Evet iyice anlaşıldı ki, adres Almanya . Slovakya kendilerini bu sıkıntıdan kurtarırmı diye düşündüler ve son ana kadar açıklama yapmamışlarken, Slovakya da geri manevra yapıp, Evet deyince açığa çıkmak zorunda kaldılar. Akabinde Alman maliye bakanının olumsuz açıklamaları geldi.
Kendinizi Almanya'nın yerine koyarsanız, bu düşüncelerinde haklı olduklarını görürsünüz. Bu kadar çalışkan bir millet olarak, hiç çalışmayan ağutos böceklerinin borçlarını hem de hiç bir karşılık istemeden silmek ve hatta üstüne yeni borç vermek istemiyor olmaları yanlış bir düşünce değil.
Ama sorun Almanya'nın haklı olup olmaması değil. Konu haklılıksa, Almanya bence de haklı. Ama kontrol kaçarsa tepeden başlayacak çığın altında kalmak riski de var. Euro birliği ve AB için kontrol edilemeyecek bir kriz çok ciddi yansımalar, zincirleme krizler yaratabilir. Ortak para kullanmıyor olsalar sorunlu ülkeler dışındakilerin çok fazla korkmayıp, bu sorunu yaratanları yanlız bırakma ihtimalleri muhakkak olurdu. Ama bu durumda, arka arkaya ödemiyorum diyebilecek olan Yunanistan, Portekiz, İspanya, İtalya, kesinlikle Avrupa'nın diğer ülkelerini de sarsacaktır.
Ancak bu riski Almanya gibi ülkeler kendilerindeki sorunlu ülke tahvillerini taşıyan bankaları destekleyerek de atlatmayı düşünebilirler. Sorunlu ülkelere geri dönüşü belli olmayan, hatta mümkün olmayacak olan bir kaynağı aktaracaklarına, kendi bankalarının sermayelerini destekleyerek, ellerindeki sorunlu ülke tahvillerini uzun vadeli hazine tahvilleri ile değiştirip kendisi alarak da çözmeyi deneyebilir. Çözer mi peki? Evet bu yöntem muhtemelen kendisinde ortaya çıkabilecek kısa vadeli finansal riskleri çözebilir.
Ama arkasında ortaya çıkacak bir AB enkazı acaba orta ve uzun vadede Almanya ekonomisini de vurmaz mı? Euro birliği dağılma riski ortaya çıkmaz mı? Dağılırsa acaba AB ne olur? Ekonomileri sarsılmış bir AB'ye mal satışı ciddi düşmez mi? İşte tüm bu soruların cevapları nedeniyle çözüm kararını kolay alamıyorlar. Tabii bir de, gelen seçimler var. Halkına fatura çıkartan bir başbakanın seçilememe riski de var.
Peki bu riskler yeni mi ortaya çıktı? Hayır, son strateji yazımı da okursanız, çok önceden beri bu riskler mevcuttu. Ama bir şekilde çözer miyiz diye öteleniyordu. Yine de her an anlaşmaya varabilirler. Fakat çok ciddi bir alacağı silmek ve-veya yeni kaynak da vermek ve-veya alacağını da çok daha geriye ertelemek için, halka izah edebilecekleri çok ciddi bir karşılık almış olmaları gerektiğini düşünüyorlardır. Bu karşılık ne olabilir? Bir daha benzer risklerin yaşanmaması için bir AB Maliyesi kurulabilir. Başınada da en yetkili ülkelerden birisi ya da bu birliğin kurumun başkanı Alman olabilir. Euro bölgesi ülkeler, özellikle de sorunlu olanlar önemli mali kararlarında ve bütçe sınırlarında bu birliğin kararlarına uymak zorunda kalabilirler.
Çok ütopik bir düşünce gibi olsa da, bu ya da benzeri bir düzenlemeye gidilmezse, kısa vadede çözüm bulsalar da, sonrasında daha da büyüyecek bir kriz tüm Avrupa'yı ciddi derecede sarsar. Ama işin zor yanı, ne kadar iflas aşamasında olsalar da, hangi ülke egemenlik haklarından biri olan bu şekilde bir imtiyazı başka bir kuruma ya da devlete vermek ister? İşte sorunun çözülememesinin iki taraflı içerikleri bunlardır diye düşünüyorum.
Neyse, göreceğiz bakalım sonuç ne olacak.
Gelelim İMKB'ye!
Dün Alman maliye bakanının( bu arada geçen Cuma anlaştılar açıklaması yapılan bakan hangi Almanya'nın bakanıydı onu da merak ettim doğrusu!) bozduğu piyasalarda 56.900 ve hatta 56.700'e kadar olabilecek gevşemeler geri dönüşü çok zor olmayacak düşüşler olur ve çok sorun yaratmaz. Ama bu seviyeler aşağı kırılırsa, satışların boyutu büyüyebilir. Bu seviyelerin üzerindeki destekleri Destek-Direnç şablonundan görebilirsiniz.
Böyle karışık bir ortamda hemen ne alayım telaşında olmamak, uygun düşünülebilecek fiyatlar kaçırılacak olsa da, olumlu gelişme beklemek daha doğru bir düşünce olur diye düşünüyorum. Hoş zaten neredeyse iki haftadır bu riske dikkat çekiyordum ama, yalan rüzgarı estiren Avrupa açıklamaları tüm piyasaları yukarı zorlamıştı. Artık Pazar günü yapılacak zirveyi görmek önemli olacaktır. Tabii bu arada aynı ABD'deki borçlanma limitlerinin arttırılmasında geciken ABD'nin senatosu nedeniyle nasıl notu indirildiyse, karar almakta geciken Avrupa ülkelerinin de notları düşürülürse şaşmamak gerekir. İlk süpriz büyük de, Fransa olur diye düşünüyorum.
İMKB olarak biz de tabii ki düşeriz ama, bizim düşüşlerimiz kalıcı olmaz. En kolay ve hızlı toparlayacak borsaların başında olduğumuzu hepinizin bilmesini isterim. Ama işte dediğim gibi, ortam bozulunca panik çıkar. Panik çıkınca da, kimse iyisin kötüsün diye bakmaz. Nakite çıkmak isteyen verir geçer! Bu da sağlam olan borsaları, hisseleri bile alıcının çekildiği ortamda düşünmeyeceğimiz seviyelere düşürebilir.
Avrupa'dan nihai uzlaşma gelecektir. Bunun için bazılarının dibe vurduklarını görmeleri gerekecek mi göreceğiz!
Not: Yazı 09:17'de borsaanalizci.com'da yayınlanmıştır. Düne ait diğer iki beklenti yazımı da sitede görebilirsiniz.
Aydın Eroğlu