Başbakan Yardımcısı ve Devlet Bakanı Ali Babacan, vergi ve sigorta prim ve borçlarının yeniden yapılandırılmasında çalışmaların bitme aşamasında olduğunu engeç Kasım ayında açıklamanın yapılacağını söyledi.
Babacan,2011 yılı için yeni vergi artırımı olmayacağını ancak Türkiye'nin enerji bağımlığı nedeniyle oluşabilecek değişikliklerin tekrar masaya yatırılabileceğini söyledi.
Babacan, vergi ve sigorta primi borçlarının yeniden yapılandırılmasına yönelik olarak bugün Başbakan Tayyip Erdoğan ile bir görüşme yapacağız. Buna ilişkin düzenlemeyi en geç Kasım ayındatamamlamayı hedeflediyoruz. Elektrik, su ve emlak vergisi borçları da yeniden yapılandırılacak.Elektrik, doğalgaz fiyatları sanayimizin de rekabet gücü açısından çok önemli girdi kalemleri. Maliyet fiyatlarında anormal değişiklik olmazsa akaryakıt ve doğalgaza zam yapmayı düşünmüyoruz. 2011 yılı bütçesini buna göre hazırladık. " dedi.
2009 yılının tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de zor geçtiğini ve yüksek gecikme oranı nedeniyle borcunu ödemek isteyenlere af niteliği taşımayan bir yapılandırma yöntemi üzerindeki çalışmaların bitmek üzere olduğunıu söyleyen Babacan, ana para sabit kalmak üzere uzun vadeli bir yapılandırmaya gideileceğini söyledi.
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in yeni vergi düzenlemeleri ile açıklamalarını da değerlendiren Babacan, 2011 yılı için yeni vergi ve vergi artışını bütçede tanımlamadıklarını bve bu yönde bir karar aldıklarını belirtti.
Ali Babacan, " 2011 yılıo sonun kadar bir vergi artışı gündemde yok. Ancak, Türkiye'nin enerjiye olan bağımlılığı nedeniyle doğalgaz ve petrol de ÖTV'de olacak bir değişiklik için yeniden masaya oturabiliriz" dedi.
Türkiye'nin büyüme ve büyümeye bağlı yüksek gelir artışının memur ve emekli maaşlarında önemli oranda bir artış yapılamasını sağlandığına da değine Babacan," Büyümeye bağlı yüksek vergi geliri memur ve emekli maaşlarında artışı gündeme getirdi. Önümüzdeki yılda yaşanacak büyüme maaşlara yansıltılacak" şeklinde konuştu.
İSPANYA VE BELÇİKA'DAN TEKLİF VAR
Başbakan Yardımcısı ve Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı Ali Babacan bugün NTV'ye yaptığı açıklamada, dönüşümlü IMF koltuğu için Belçika ve İspanya'dan teklif geldiğini söyledi.
Babacan, Güney Kore'de yapılan G20 zirvesinde de IMF'de dengelerin değiştiğinin netleştiğini belirterek Türkiye IMF 'de koltuk sahibi olması için kanaatların oluştuğunu hatta dönüşümlü koltuk için Belçika ve İspanya'dan teklif aldıklarını söyledi.
Ali Babacan, zirvede gönülsüzde olsa gelişmiş iki Avrupa ülkesinin koltuğu bırakacağını ancak bu iki ülkenin henüz belli olmadığını söyledi. IMF'de üye ülkelerin hisselerin artması ya da azalması ile ilgili kararlarında alındığını hatırlatan Babacan, Türkiye'nin IMF'de hisse oranının iki kat arttığını da açıkladı.
2. Dünya Savaşı'ndan sonra galip olan ülkelerin hem BM'nin IMF ve Dünya Bankası koltuklarından vazgeçmemek üzere oturduklarını ancak değişen dünya düzeninde bunun değişmesi gerektiğinin anlaşıldığını ve gelişmekte olan ülkelere de yer verme konusunda mutabık kalındığını ifade etti.
