Altının ons fiyatında 31 Aralık 2013'te görülen 1.182 doların altına yaşanacak hareket zor bir döneme işaret eder. Bu seviyeye geri dönüş yatırımcılarda panik havası yaratabilir" dedi.
Ökte, altın fiyatlarınını bu yılın yedi aylık dönemde gösterdiği performansı, bundan sonraki dönemde altına yön verecek gelişmeleri ve beklentilerini AA muhabirine değerlendirdi.
Altının ons fiyatında 2014 ilk çeyreğinde başlayan yukarı trendin mayıs ayında sona erdiğini ifade eden Ökte, altında 2012 Ekim ayından beri uzun dönemli aşağı trend içinde olunduğunu söyledi.
Altın yatırımcısına, bir trader gibi davranarak, yukarı hareketleri satış fırsatı olarak değerlendirmeleri tavsiyesini yineleyen ve yukarı trend konfirmasyonunu görmeden uzun vadeli pozisyon açmamalarını öneren Ökte, ekim 2012'den beri içinde bulunulan aşağı trendde altın yatırımcısının kayıplarının aralık ayı sonunda yüzde 35'e ulaştığını hatırlattı.
Ökte, bu dönemin özellikle, altını "güvenli liman" olarak gören ve her düşüşte alım fırsatı kollayan yatırımcı için zor bir dönem olduğunu dile getirerek, şunları belirtti:
"Fed başta olmak üzere gelişmiş ülke merkez bankalarının politikalarının sorgulanmaya başladığı bir dönemdi ve mayıs 2013 Bernanke konuşması sonrası aşağı kırılımların ani ve sert geliştiğini gördük. Bir anda ons altında 1.450 dolardan bir ayda 1.200 doları gördük. Bu zamanlar Çin altın mücevher talebinin arttığı bir dönemdi ve yatırımcıyı bir anlamda Çin kurtardı. Çin 2013 yılında Hindistan'ı geçerek dünyanın en büyük altın alıcısı haline geldi.
Çin alımları devreye girmese, 1.200 dolardan 1.435 dolara gördüğümüz yukarı hareketi göremezdik. Çünkü merkez bankaları ve gümüş mücevher talebi artan Hindistan alımlarını azaltmışlardı ve altın yatırım fonları ve serbest fonlar da bunun farkında olduklarından, sürekli satıcı konumundalardı. Çin talebi belki de Lehman öncesi seviyelere, 800'lü dolarlara satışı engelledi. Ancak, şu anda Çin'de düşen bir altın talebiyle karşı karşıyayız. 2014 yılının ilk yarısında Çin talebinin yüzde 20 düştüğünü görüyoruz. Bu altın yatırımcısı için kritik negatif haber. Altın yatırımcısı için diğer bir kötü haber ise küresel jeopolitik risklerin fazlalaştığı ortamda altının yukarı trende girmemesidir."
"Altın talebinde makro bir rahatsızlık var"
Jeopolitik riskler fazlalaştıkça yatırımcıların portföylerinde relatif altın ağırlığını artırmalarını beklediklerini dile getiren Ökte, bilinmezlikler fazlalaştıkça, bazı yatırımcıların altını "güvenli liman" yatırım aracı olarak görmeye başlayabildiklerini söyledi.
Bu yılın ikinci çeyreğinden itibaren, Ukrayna'daki çatışmalar, Irak'ta IŞİD ve İsrail-Filistin olaylarının jeopolitik riskleri fazlalaştıran önemli etkenler olarak karşılarına çıktığını aktaran Ökte, "Bu dönemde ons altın fiyatının yukarı trende giriyor olması gerekirdi. 17 Mart'ta altın 1.392 dolardı. Bugün 1.295 dolar. Yüzde 7'lık düşüş var. Jeopolitik riskler fazlalaştı mı, azaldı mı? Çok net fazlalaştı. Bu risklerle ons altının en az 1.400 dolar seviyesi üzerine satın alınmasını bekleyen bir çok yatırımcı vardı. Olmadı" dedi.
