İSTANBUL (AA) - Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı İsmail Gülle, "Dünyada en çok ticareti yapılan 200 ürün arasında, ülkemizin güçlü olduğu 47 ihracat ürünü var. Bizim bu ürünlerdeki ihracatımız ise 50 milyar dolar seviyesinde, bu ürünlerin dünyadaki ticaretinden yüzde 2,8 pay alıyoruz." dedi.
Düzenlenen basın toplantısıyla, "İhracat 2019 Raporu"nu açıklayan Gülle, ihracatı değer bazında artırarak, küresel ticaretten daha fazla pay almayı hedeflediklerini söyledi.
Bu hedefe yönelik yaptıkları çalışmalar hakkında bilgi veren Gülle, yurt dışı pazarları analiz ederek, ihracatçıların hedef pazar seçimlerinde isabetli karar alabilmelerine katkı sağladıklarına dikkati çekti.
Gülle, hazırlanan raporla, 360 derecelik bir bakış açısıyla ihracatı mercek altına aldıklarını belirterek, şunları kaydetti:
"2019 yılı için ilan ettiğimiz, 'İhracatta Sürdürülebilirlik ve Yenilikçilik' teması kapsamında 'İhracatta İlk Adım Seferberliği', 'İhracatta Sıfır Atık Seferberliği (Kadın Konseyi)', 'İhracat Oyun Yazılımı' gibi projelerimizle çok boyutlu, geniş kapsamlı ve katma değer yaratmaya yönelik bir eylem planı hazırladık. Bu plan, birazdan detaylarını açıklayacağımız 5G yol haritamız rotasında ilerleyecek. 5G Yol Haritamızda, Güçlü Türkiye, Güçlü Ekonomi, Güçlü İhracat, Güçlü İnsan Kaynağı, Güçlü Altyapı ve İhracat Ekosistemi başlıkları yer alıyor. Raporun amacı, ihracatta kırmayı hedeflediğimiz rekorların da ötesinde, dış ticaret fazlası veren ülke olmaktır."
Raporun 5 ana bölümden oluştuğuna dikkati çeken Gülle, raporda yer alan bölümler hakkında bilgi verdi.
İsmail Gülle, 2018 yılının, ihracat açısından son derece başarılı geçtiğini anımsatarak, bu başarıları yeterli görmediklerini, Türkiye'nin, potansiyelinin tamamını harekete geçirebildiği takdirde, çok daha başarılı ihracat rakamlarına kolaylıkla erişilebileceğini dile getirdi.
"Ülkemiz 2001 yılında küresel ticaretten yüzde 0,51 pay alırken, 2018'de bu payımızı yüzde 0,90'a taşıdık." diyen Gülle, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"İhracatın sayısal olarak artışı, tek başına bir başarı kriteri olamaz. Sadece koşmak değil, rakiplerimizden daha hızlı koşmak zorundayız. Herkesin ürettiğini değil, kimsenin üretmediğini üretmek zorundayız. Elbette firmalarımız mikro anlamda, kendi ürünleri için çalışmalarını aralıksız yürütüyor, yenilikçi ürünler geliştirmeye, katma değeri artırmaya çalışıyor.
Ancak TİM olarak bizim görevimiz, mikro anlamdaki bu çabaları, dünyada ses getirecek daha güçlü hamlelere çevirmek. İhracatçılarımızı, daha verimli olabilecekleri pazarlara, daha başarılı olabilecekleri alanlara yönlendirmek, münferit başarı potansiyellerini, sistematik ve sürekli hale getirmek. Bu amaçlarla 2019'u 'İhracatta Sürdürülebilirlik ve Yenilikçilik Yılı' olarak ilan ettik."
- "Ülkemizin ikili ilişkileri, küresel gelişmeler, ihracatçılarımızı doğrudan etkileyebilecek nitelikte"
Gülle, 2019 yılında Türkiye ve dünyada yaşanacak olayların, ihracata etkilerinin olacağına dikkati çekerek, geçmişte Rusya'ya ihracatta uçak krizinin etkisini ve ABD ile yaşanan siyasi gerilimin, bazı ürünlere olan yansımalarını hatırlattı.
Buna karşılık Irak ve Suriye'de devam eden belirsizlik ve karışıklıklara rağmen ihracatçıların, bu ülkelerde önemli başarılara imza attığına dikkati çeken Gülle, "Dolayısıyla, hem ülkemizin ikili ilişkileri, hem de küresel anlamda gelişmeler, ihracatçılarımızı doğrudan etkileyebilecek nitelikte." dedi.
