AA muhabirinin derlediği bilgiye göre, küresel ekonomik belirsizliklerin yanı sıra Avrupa Birliği (AB) ekonomisi gibi bazı bölgelerde resesyon endişeleri ve imalat aktivitesindeki düşüş, merkez bankalarının para politikası kararlarını alırken zorlanmalarına sebep oluyor.
Mayıs ayında merkez bankalarını yoğun bir mesai bekliyor. Dünyanın önemli merkez bankalarının para politikası kararlarının takip edileceği ay öncesinde devam eden tarife ve müzakere belirsizlikleri ekonomi çevrelerinin odağında bulunuyor.
Mayısta Japonya Merkez Bankası (BoJ), ABD Merkez Bankası (Fed), İngiltere Merkez Bankası (BoE), Güney Kore Merkez Bankası ve Avustralya Merkez Bankası (RBA) gibi büyük bankaların para politikası kararları takip edilecek.
Japonya'da BoJ, devam eden ücret artışları ve güçlenen enflasyon risklerine karşı sıkılaşma döngüsüne giren son merkez bankalarından biri olarak biliniyordu.
BoJ, mart ayındaki son para politikası toplantısında politika faizini yüzde 0,50 sabit tutmuştu. Bankadan yapılan açıklamada, Japonya ekonomisinde kısmen zayıflık görülse de orta düzeyde toparlanma yaşandığı belirtilerek, şirket karlarındaki iyileşmeyle sabit sermaye yatırımlarının artış eğilimi gösterdiği bildirilmişti.
Para piyasalarındaki fiyatlamalarda 1 Mayıs'ta da BoJ'un politika faizini sabit tutmasına kesin gözüyle bakılırken, BoJ'un haziran ayında politika faizini 25 baz puan artırması bekleniyor.
ABD yönetiminin korumacı ticaret tutumuna paralel enflasyon ve resesyon risklerindeki artış merkez bankasının işini zorlaştırıyor. Para piyasalarındaki fiyatlamalarda ise Fed'in 7 Mayıs'ta politika faizini yüzde 4,25-4,50 arasında sabit bırakacağına kesin gözüyle bakılırken, Bankanın haziran ayında yüzde 66 ihtimalle faiz indirimine gideceği fiyatlanıyor.
Amerikan ekonomisindeki mevcut duruma ilişkin değerlendirmelerin yer aldığı Fed'in "Bej Kitap" raporunun nisan sayısında gümrük vergilerinden kaynaklanan belirsizliğin ekonomik görünümü olumsuz etkilediğini bildirilmişti. Bankanın 12 şubesinden gelen analizlerle hazırlanan raporda, ekonomik faaliyetin bir önceki rapor döneminden bu yana çok az değişiklik gösterdiği belirtilmişti.
Son haftalarda ABD Başkanı Donald Trump'ın faiz indirmek konusunda geciktiği eleştirilerine konu olan Fed'in atacağı adımlar diğer merkez bankalarının politikalarına yön veriyor.
Analistler, para politikası kararları sonrası ABD yönetiminin açıklamalarının da piyasalar tarafından yakından takip edileceğini belirterek, ABD yönetimi ve Fed arasındaki olası politika uyuşmazlığının risk algısını artırabileceğini vurguluyor.
İngiltere imalat sanayi aktivitesi ve ekonomik büyüme risklerinin gölgesindeki ekonomisini canlandırmak ve fonlama maliyetlerini düşürmek için BoE'nin mayıs ayında faiz indirimine gitmesi bekleniyor. Para piyasalarındaki fiyatlamalarda BoE'nin 8 Mayıs'taki toplantısında politika faizini yüzde 4,50 seviyesinden yüzde 4,25'e çekmesine kesin gözüyle bakılıyor.
Son kararını mart ayında açıklayan BoE politika faizini piyasa beklentilerine paralel olarak sabit bırakmıştı. Para politikası metninde, BoE Başkanı Andrew Bailey dahil olmak üzere 8 üyenin politika faizini yüzde 4,5'te sabit tutma, bir üyenin de yüzde 4,25'e düşürme yönünde görüş bildirdiği belirtilmişti.
Analistler, mayıs ayındaki toplantıda bankanın gevşeme döngüsünü sürdüreceğinin tahmin edildiğini kaydederek, mart ayı tüketici enflasyonunun yüzde 2,6 ile beklentilerin altında gerçekleştiğinin altını çizdi.
Asya tarafının diğer önemli merkez bankalarından olan Avustralya, Yeni Zelanda ve Güney Kore merkez bankalarının faiz kararları da yatırımcıların odağında bulunuyor.
Avustralya'da RBA, şubat ayında ülkedeki güç kaybeden enflasyona paralel olarak Ekim 2020'den bu yana ilk kez referans faiz oranını 25 baz puan düşürerek yüzde 4,35'ten yüzde 4,1'e çekmişti. 20 Mayıs'ta kararını açıklayacak RBA'nın para piyasalarındaki beklentilere paralel olarak politika faizini 25 baz düşürerek yüzde 3,85 seviyesine çekmesi bekleniyor.
Yeni Zelanda Merkez Bankasının ise 28 Mayıs'ta açıklayacağı para politikası toplantısında 25 baz puan indirime giderek politika faizinin yüzde 3,5'ten yüzde 3,25 seviyesine çekeceği tahmin ediliyor.
Bankanın nisan ayındaki para politikası toplantısı sonrasında yapılan açıklamada, yıllık tüketici enflasyonunun Para Politikası Komitesi'nin yüzde 1 ila yüzde 3 hedef bandının orta noktasına yakın kalmaya devam ettiği aktarılarak, ABD'de yakın zamanda duyurulan tarife artışlarını, çeşitli ticaret ortaklarından gelen misillemeler ve artan jeoekonomik belirsizliğin küresel büyüme üzerinde önemli bir olumsuz etkiye sahip olacağı belirtilmişti.
Öte yandan, Güney Kore Merkez Bankasının ise 29 Mayıs'ta politika faizini açıklaması bekleniyor. Analistler, Bankanın izleyeceği yol haritasına yönelik tahminlerin henüz netleşmediğini kaydederek, nisanda Güney Kore Merkez Bankasının politika faizini yüzde 2,75 seviyesinde sabit bıraktığını hatırlattı.
Bankadan en son faiz kararında yapılan açıklamada, küresel ekonominin küresel ticaret gerginliklerindeki tırmanıştan etkilenen büyüme ve enflasyon yolundaki belirsizlikler için artan aşağı yönlü risklerle karşı karşıya olduğu ifade edilirken, küresel finans piyasalarında, ABD'nin tarife politikalarına ilişkin devam eden belirsizlikler nedeniyle temel göstergelerde oynaklığın arttığı belirtilmişti.
Mayıs ayında ayrıca İsveç, Norveç, Romanya, Macaristan, Polonya ve Çek Cumhuriyeti Merkez Bankalarının para politikası kararları da takip edilecek.
Öte yandan 17 Nisan'da politika faizini 350 baz puan artırarak yüzde 46'ya yükselten Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Para Politikası Kurulu (PPK) mayıs ayında toplantı gerçekleştirmeyecek. Kurulun 19 Haziran'da faiz kararını açıklaması bekleniyor. (AA)
Okuyucu Yorumları 0 yorum