Gram Altın 6 Günde 500 TL'den Fazla Değer Kaybetti! Gözler ABD ve Çin'de
Altın, uzun süredir yatırımcıların güvenli limanı olarak görülüyordu. Özellikle son aylarda yaşanan yükseliş trendi, altına olan ilgiyi daha da artırmıştı. Ancak son günlerde yaşanan sert düşüş, yatırımcıları şaşkına çevirdi. Gram altın, 27 Ağustos'ta başlayan yükselişle 4485 TL seviyesine kadar ulaşmış, 21 Ekim'e kadar bu yükselişini sürdürmüştü. Ancak bu tarihten sonra ibre tersine döndü ve altın fiyatları hızla düşmeye başladı. 28 Ekim 2025 itibarıyla gram altın, serbest piyasada 5318 TL seviyelerinden işlem görüyor. Bu, son zirvesinden önemli bir düşüş anlamına geliyor.
Düşüşün Nedenleri Neler?
Altın fiyatlarındaki düşüşün birden fazla nedeni olduğu düşünülüyor. Bunların başında, ABD Merkez Bankası'nın (FED) faiz politikaları geliyor. Ayrıca, ABD ile Çin arasında devam eden ticaret savaşları da belirsizlik yaratarak altın fiyatlarını etkiliyor. Ticaret savaşlarının küresel ekonomiyi olumsuz etkilemesi beklentisi, yatırımcıları daha riskli varlıklara yöneltebilir.
Uzmanlar Ne Diyor?
Finans analistleri, altın fiyatlarındaki düşüşün bir düzeltme hareketi olabileceğini belirtiyor. Ancak, FED'in faiz kararları ve küresel ekonomik gelişmeler yakından takip edilmeli. Bazı uzmanlar, son iki ayda altın fiyatlarında bir manipülasyon fiyatlaması olduğunu iddia ediyor. Bu nedenle, yatırımcıların dikkatli olması ve piyasaları yakından izlemesi gerekiyor. Altın yatırımcıları, FED'in faiz kararlarını ve Amerika-Çin ticaret görüşmelerinden çıkacak sonuçları beklemeli. Bu gelişmeler, altın fiyatlarının gelecekteki yönünü belirlemede önemli rol oynayacak.
Altın fiyatlarındaki düşüş, yatırımcılar için önemli bir uyarı niteliğinde. Piyasalardaki belirsizlikler devam ederken, altın yatırımcılarının dikkatli olması ve uzman görüşlerini takip etmesi gerekiyor. FED'in faiz kararları ve küresel ekonomik gelişmeler, altın fiyatlarının gelecekteki seyrini belirleyecek önemli faktörler olacak. Kısa vadede bir toparlanma görülebilirse de uzun vadede altın fiyatlarının yönü, küresel ekonomik konjonktüre bağlı olacak.