"TL DEĞERLİ DENİYOR" AMA DAH DEĞERLİ PARALAR VAR
Babacan şunları söyledi: "Türkiye ekonomisindeki güven arttığı sürece paramızın itibarı da dünyada artıyor. 'TL değerli' deniyor ama dolar ve Euro gibi büyük para birimlerinin her türlü para birimine göre değer kaybı söz konusu. Bizden çok daha fazla parası değerlenen ülkeler var. G20 öncesinde beklentiler çok yüksek değildi. Ama sonuçta beklentinin üzerinde bir konsensus oluştu.
Kurun değeri sadece rezerv miktarıyla alakalı değil, çok sayıda faktör var. 'Doğru kur nedir' diye Nobel ödülü almış işin bilimini kavramış olan 50 ekonomiste sorun, hepsi ayrı cevap verecektir. Rezervlerle kur çok da etkilenmeyebiliyor. Serbest piyasa mekanizmasına güveniyoruz. Rezervle ilgili alımlar bir miktar etkiler ama asıl ekonominin dinamikleri önemli. Biz Merkez Bankası'nın rezervlerinin artması gerektiğini söylüyoruz ama bunu daha çok döviz alsın TL'nin değeri düşsün diye söylemiyoruz. Öncelik güven ve istikrar. Türkiye bugüne kadar doğruları yaptı.
IMF'nin yönetim yapısında 2. Dünya Savaşı'nın galibi ülkelerin ağırlığı var. O günkü güç dengesi öyleymiş. 10 ülkelik bir gruptayız masada bizim adımıza Belçika oturuyor. IMF'de bizim hissemiz ilk başa göre iki kata yakın artıyor. Hisse yapısı değişiyor, kotalar değişiyor. Biz bunu IMF Başkanı ile görüştük. Birilerinin de o koltuktan kalkması gerekiyor. IMF'de en çok hissesi olan ABD'liler. Kore'de gelişmiş Avrupa ülkelerinden ikisi İcra Kurulu'ndaki koltuktan kalkması kabul etti. Ama hangi iki ülke olduğu belli değil. Avrupalılar kendi arasında kimin kalkacağına karar verecek. IMF hep ekonomisi bozulan ülkelere para veren bir kurum olarak çalışıyordu. Artık yeni IMF gelişmiş ülkelerin durumuyla ilgili de rapor hazırlayacak.
Cari denge G20'nin önemli maddelerinden biriydi. Enerji konusunda bizim dışarıya bağımlılığımız uzun süre devam edecek. Bu da bizim cari açığımızı doğrudan etkileyecek. Türkiye büyüyen ve yatırım yapan bir ülke. Yatırım ürünleri ithalatında çok ciddi artış var. Kur ağırlıklı olarak tüketim ürünlerinin ithalatını etkileyen bir unsur. Cari açık tehlike çanları çalacak noktaya gelirse o noktada TL'nin değeriyle ilgili bir erozyon başlar. Türkiye'ye ciddi miktarda portföy yatırımı geliyor. Serbest kur rejimi bizi pek çok şoka karşı koruyucu en önemli mekanizma.
Özelleştirmede oldukça başarılı olduk. Bütün bu çalışmalarda kesin takvimler ortaya koymak güç oluyor. Bir adım atılıyor, bir yerden mahkeme kararı geliyor. Özelleştirmedeki dizaynda farklı unsurlar çıkıyor. Bu yıl özelleştirme geliri 3.9 milyar dolarda kalacak. Köprü-otoyol özelleştirmeleri mümkün olduğunca erken olsun isteriz.
2B hassas bir konu. Biz bunu en kısa zamanda tamamlayıp Meclis'e sunmayı istiyoruz. Çalışma belli bir noktaya geldi, daha fazla uzayacağını zannetmiyorum. Bugün atacağımız adımların adil olması gerekiyor. Hassas karmaşık bir mesele. Seçimden sonraya bırakmamayı düşünüyoruz.
Mali kural kenarda bekliyor. Çok da yazıldı, çizildi. 2011 bütçesine bakınca Mali Kural olsaydı da daha farklı bir bütçe olmayacaktı."