Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, Türkiye’nin Avrupa’nın bir parçası olduğunu belirterek, “Ne Avrupa’nın tarihi ne de geleceği Türkiye'siz yazılamadığı gibi, Avrupa'nın entegrasyon süreci de Türkiye'siz hiçbir zaman tamamlanmayacaktır." dedi.
Şimşek, Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası (CSO) Salonu’nda düzenlenen "Avrupa Günü" etkinliği ve konserine katıldı.
Avrupa Günü’nü kutlayan Şimşek, burada bulunmaktan duyduğu mutluluğu dile getirdi. Türkiye’de, Avrupa Günü’nün 19 yıldır kutlandığını ancak, ülkenin Avrupa serüveninin yüzyıllardır sürdüğünü anımsatan Şimşek, "Türkiye, Avrupa'nın bir parçası. Ne Avrupa'nın tarihi ne de geleceği Türkiye'siz yazılamadığı gibi, Avrupa'nın entegrasyon süreci de Türkiye'siz hiçbir zaman tamamlanmayacaktır." diye konuştu.
Şimşek, Türkiye'nin Avrupa serüveninin zaman zaman tartışma konusu olduğuna işaret ederek, "Şunun altını çizmek istiyorum. Avrupa'nın, ekonomik anlamda güçlü olması için Türkiye'ye ihtiyacı nettir. Enerji arz güvenliği açısından Türkiye çok kritiktir. Türkiye, terörle mücadelede Avrupa için vazgeçilmezdir ama en önemli konu demokratik, laik, müreffeh, halkı Müslüman olan bir Türkiye'nin Avrupa entegrasyonu, aslında sadece Avrupa'nın değil dünyanın muhtaç olduğu bir olgudur." ifadelerini kullandı.
- "Avrupa ile ortak gelecek konusunda kararlıyız"
Avrupa Birliği’ni (AB), özellikle son dönemde “korumacılık tuzağı”na düşmemelerinin dünya için bir ümit olduğunun altını çizen Şimşek, AB’nin, son zamanlarda yükselen aşırı sağ, ırkçılık ve islam düşmanlığı konularında ilkeli bir duruş sergilemesi halinde, Türkiye’nin de Avrupa’yı referans almaya devam edeceğini belirtti.
Şimşek, Türk vatandaşların çoğunun, Avrupa’yı gelecek inşasında "olmazsa, olmaz" olarak gördüğüne dikkati çekerek, “İstanbul ve Trakya'da yaşayan Türkiye nüfusu ki fiziken Avrupa'nın bir parçası, birçok AB ülkesinden daha büyük. Türkiye, geleceğini Avrupa'da görüyor. Yakın dönemde yaşadığımız sıkıntılar geçicidir. İnanıyorum ki Türkiye'nin AB üyelik noktasındaki kararlığı, güçlü şekilde devam edecek ve ilişkiler tekrar rayına girecek. Bunun için ortak bir çaba gerekiyor, bu çaba Avrupa ve Türkiye’nin geleceği açısından önemli, Türkiye'nin de Avrupa'nın da menfaatinedir." değerlendirmesinde bulundu.
AB çerçevesinde yapılan reformların, son 15 yılda Türkiye'ye yararlı olduğuna değinen Şimşek, “Türkiye, kişi başına milli gelirde satınalma paritesiyle AB ile arayı 33 puan kapatmıştır, dolayısıyla biz de geleceğimle ilgili ümitliyiz. Geleceğe ümitle ve güçlü şekilde bakıyoruz. Avrupa ile ortak bir gelecek konusunda da kararlıyız." diyerek sözlerini tamamladı.
- "AB her zamankinden daha vazgeçilmez"
AB Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Christian Berger de AB vatandaşlarının, küresel dünyada birlik olarak kalındığı müddetçe istenilen neticelere ulaşılabileceğinin farkında olduğunu belirterek, "Günümüz dünyasında AB her zamankinden daha vazgeçilmez." dedi.
Berger, AB'nin ortaklarıyla temiz enerji, kalkınma ve iklim değişikliğinin olumsuz etkilerinin ortadan kaldırılmasına yönelik araştırma, eğitim ve projelere katkı sağlamaya çalıştığını vurguladı.
Bu yıl, Avrupa Yatırım Bankasının kuruluşunun 60. yıl dönümünü de kutladıklarının altını çizen Berger, Avrupa Yatırım Bankasının, dünyanın en büyük çok taraflı kredi veren kurumu olduğuna işaret etti.
Berger, "1963'ten bu yana Türkiye’de aktif olan banka, bugüne kadar 20,9 milyar avroyu kredi olarak kullandırmış durumda ve bütün bunlar geçtiğimiz 10 yıl içinde gerçekleşen rakamlar. Yine aynı dönemde 170 projenin de gerçekleşmesini sağladı. Türkiye, birlik dışından AB yatırım bankasından kaynak kullanan ülkeler arasında, üye ülkeler olarak birinci sırada yer alıyor." dedi.
AB'nin yaşayan bir proje olduğunu ve her geçen gün ortaya çıkan yeni meydan okumalara karşı çıktığını kaydeden Berger, Birliğin bu yıl Avrupa Günü'nü, İngiltere’nin AB'ye üye olarak geçirdiği son yıl olarak kutladıklarını vurguladı.
Berger, İngiltere'nin AB’den ayrılma kararının, demokratik bir karar çerçevesinde alındığını belirterek, şunları kaydetti:
"Hiç şüphe yok ki çok büyük güçlükleri de beraberinde getirecektir ama şundan son derece eminiz; biz güçlerimizi birleştirerek dünyada daha fazla iyilik üretmek için ortaya koyduğumuz bu proje devam edecektir. Bu anlamda, bütün ortaklarımızla beraber çalışmayı dört gözle bekliyor ve devam ediyor olacağız. Dolayısıyla bu yıl Avrupa Günü, sadece bir kutlama niteliği taşımıyor, aynı zamanda bir taahhütü de ortaya koyduğumuz gün olarak da önem taşıyor. Kolektif olarak, hep birlikte bu taahhütü ortaya koyuyoruz. Biz, AB olarak hep beraber taahhütlerimizi gerçekleştireceğiz."