Evlilik birliği devam ederken alınan mallar ile edinilen borçların boşanma sürecinde nasıl paylaştırıldığı merak edilir. Bu kapsamda özel olarak sorgulanan husus ise borçların karşı tarafı etkileyip etkilemediğidir. Boşanmada kredi borcu ve kredi kartı ödemesi gibi yükümlülüklerin karşı tarafı etkileyip etkilemediğinin açıklanması için 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 224. maddesi üzerine bilgi sunulmalıdır. Buna ek olarak evlilik birliği içerisinde kredi ile edinilmiş olan konut gibi malların nasıl paylaştırıldığı da mevcut mal rejimlerine değinilerek anlaşılır kılınmalıdır.
Boşanma sürecinde mevcut kredi borcunun eşler arasında paylaştırılıp paylaştırılmayacağı gibi hususlar, bankalardan alınan finansal desteğin çeşidine göre değişkenlik gösterir. Buna ek olarak evlilik birliği kurulurken nasıl bir mal rejiminin belirlendiği de boşanma sürecindeki mal paylaşımı ve borç düzenlemeleri gibi faaliyetleri doğrudan etkiler. Bu bağlamda “Boşanmada kredi borcu nasıl paylaşılır?” sorusunun cevabı evlilik birliği kurulmadan önce belirlenen mal rejimine göre detaylandırılmalıdır.
Normal şartlarda bir boşanma davası söz konusu olduğunda karşılıklı tarafların sahip olduğu gelir, borç ve malların tespiti yapılır. Buna bağlı olarak boşanmada ihtiyaç kredisi ve diğer kredi borçları için nasıl bir süreç işlediği aşağıdaki gibi açıklanabilir:
Boşanma davası açan bireyler, ihtiyaç kredisi ödemesi gibi borçların yanı sıra kredi kartı borçlarının da eşleri karşılıklı olarak etkileyip etkilemediğini merak eder. Bu bağlamda “Boşanınca borçlar ortak mı?” diyenler için 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 224. maddesi öne çıkarılmalıdır. Bu maddeye göre eşlerden her biri kendi borçlarından, kendine ait olan bütün mal varlığı ile sorumludur. Dolayısıyla boşanma sürecinde bireysel borçların diğer eşe yansıması gibi bir durum söz konusu değildir.
Çekişmeli boşanmalarda farklı kredi türlerinin diğer eş için çekildiği ispat edilirse bu durumda farklı bir prosedür uygulanabilir. Ancak temelde boşanma süreci söz konusu olduğunda kredi borcundan bu hizmeti yasal olarak kullanan kişinin sorumlu olduğu söylenmelidir. Boşanmada kredi kartı borçları da bu kapsamda ele alınırken karşı tarafın kredi notunu etkilemez. Yine boşanma davası sonlandırıldığı takdirde bir kişinin kredi kartı borçları ile bu borçlara yönelik olarak başlatılan hacizlerden karşı tarafın etkilenmesi gibi bir durum oluşmaz.
Boşanma sürecinde mal paylaşımı yapılırken evlilik birliği kurulmadan önce mal rejiminin belirlenmiş olması büyük önem arz eder. Çünkü bu durumda evlilik birliği içerisinde alınmış olan malların akıbeti üzerine karşılıklı tarafların karar vermesi mümkün hale gelir. Eğer mal rejimi seçilmemişse boşanma sürecinde edinilmiş mallara katılma rejimi kavramı ortaya çıkar. 1 Ocak 2002 tarihinde yürürlüğe giren bu kanuna göre belirtilen tarihten itibaren edinilen mallara katılma rejimi uygulanır. Bu tarihin öncesinde alınan mallar için ise boşanma sürecinde mal ayrılığı rejiminin uygulandığı bilinir.
Boşanma kredili ev paylaşımı edinilmiş mallar kapsamında ele alınır. Bu bağlamda eğer konutun akıbetine karar verilirken ödemeye devam edecek olan eş belirlenmişse süreç net bir şekilde ilerler. Söz edilen bu prosedüre göre boşanma davasının açıldığı tarihe kadar olan ödemelerin yarı değeri üzerinde tasfiye payı alma hakkı ortaya çıkar. Diğer eşin gelir durumu ve bu konutta ortak şekilde yaşıyor olmak gibi hususlar ise bu hakkı etkilemez.
Alacak hakkının mahkeme kararıyla elde edilmesi için ise mutlaka mal tasfiye davasının açılması beklenir. Yani kredi ile alınan bir konut kimin mülkiyetinde ise bu konut boşanma davasından sonra da farklı bir mal rejimi belirlenmemişse o kişide kalmaya devam eder. Ancak ödeme sürecinde boşanma sürecine kadar hak sahibi olan kişi mal tasfiye davasının sonuçlanmasıyla birlikte hesaplanan tutarda ödemesini alabilir.