31 Mart yerel seçimleri öncesi piyasalarda en kritik haftaya giriyoruz. Bu hafta Çarşamba günü önce ABD Merkez Bankası Fed faiz kararını açıklayacak. Hemen ardından yani Perşembe günü de Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) seçimler öncesi son faiz kararını duyuracak. Piyasalarda Fed’in de TCMB’nin de faizleri sabit tutması bekleniyor. Ancak hem Fed Başkanı Powell’ın açıklamaları hem de Merkez Bankası PPK toplantı metninde verilecek mesajlar piyasanın odak noktasında bulunuyor.
Tüm bu gelişmelerle yeni haftada ons altın tarafında hafif geri çekilme yaşanıyor. Ons Altın 2200 seviyesine yükselmesinin ardından, sert yükseliş sonrasında soluklanma yaşıyor. Bu sabah ise 2160 dolara kadar çıksa da 2150 dolar seviyesine geri dönmüş durumda. Yurt içinde gram altın fiyatı ekranlarda 2403 liradan satış 2198 liradan alış fiyatı sunuyor. Aradaki makas ise 200 lirayı aşmış durumda. Çeyrek altın 4258 liradan, Cumhuriyet altını da 17.898 liradan değerleniyor.
Döviz tarafında ise dolar/TL kuru 32,29 TL seviyelerinde hareket ederken, euro/TL 35,21 lira seviyelerinde bulunuyor.
Altın ve Para Piyasaları Uzmanı İslam Memiş ise yatırımcılar için çok kritik bir değerlendirmede bulundu. İşte uzman ismin piyasaya dair o değerlendirmelerinden öne çıkanlar:
“Enflasyonist bir ortamdan geçiyoruz. Vatandaş da enflasyona karşı parasını korumak için çeşitli yatırım araçlarına yöneliyor. Türkiye’de de en fazla getiri sağlayan yatırım aracı da altındır. Vatandaş eline geçen parayı altına yatırıyor. Sorun tamamen halkın altın alması değil. Sorun geçen yıl Türkiye’de altın ithalatının yasaklanmasıdır. Asıl sorun içerde altının azalmasıdır. Sorunu böyle değerlendirmek lazım.
Her yıl Türkiye’de altın talebi artar. Her yıl altın bir yatırım aracı olarak ön plana çıkar. Ama geçen yıl altın ithalatı yasaklandığı için, altın madenleri de işlemiyor. Hatta son dönemde altın kaçakçılığı ile ilgili haberler de gelmeye devam ediyor. Öncelikle bu altın ithalatını sorununu çözmemiz gerekiyor. İçeride talebi karşılamak için ithalatı normalleştirmemiz lazım.
Sonra dönemsel olarak altın tarafındaki talep ve uluslararası piyasalar, hem dolar/TL’yi çıkarıyor hem gram gram altında rekorlara neden oluyor. Dünyada altının hem değer kazanması hem içerde Dolar/TL kurunun yüksek olması haliyle gram altında yeni rekorlara neden oluyor. Bu da talebi artırıyor.
Sikke altınlar yani sarrafiye altınları dediğimiz, çeyrek, Cumhuriyet altını , yarım altın, ziynet altın gibi gruplarda kurum Darphane Genel Müdürlüğü’dür. Sadece kendileri basıyor. Rafineriler basmıyor ve yasak. Dolayısıyla Darphane üretim noktasında yetersiz kalıyor. Türkiye’de bu ilk kez yaşanmıyor. Daha önceki yıllarda da Darphane’nin sürekli mesai yaptığına dair açıklamaları olur. Asıl soru şu, neden darphane basmak zorunda? Türkiye’de birçok rafineri var. Sarrafiye grubu altınları rafineriler basabilir. Yeni bir yasal düzenleme ile birlikte rafineriler de sarrafiye ürün basabilmesi gerekir ki Darphane’nin sırtından bu yük alınsın. Darphane artık zorlanıyor.
Rafineriler basabilsin ki piyasaya yeteri kadar dağıtım yapılabilsin. Toptan altın alan piyasa üzerine işçilik koyuyor. Bugün çeyrek altında sadece 70 -75 TL civarında işçilik var. Cumhuriyet altınının 1100 lira civarında işçiliği var. Toptancılar koyuyor bu işçiliği, neden Darphane’nin yetiştiremediğini biliyor. Bunu fırsata çeviriyor. Vatandaş da çeyrek altında işçilik ödemek zorunda kalıyor. Ne gerek var. Kim kazandı, kazanan yok ortada.