FİNANS

Haftalık strateji

Mart ayında İMKB'de 57.000-58.500 aralığını taban, 61.500 puanı tepe yapma ihtimalinin arttığına yönelik görüşümüzü koruyoruz.

Haftalık strateji

Uluslararası piyasalarda 2011 son çeyrekte başlayan dengelenmeyi takiben yılbaşından itibaren tempo kazanan pozitif seyir geçen hafta gerçekleşen ECB (Avrupa Merkez Bankası) likidite ihalesine kadar devam etti.

Geride kalan 3 aylık sürede borsalar ortalama % 20 değer kazanırken, dolar dünya genelinde % 7 değer kaybetti. Ancak en çarpıcı gelişme Avrupa tahvil piyasasında yaşandı ve pek çok uzmanın umudu yitirip kesin iflas ederler dediği İtalya'da faiz oranı % 7,5 'den, İspanya'da ise % 6,7 'den % 4,9'a geriledi.

ECB ikinci likidite ihalesi ve genel konsensüsün aksine bizim büyük önem verdiğimiz AB mali birlik anlaşması geçen hafta gerçekleşti. Biz bu pozitif beklentinin varlığının şubat ayı boyunca kalıcı düşüşleri engelleyeceğini ve gerçekleşme günü yaklaştıkça çekim gücü ile piyasaları pozitif yönde destekleyeceğini tahmin ediyorduk.

Buraya kadar bir sorun yok, ancak beklentinin gerçekleşmesini takiben piyasalarda beklenti bitti algısı ile kısa süreli ( 3-4 hafta ) satıcılı bir sürecin yaşanabileceği görüşündeydik. Bu nedenle geçen salı ECB ihalesi sonrası piyasaların reaksiyonunu heyecan ve merakla takip ettik.

ECB ihalesi sonrası piyasalar

Emtia ve döviz piyasaları bizi şaşırtmadı, ihale sonrası başta Altın tüm emtialara önceden satın alınan ve yeterince fiyatlandığını düşündüğümüz ECB ihalesi sonrası sert satış geldi.

29 Şubat çarşamba günü saat 12:14'de 1786 dolar'dan işlem gören altın (aynı gün ABD Merkez Bankası Başkanı Bernanke'den de bir destek bulamayınca) 10 saat içinde % 5,5 değer kaybederek 1688 dolara gerilerken, bu dakikalarda 1,3470 'den işlem gören Euro/Usd paritesinde de ibre aşağı döndü ve hafta % 2 oranında geri çekilme ile 1,32 seviyesinde tamamlandı.

Ancak dünyanın en büyük dört marketinden ikisi olan para ve emtia piyasaları satış yerken tahvil ve hisse piyasaları bu ikiliden ayrışarak farklı bir görüntü ortaya koydu.

İhale öncesi % 5,35 faiz oranı ile işlem gören İtalya tahvil piyasasında biz beklenti bitti algısı ile alışların kesileceğini ve talep azalınca faizlerin ılımlı bir seyirle de olsa yukarı gideceğini düşünüyorduk. Bu cephede yanıldık, İtalya tahvil piyasasına talep devam etti ve faiz geçen haftayı % 4,9 seviyesinde tamamladı.

ECB ihalesi sonrası ilk reaksiyon aşağı olsa da sonradan toparlanan borsalar ise kararsız bir seyir ortaya koydu. Alman Dax endeksi çarşamba günü ihale sonuçları açıklanırken 6.952 puandan işlem görüyordu. İlk reaksiyonla sekiz saat içinde her ne kadar % 1,5 değer kaybedip 6846 puana gerilese de, devamında toparlandı ve haftayı 6926 puanda tamamladı.

Dünya piyasalarında ağa babalar emtialar ve tahvil piyasalarıdır. Döviz ve hisse piyasaları genellikle bu iki lokomotifin izinde yol alırlar. Yol ayrılıkları geçici olur.

Ancak iki ağa baba olan tahvil piyasaları ile emtia piyasaları bu kez farklı mesajlar veriyor. Hangisinin haklı çıkacağını bizde merak ediyoruz.

Bu resimden çıkardığımız ilk sonuç Avrupa'da kalıcı iyileşmenin olasılığının daha da arttığı ve önümüzdeki dönemde banka & ülke bazında Yunanistan benzeri yeni iflasların yaşanması riskinin azaldığı.

Bu bakıma ana konuda risklerin azalmış olması nedeni ile IMKB 100 endeksi adına 17 ay içinde 100.000, 24 ay içinde 120.000 puana yol alınması ihtimalinin arttığını düşünüyoruz.

Öte yandan Avrupa'da yaşanan iyileşme ülkelerin ayaklarını yorganlarına göre ( mali birlik anlaşması ) uzatacak olmasından kaynaklanıyor. Bu kamu eli ile tasarruf demek ve ülkelerin bütçe disiplinine öncelik vermesi 2012 yılında Avrupa'nın hafifte olsa bir resesyona girmesi ihtimalini arttırıyor. Bu durum borsalar tarafından henüz fiyatlanmadı.

İki haftadır buzda patinaj yapan arabayı çağrıştırarak 12,900 - 13,050 puan aralığına sıkışan Dow Jones ( ABD ) bu hafta açıklanacak ekonomik aktivite verilerinden umduğunu bulamazsa durursan düşersin kuralından hareket ile 12.650 puana gerileyebilir.

Strateji
Bu nedenle geçen hafta ortaya koyduğumuz strateji önerisinde bir değişikliğe gitmiyor, mart ayının dünya borsaları adına geride kalan 3 ayda gerçekleşen % 15-20 arası yükselişleri takiben bir düzeltme ve sindirim dönemi olabileceği yönündeki tahminimizi ve bu periyotta IMKB 'nin 57.000 - 58.500 aralığını taban, 61.500 puanı tepe yapma ihtimalinin arttığına yönelik görüşümüzü koruyoruz.