Altın talebinde makro bir rahatsızlık olduğunu kaydeden Ökte, faizlerin yukarı gittiği, ABD büyümesi ve Fed'den faiz artırımının 2015 ikinci çeyreğine çekildiği bir ortamın fiyatlandığı ifade etti.
"Bir kritik sorun daha var. Altın yatırımcısının bir kısmı hisse senetlerine kayıyor" diyen Ökte, şunları kaydetti:
"Hisse senetleri şu anda bir yatırım sınıfı olarak iki sorunu çözmekte. Bir; sabit getiri piyasasında faizler tarihi düşük seviyelerde bulunuyor. İki; ABD ekonomisinin büyüme hikayesi fiyatlanıyor, ana endeks S&P500 tarihi zirvelerde işlem görüyor. Şimdi bir de Çin'de tüketim bazlı olmayan ama ihracatla desteklenen yeni bir büyüme hikayesinin fiyatlaması başladı. Hindistan'da Modi'yle alevlenen Asya para akımları, Çin ve Endonezya hikayeleriyle devam ediyor.
Ekonomik görünümün iyileştiği ve faizlerin tarihi düşük seviyelerde olduğu bir ortamda da altın yatırımcı bazı eriyor; hisse senedi yatırımcı bazı artıyor. Bakın bu hafta, küresel ekonomik görünüm yayımlayan kurumların en önemlilerinden IMF bu sene için büyüme beklentisini yüzde 3,7'den yüzde 3,4'e aşağı revize etti. İngiltere dışında bütün gelişmiş ülkelerin rakamları aşağı çekildi. Buna rağmen ons altına alım gelmedi."
"Altında kısa vadede 1.182 doların aşağı kırılacağını düşünmüyorum"
Ökte, "Türk altın yatırımcısında fiyatlar aşağı yönlü hareket ederken, maliyet bazını düşürmeye yönelik alımlar çok yaygın. Altının ons fiyatında 31 Aralık 2013'te görülen 1.182 doların altına yaşanacak hareket zor bir döneme işaret eder. Bu seviyeye geri dönüş yatırımcılarda panik havası yaratabilir" dedi.
Türk altın yatırımcısının artık kendini yukarı hareketlerde satmaya zihinsel olarak hazırlaması gerektiğini vurgulayan Ökte, "Bir altın yatırımcısının bile bana, ons altın 800 dolardan 1.900 dolara giderken, 'Buradan satayım mı?' dediğini duymadım. Ne zaman fiyat düşüşe geçti, yukarı trend kırıldı; o zaman sattırmaya çalıştığımda, düşüşleri alım fırsatı olarak kullanmak istediğini söyleyenler çok oldu. Bu işte yukarıda anlatmaya çalıştığım 'altın = güvenli liman' psikolojisi. Bunu yenebilmek ve altının alım-satım yapılacak bir emtia olarak görülmeye başlanabilmesi en büyük dileğimdir" değerlendirmesinde bulundu.
Altının ons fiyatında bu yıl 1.390 doların önemli direnç olacağını kaydeden Ökte, bu seviyeye doğru yukarı hareketlerin satış fırsatı olarak kullanılması gerektiğini söyledi. IŞİD'in Bağdat'a yürüyüşe geçmesi, Ukrayna ve Filistin'de savaşın hızının artması gibi jeopolitik risklerin altının ons fiyatında 1.390 doların test edilmesini sağlayabileceğini belirten Ökte, kısa vadede ons fiyatının 1.245 dolara satılmasını ve ABD büyüme fiyatlamasının devamını beklediğini kaydetti
"Altına güvenin emtia analistleri bazında da kaybolduğunu görmekteyiz"
Ökte, sözlerini şöyle tamamladı:
"Peki emtia stratejistleri ne diyorlar? 2015 sonu ons altın hedef fiyatı 1.227 dolar. 2017 ortalama tahmin ise 1.160 dolar. Son iki ayda yayımlanan raporlarda ise, ons altının 2015'de 1.100 dolara gerileyebileceğini yazan lider kurumlar var. Altına güvenin emtia analistleri bazında da kaybolduğunu görmekteyiz."