- "En güçlü olduğumuz ürünlerin bazılarında, henüz keşfedemediğimiz çok büyük pazarlar"
Raporda yer alan bulgulara değinen Gülle, dünyada en çok ticareti yapılan 200 ürün arasında, Türkiye'nin güçlü olduğu 47 ihracat ürünü bulunduğunu söyledi.
Gülle, bu 47 üründe dünyanın toplam ithalatının 1,8 trilyon dolar olduğunu dile getirerek, şunları kaydetti:
"Dünyanın toplam ithalatındaki payı yüzde 9,8'dir. Bizim bu ürünlerdeki ihracatımız ise 50 milyar dolar seviyesinde, bu ürünlerin dünyadaki ticaretinden yüzde 2,8 pay alıyoruz. Güçlü olduğumuz bu 47 ürüne özel bir önem ve ağırlık vererek, 1,8 trilyon dolarlık talepten daha fazla pay alabiliriz. Söz konusu araştırma, bu konuda kat etmemiz gereken yolumuz olduğunu ortaya koyuyor. Örnek bir ürünü ele alırsak, minibüs ve otobüs üretiminde 1,6 milyar dolar ile en önemli üretici ülkeler arasında yer alıyoruz. Bu üründe Almanya ve Fransa pazarında yüzde 30'un üzerinde paya sahipken, ABD'de sadece yüzde 5 pazar payımız var.
Dünyanın en büyük ekonomilerinden olan Kanada'ya, 655 milyon dolarlık minibüs ve otobüs ithalatına rağmen, hiç ihracat yapamıyoruz. Bu hesaplamalar alt alta konulduğunda, şunu görüyoruz, 15 farklı üründe 33 farklı ülke, bu ürünleri bizim yerimize rakiplerimizden alıyor. Bu da, en güçlü olduğumuz ürünlerin bazılarında, henüz keşfedemediğimiz çok büyük pazarlar olduğunun en büyük göstergesi."
Türkiye'nin bu 47 üründe AB ülkelerinde daha başarılı olduğunu belirterek, bu bilgiler ışığında, hem AB'deki pazar payını artırıp hem de AB'de yakalanan başarının daha uzak pazarlarlara taşınması durumunda çok daha başarılı ihracat rakamlarına erişilebileceğinden söz etti.
- "2019 yılı, hedefleri aşacağımız bir yıl olacak"
Dünyanın önde gelen ekonomileri olan ABD, Kanada, Avustralya, Güney Kore gibi coğrafi anlamda uzak ülkelere, en az yakın pazarlar kadar önem verilmesi gerektiğine dikkati çeken Gülle, "Firmalarımız Gürcistan, Rusya gibi pazarlarda fiyat rekabetine girmenin ötesinde, artık Polonya, Meksika, Çekya gibi gelişen pazarlara da yoğunlaşmalı." diye konuştu.
Doğru analizlerle, akademik çalışmalara dayanan, etkili stratejilerle yürüyen bir ihracat ekosistemini perçinlemeye, etki alanını daha da genişletmeye kararlı olduklarını belirten Gülle, "Rüzgara yön verme devri"nin başladığını söyledi.
Başlanan bu çalışmayı en kısa sürede bin ürün için tamamlayacaklarını bildiren Gülle, dünya ticaretinin yüzde 84'ünü kapsayan bin ürünü kapsayan çalışmayı da şubat ayında açıklayacaklarını söyledi.
Gülle, "2019 yılı, hedefleri aşacağımız bir yıl olacak. Orta vadede çok daha etkili stratejilerle, küresel ticaretten alacağımız payı daha ileri seviyelere taşıyacağız." diye konuştu.
Toplantı sonunda gazetecilerin sorularını yanıtlayan Gülle, İran'a açılan ilk Türk Ticaret Merkezi'nin kapanmasına yönelik haberlere ilişkin, "Türk Ticaret Merkezlerinde, ilk projemiz olan İran çok verimli olmadı, burayı kapatma kararı alındı. Bunun açılması da kapanması da doğaldır. Elbette isterdik ki, ilk açılan başarı modeli olsun. İran kapandı diye Türk Ticaret Merkezlerini bakış negatifliğine düşürmek haksızlık olur. Faydasını tartışmak değil, nasıl daha yukarı çıkaracağımızı tartışmak doğru olacak. Bir salkımdan bir üzümü çıkartır geri kalanını yemeye devam edersiniz, bir üzüm yüzünden tüm salkımı kaldırıp atmazsınız. " değerlendirmesinde bulundu.
Toplantı kapsamında TİM Genel Sekreteri Prof. Dr. Kerem Alkin, raporda yer alan, "Açıklanmış Karşılaştırmalı Üstünlük" olarak bilinen RCA modeli bulgularına ilişkin bilgi verdi.