IMKB geçen haftaya yabancı raporlarının etkisi ile mart ayına ilişkin taban adresi olacağını tahmin ettiğimiz 57.000 - 58.500 bandının içine girerek başladıysa da, 58.378 puandan hızla yukarı sekti ve haftayı 60.902 puanda tamamladı.

Olası bir düzeltmede 59.750 ara destek olmakla birlikte biz yine taban adresinin 57.000 - 58.500 bandı olacağını tahmin ediyor, IMKB 'nin bu bandın altına gelmesini beklemiyoruz.

Nisan Ayında Piyasalar
17 ay önce ( ekim 2010 ) IMKB 100 endeksi 70.000 - 72.000 puan aralığında işlem görürken iki faktör borsada ibrenin aşağı dönmesine neden oldu ve hisse senetleri 2011 yılı boyunca değer kaybetti, IMKB iki kez 49.000 puanı test etti.

1- Artmaya başlayan cari açık ve ekonomi yönetiminin cari açığı kontrol altına almak üzere ekonomiyi frenleme girişimleri.

2- Avrupa'da ülke & bankalar bazında hızla artan iflas riskleri ve beraberinde getireceği sert resesyon tehlikesi
Geldiğimiz noktada cari açık kontrolsüz büyüme eğiliminden uzaklaşırken, Türkiye ekonomisi sert bir iniş yaşamadan yoluna devam ediyor. 2012 yılından itibaren Türkiye ekonomisinin asgari % 4 büyümeye hızı ile yoluna devam etmesi muhtemel. Avrupa'ya yönelik riskler ise ilk sayfada özetlediğimiz nedenlerle ortadan kalktı diyemesek bile önemli ölçüde azaldı.

Hisse senedi değerlerini belirleyen ana faktör şirketlerin karlılığı ve elde ettiği kar ile artan özsermaye ( varlıklar - borçlar ) değerlerindeki değişim.

Geride kalan 17 ayda IMKB'de işlem gören şirketlerin önemli bölümü kar etmeyi sürdürdü ve öz-sermayeleri ortalama % 10 yukarı gitti. Bu bakıma eski 72.000 puanın karşılığı bugün için kabaca 80.000, 17 ay sonrası için 90.000 puana denk geliyor.

Madem öyle 24 aylık vadede 120,000 puan potansiyelini neye göre hesaplıyoruz ? Not artırımı, evet biz bu 24 aylık kesitin içinde üç büyük kredi kuruluşu tarafından da not artımı ile Türkiye'nin yatırım yapılabilir ülke kategorisine çıkacağı görüşündeyiz. İlave % 20 'lik primi bu faktör değişikliği beklentimize dayanarak analize dahil ediyoruz. Bu tahmin, cari açığın 2012 de makul çizgiye gerileyeceğini düşünmemizden kaynaklanıyor.

İşte bu nedenle de güçlü şekilde büyüyen bir ekonominin borsası olan IMKB deki seyrin önümüzdeki iki yıllık kesitte yeni zirvelere gebe olduğunu düşünüyoruz. Ekmek büyüyorsa, dilimlerinde ( şirketler ) büyümesi ve değer kazanması kaçınılmaz.

Pusula'da okurların beklentileri paralelinde kısa vadeye ilişkin tahminlere daha fazla ağırlık veriyoruz. Ancak bu haftaki yazıda orta ve uzun vadeye yönelik iyimserliğimizin gerekçelerini paylaşmak istedik.

Dünya konjonktüründe major bir faktör (Başta İran-ABD gerilimi) değişikliği yaşanmadıkça uzun vadeli bu yürüyüşün kısa vadeli bir adımı olarak biz nisan ayının pozitif bir seyre aday olduğunu ve IMKB 'nin cari açıktaki düzelme devam ederse 68.000- 68.500 bandını hedefleyebileceğini düşünüyoruz.

Bu nedenle Mart ayı içinde 57.000 - 58.500 aralığına yaşanabilecek geri çekilmelerin alış hamlelerine fırsat yaratacağı görüşündeyiz.

Mart ayı içinde 61.300 direncinin geçilmesi imkansız mı ? Piyasalarda poztif veya negatif hiçbir senaryonun şansı sıfır değil. Hele de gerçekleşebilecek faktör değişikliklerini bilmeden haftalık bazda yazılan bir raporda yanılma riskimiz son derece yüksek.

Çok daha düşük olasılık vermekle birlikte mart ayı içinde 61.300 direncinin aşılması ve 64.000-65.000 puan aralığını hedefleyen sürpriz tempolu bir atağın gerçekleşmesi ihtimalini dışlamıyoruz.

USD/TRL
Dolar dünya genelinde güç kazanıyor ve bu eğilim USD/TRL'ye de yansıyor. Her ne kadar yıl sonu kur tahminimiz 1,55 olsa da 1,74 -1,77 aralığında işlem gören USD/TRL de mart ayı içinde 1,7950 seviyesine bir atak gerçekleşmesi olasılığının arttığını, ancak bu seviyenin üzerine yolculuk için major faktör değişiklikleri yaşanması gerektiğini düşünüyoruz.

Öte yandan mart ayında yaşanabilecek yukarı yönlü seyri takiben nisan ayında USD/TRL de 1,62 seviyesine gerileme yaşanabileceği görüşündeyiz.

(Gedik Yatırım Yurtiçi Satış Müdürü Eral Karayazıcı)

Mynet’te En Çok Takip Edilen Hisseler
Hisse

En Çok Aranan Haberler