Küresel piyasalarda dolar lider para olma hakimiyetini her gün biraz daha güçlendiriyor. Enflasyona karşı sert faiz artırımları hamlesini kullanan ABD Merkez Bankası Fed’in adımları, Avrupa’daki enerji krizinin bölgeyi resesyona sürüklemesi dolar endeksinde on yılların zirvesinin gelmesine neden oldu. Euro dolar karşısında tarihi dip seviyeyi gördü. Sadece euro değil, sterlin, Japon Yeni, Rus Rublesi, Çin Yuanı ve Türk Lirası da bu ABD dolarındaki güç karşısında ediyor.
Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) 75 bps’lik bir artırımla rekor enflasyonla mücadelede önemli bir adım atması beklenirken, dolar endeksi Haziran 2002’den bu yana görmediği 110,786 düzeyine kadar çıkarak euro/dolar paritesinin 1’in üzerine çıkmasını engelliyor. Richmond Fed Başkanı Thomas Barkin’in salı günü Financial Times’a verdiği demeçte Fed’in ekonomik faaliyetleri kısıtlayacak bile olsa enflasyona odaklanmaya devam edeceğini bir kez daha teyit etmiş oldu. Para piyasalarında Fed’in 21 Eylül’deki toplantısında bir 75 bps’lik faiz artırımı daha yapacağına yüzde 70 olasılık biçiliyor. ABD’de hizmet sektörü ağustosta beklentilerden güçlü büyümüş, PMI anketlerinde istihdam büyümesinin de sürdüğü görülmüştü.
EURO HALA EŞİTLİK SEVİYESİNE ÇIKAMADI
Dünya’dan Hilal Sarı’nın haberine göre, Euro/dolar paritesi çarşamba günü hem Almanya’da sanayi üretiminin beklendiği kadar daralmaması hem de Euro Bölgesi 2. çeyrek GSYH’sinin beklentilerin üzerinde gelmesiyle 0,9929 düzeyine kadar yükselse de, birçok yatırım bankasının da öngördüğü üzere zayıf seyir sürüyor. Parite TSİ 15.45 itibariyle 0,9875 düzeyine kadar geriledi ve 0,99’un üzerine çıkmakta da zorlanıyor. Almanya sanayi üretimi temmuzda yüzde 0,5 değil yüzde 0,3 düşerken, birlik ikinci çeyrekte yüzde 0,6 büyümesi öngörülürken, 2021’in ikinci çeyreğine göre yüzde 0,8 büyüdü.
AVRUPA MERKEZ BANKASI’NIN BUGÜN ALACAĞI KARAR BEKLENİYOR
Almanya’nın Çin’e bağımlılığını azaltması gerektiğini de dikkat çeken Deutsche Bank CEO’su Christian Sewing birliğin en büyük ekonomisinin “Rus enerji kaynaklarına çok bağımlı hale gelmesi nedeniyle artık resesyondan kaçamayacağını” söyledi. Deutsche Bank Başekonomisti Mark Wall ise çarşamba yayınlanan araştırma notunda “ECB yetkililerinin son açıklamalarından bankanın sıkılaşma döngüsünde resesyona karşı düşündükleri kadar hassas olmayacağının görüldüğünü” belirtti ve ekledi: “Nihai faiz düzeyini 50 bps daha artırarak yüzde 2,5’e çıkardık."
ECB’de şu anda faiz yüzde 0 düzeyinde ve bugünkü toplantıda bir sürpriz olmazsa 75 bps artırım yapılacak. Societe Generale’e göre ECB sadece faiz artışını değil nicel sıkılaşmayı (bilançosunu küçültmeyi) de değerlendirmeli. Bankadan Anatoli Annenkov “Neden tartışılmadığını merak ediyoruz. Nicel sıkılaşma olmaması faizlerin daha yüksek olması gerektiği anlamına geliyor” değerlendirmesini yaptı.
STERLİN DE TARİHİ DİPLERE HAZIRLANIYOR
Sterlin, yeni Başbakan Liz Truss’un gelecek 18 aylık dönemde hükümetin 200 milyar sterlin harcama yapmaya hazırlanması ve ülkenin bir resesyona gireceği beklentileriyle dolar karşısında 2,5 yılın en düşük seviyelerine yaklaşıyor. Yıl başından bu yana yüzde 15 düşen sterlin/dolar çarşamba yüzde 1’e yakın düşüşle 1985’ten bu yana görmediği 1,14050 düzeyine kadar geriledi.
JAPON YENİ’NE MÜDAHALE YOLDA
Dolar karşısında 24 yılın yeni dip seviyelerini gören Japon yenine ise kabine sekreterinden yapılan açıklamaya göre bir müdahale gelebilir. Dolar/yen 3 Ağustos 1998’de gördüğü 147,670 düzeyini de aşarsa, kur 1990’dan bu yana en yüksek düzeye çıkmış olacak. Indosuez Wealth Management Asia’dan Davis Hall, “Eğer maliye bakanlığı adım atmazsa 148 görülebilir” diyor. Ancak 2004-2007 yıllarında ülkenin para birimi politikalarını yöneten Japon diplomat Horoshi Watanabe şu değerlendirmeyi yapıyor. “Hükümet müdahale etmemeli, hareket doların genel güçlü seyrinden kaynaklanıyor. Çok güçlü yen günlerinin bir daha döneceğini sanmıyorum. Yendeki zayıflık ekonomiye olan güvenin düşüklüğünden, faiz farkından değil. Japonya Merkez Bankası yeni güçlendirmek adına faizleri artırmak gibi saçma birşey yapmamalı. Bu para politikalarının mantıksız şekilde izleneceğini ilan etmekten başka bir şey olmaz”