Çağın hastalığı kanser, karşımıza bazen genetik bazen de çevresel nedenlerle çıkıyor. Kimi zamansa mesleğimiz risk faktörümüz olabiliyor.
Çağın hastalığı kanser, karşımıza bazen genetik bazen de çevresel nedenlerle çıkıyor. Kimi zamansa mesleğimiz risk faktörümüz olabiliyor.
Önemli olanın işyeri güvenliğinin sonuna kadar uygulanması olduğunu söyleyen uzmanlar, bunun riskleri ortadan kaldırmada çok önemli olduğuna dikkat çekiyor.
İşte kanser riski taşıyan meslekler ve dikkat edilmesi gerekenler...
İstanbul Üniversitesi Onkoloji Enstitüsü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yeşim Eralp; tekstil, inşaat, plastik madde, kaplama gibi işlerde kullanılan boyalara maruz kalanlarda, bu boyaların içerdiği kanserojen maddelere bağlı çeşitli kanserlerin tetiklenebildiğini söylüyor.
Özellikle kurşun içeriği yüksek olanlarda lösemi (kan kanseri) riski artarken; içerdikleri krom, benzidin ve PAH gibi zararlı maddeler nedeniyle akciğer, mesane kanseri ve mezotelyoma riskinde de artış görülebiliyor.
Gelişmiş ülkelerde kullanılan kurşun ve krom içeriği oldukça azaltılan su bazlı boyaların kanser oluşturma risklerinin azaldığına dikkat çekiliyor.
Bu sektörde çalışanlarda bir cila hammaddesi olan, ‘formaldehit’e maruz kalma sonucunda özel tip baş-boyun kanserleri olan nazofarens kanseri ve sinonazal kanserler ile lösemi riskinin artış gösterdiği belirtiliyor.
Tahta işlemeciliğiyle uğraşan işçiler ve marangozlarda, uzun süreli tahta tozu ve ağaç işlemeciliğinde kullanılan zararlı hammaddelere maruz kalma sonucunda çeşitli kanserlerin topluma oranla daha çok görülebildiği belirtiliyor. Kesin kanıtlar olmasa da toplum bazlı çalışmalarda bu sektör çalışanlarında kanser riskinin arttığı kabul ediliyor.
Bunların başında burun ve hava yollarına ait kanserler (sino-nazal kanser) geliyor. Asbest içeren ahşap maddelerin kesilmesi, taşınması, zımparalanması gibi işlemler sonucunda akciğer kanseri ve mezotelioma gibi kanserler açısından risk artıyor. Tahta işlemesinde kullanılan formaldehit ve organik çözücüler içeren cila gibi maddelere maruz kalmak ise kan kanseri, nazofarens kanseri ve sinonazal kanser riskini artırıyor.
Çevresel ve insani organik atık ve odun yakımı (orman yangınları) ile dizel makine atıkları da ‘dioksin’ adı verilen zararlı maddenin solunum yoluyla alınmasına yol açabiliyor.
Bu madde, ‘sarkom’ denilen özel bir yumuşak doku tümörünün yanında, lenfoma ve akciğer kanseriyle de ilişkilendiriliyor.
Bunun dışında yüksek oranda radyasyon maruziyeti olan radyasyon onkolojisi, radyoloji, girişimsel kardiyoloji ve ortopedi gibi çeşitli branşlarda maruz kalınan iyonize radyasyonun miktarı ve süresinin de tiroit ve kan kanseri riskini artırdığı belirtiliyor.