yönlü etkileri telafi etti." diyen Çetinkaya, söz konusu etkilerin birbirini dengelemesi nedeniyle 2019 ve 2020 yılına ilişkin enflasyon tahminlerinde değişikliğe gitmediklerini söyledi.
Çetinkaya, bu doğrultuda, Ocak Enflasyon Raporu'nda yüzde 14,6 olarak açıklanan 2019 yıl sonu tüketici enflasyonu tahmininin mevcut rapor döneminde korunduğunu kaydederek, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Gıda fiyatlarına ilişkin varsayımların yüzde 13'ten yüzde 16'ya güncellenmesi, tüketici enflasyonu tahminini 0,7 puanlık artıcı yönde bir etkide bulundu. TL cinsinden ithalat fiyatlar varsayımının petrol fiyatları kaynaklı olarak yukarı çekilmesi yıl sonu tüketici enflasyonu tahminine 0,3 puan yukarı yönlü katkı yaptı. Öte yandan, enflasyon ana eğiliminde bir önceki rapor dönemine göre gözlenen iyileşmenin 2019 yıl sonu enflasyon tahminine 0,3 puan düşürücü etkisinin olduğunu tahmin ediyoruz.
Ayrıca, eşel mobil uygulamasının sürdürülmesi ve tütün fiyatlarındaki artışın öngörülen vergi ayarlamalarından düşük gerçekleşmesini kapsayan vergi ve yönetilen/yönlendirilen fiyat ayarlamalarının 2019 yılı enflasyonunu sınırlayıcı etkisi 0,6 puan olarak tahmin ediliyor. Yılın geri kalanında Ocak Enflasyon Raporu öngörülerinden sınırlı bir miktar daha aşağıda seyretmesi beklenen çıktı açığının tahmin revizyonuna katkısının ise eksi 0,1 puan olacağını değerlendiriyoruz."
'TÜKETİCİ ENFLASYONU 2020'NİN İKİNCİ ÇEYREĞİNDE TEK HANEYE ULAŞACAK'
Çetinkaya, "2020 yılı tahminlerine ilişkin olarak ise, gıda fiyatları varsayımının yukarı yönlü güncellenmesinin yıl sonu enflasyon tahminini 0,2 puan yukarı çekeceğini tahmin ediyoruz. Diğer taraftan, ana eğilimin enflasyonu 0,2 puan düşürücü yönde etkileyeceğini öngörüyoruz. Sonuç olarak 2020 yıl sonu enflasyon tahminleri yüzde 8,2 olarak sabit tutuldu." dedi.
Paylaşılan tahminlerin geçen rapor dönemine kıyasla ülke risk priminde ve finansal oynaklıklarda gözlenen artışların kısmen telafi edileceği ve ilave bir şok gelmeyeceği bir çerçeve altında elde edildiğini dile getiren Çetinkaya, bu bağlamda, sıkı parasal duruşun enflasyonu mümkün olan en kısa sürede tek haneye, sonrasında da yüzde 5 hedefine düşürmeye odaklı bir çerçevede oluşturulacağı bir görünümün esas alındığını söyledi.
Çetinkaya, "Buna ilave olarak, yılın geri kalanında maliye politikasının iktisadi faaliyetin dengelenme süreciyle uyumlu bir şekilde belirleneceği ve Yapısal Dönüşüm Adımları çerçevesinde açıklanan tedbir ve teşviklerin finansal koşullardaki toparlanma sürecini destekleyerek ülke risk primindeki iyileşmeye katkı sağlayacağı ve döviz kuru oynaklığını sınırlayacağı varsayıldı." ifadelerini kullandı.
TCMB Başkanı Çetinkaya, şunları kaydetti:
"Bu görünüm altında, 2019'da enflasyondaki düşüşte reel kurun ılımlı bir değerlenme eğilimi sergilemesine bağlı olarak maliyet baskılarının hafiflemesi ve iç talepteki yavaş seyrin belirleyici olacağı değerlendirilmekte. Zayıf iç talep koşullarının sınırlayıcı etkisine karşın, maliyet baskıları, ertelenmiş yönetilen fiyat artışları, enflasyon beklentilerinin yüksek seyri ve fiyatlama davranışlarına ilişkin belirsizlikler, fiyat istikrarına dair risklerin önemini koruduğuna işaret ediyor.
Bu çerçevede sıkı para politikası duruşu ve güçlendirilmiş politika koordinasyonu altında 2020 yılının ikinci çeyreğinde tüketici enflasyonunda tek haneye, 2021 sonu itibarıyla ise yüzde 5 hedefine yakın seviyelere ulaşılacağı öngörülmekte. Risk priminde iyileşme ile beraber, döviz kurundaki istikrarlı seyrin ve dezenflasyona yönelik güçlendirilmiş politika koordinasyonun da desteğiyle geçmişe dönük endeksleme davranışının kırılması ve orta vadeli enflasyon bekleyişlerinin tahmin ve hedeflerle uyumlu noktalara gerilemesi enflasyonla mücadelenin başarısı açısından kritik önem taşımakta."
KAYNAK:AA