Dönmez yazılı açıklamasında, yerli ve yenilenebilir enerjiyi Türkiye'nin Milli Enerji ve Maden Politikası'nın kalbi olarak gördüklerini ve bu yönde önemli adımlar attıklarını belirtti. Türkiye'nin toplam yenilenebilir enerji kurulu gücünde Avrupa'da 5'inci, dünyada ise 12'inci konumda olduğunu aktaran Dönmez, "Yine jeotermal enerjide Avrupa birinciliği ve dünya dördüncülüğü, hidroelektrikte Avrupa ikinciliği ve dünya dokuzunculuğuna sahibiz. Son yıllarda büyük bir aşama kaydettiğimiz güneş enerjisinde, rüzgarda ve biyokütlede ise Avrupa sekizincisi konumundayız." ifadelerini kullandı.
Dönmez, Türkiye'nin dünyada önemi giderek artan rüzgar enerjisi alanında önemli bir aşamayı daha geçtiğini vurgulayarak şunları kaydetti;
"Daha fazla yerli, daha fazla yenilenebilir enerji diyerek attığımız adımlarla rüzgar enerjisi kurulu gücümüzü 10 bin megavatın üzerine çıkarmayı ağustos sonu itibarıyla başardık. Böylece ülkemizin potansiyeline yakışır şekilde, rüzgar kurulu gücünde 10 bin megavatı aşan dünyadaki 10 ve Avrupa'daki 5 ülke arasına girdik. İnanıyorum ki toplam kurulu gücümüzün yüzde 10,2'sine denk gelen rüzgar enerjisi santrallerimiz giderek daha güçlü dönecek. 1998'de İzmir'de ilk rüzgar türbinin kurulmasıyla başlayan rüzgar enerjisi hikayemizi teşvikler ve Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanları projelerimizle geliştirdik. 2002'de sadece 19 megavat olan rüzgar kurulu gücünde 526 katlık devasa bir artış sağladık."
Türkiye'de yerli rüzgar enerjisi ekipmanı üreten 16 tesis bulunduğu belirten Dönmez, "15 bin kişiye istihdam sağlayan, 12 milyon hanenin elektrik tüketimini karşılayan ve senelik 5,8 milyar metreküplük doğal gaz ithalatını engelleyen rüzgar enerjimizle üretim, istihdam ve cari açığın kapanması için büyük bir destek sağlıyoruz. Türkiye'nin geleceği ve doğamızın korunması için de dönüştürücü bir role sahip olan rüzgar enerjisi santrallerimiz sayesinde 12,5 milyon ton karbondioksit salımını engelliyoruz. Yenilenebilir enerjinin dönüştürücü ve öncü gücüyle enerjide merkez ülke Türkiye hedefimize ilerlemeyi sürdüreceğiz." değerlendirmesinde bulundu.
Öte yandan küresel hidrojen üretiminin yüzde 95'i fosil kaynaklardan üretiliyor. Temiz enerji dönüşümü kapsamında, yenilenebilir enerji kaynakları kullanılarak üretilen ve karbon emisyonu fosil yakıtlara göre düşük olan hidrojen gibi alternatifler öne çıkıyor.
Türkiye'nin enerji üretiminin yüzde 5'inin yeşil hidrojenle sağlanabileceği hesaplanırken, suyun hidrojen ve oksijene ayrılması olarak tanımlanan elektroliz süreci için en az 36,3 gigavat kurulu elektrik gücüne ve 45,4 milyar dolar seviyesinde yatırıma ihtiyaç duyuluyor.
Doğada saf halde bulunmayan hidrojenin doğrudan enerji kaynağı olarak değil, ısı ve elektrik gibi enerji taşıyıcısı olarak tanımlanması gerekiyor. Hidrojen elde edildiği hammadde ve üretiminde kullanılan enerji kaynağı dikkate alınarak farklı renklerle tanımlanıyor. Doğal gaz gibi fosil kaynakların kullanılmasıyla elde edilen gri hidrojen, endüstriyel amaçlarla ve büyük miktarlarda üretiliyor. Her yıl yaklaşık 70-80 milyon ton gri hidrojen kimya sektöründe kullanılıyor. En çok kullanılan bu tür, en fazla karbon emisyonuna sebep olan hidrojen formu olarak değerlendiriliyor.
Mavi hidrojen, gri hidrojen sürecinde ortaya çıkan karbondioksit emisyonlarının tutulması veya biokütle, organik atıklar gibi karbon açısından nötr kaynaklardan üretiliyor. Doğal gazdan karbondioksit emisyonu çıkarılmadan üretilen hidrojen, turkuaz rengiyle ifade ediliyor.
Yeşil hidrojen ise hammaddesi olan suyun elektrolizi için rüzgar ve güneş gibi yenilenebilir kaynakları kullanan temiz hidrojen türü olarak öne çıkıyor. Karayolu yük taşımacılığı, havacılık, gemicilik, demir ve çelik, petrokimya, alüminyum, çimento ve kireç, doğal gaz sisteminin dönüşümü alanlarında kullanılabilecek yeşil hidrojenin, sanayi sektörünün ihtiyaç duyduğu karbonsuzlaşma sürecine önemli katkı sağlayacağı ifade ediliyor. Hesaplamalar, yeşil hidrojenin maliyetinin kilogram başına ortalama 2,5 dolar olacağını gösteriyor. Bu kapsamda, elektrolizörün ilk yatırım maliyetlerini düşürecek teknolojideki öğrenimi hızlandırmak, yenilenebilir elektrik maliyetlerindeki düşüşün sürmesi ve verimliliğin artırılması süreçlerini başarıyla tamamlamak gerekiyor.
Öte yandan Türkiye, enerji stratejisinin yeni hedefleri çerçevesinde yerli hidrojen sanayisinin kurulmasına büyük önem veriyor.
Türkiye'yi yeşil hidrojen alabileceği potansiyel tedarikçiler arasında değerlendiren Almanya ve Rusya, Türkiye'nin elektrik üretim maliyetleri açısından avantajlı, hidrojenin taşınması durumunda ise güvenli alternatifleri olduğuna dikkati çekiyor.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ise daha fazla yenilenebilir enerjiyi sisteme dahil etmek, ısı sektörünü karbon emisyonsuz hale getirmek, yerli kömürden hidrojen üretimi gerçekleştirmek, hidrojen depolama ve tutucusu olarak borun kullanımını artırmak amacıyla hidrojen üretimine önem veriyor. Bu çerçevede, doğal gaz ile hidrojenin karıştırılarak evsel cihazlarda kullanılması amacıyla projelendirilen GAZBİR-GAZMER Temiz Enerji Teknoloji Merkezi'nin nisanda açılması bu alanda önemli bir adım olarak dikkati çekiyor.
Ülkeler, hidrojen türüne yönelik teknoloji seçimini, hammadde ve enerji kaynağı olarak kullanılan fosil yakıt kaynakların rezervlerine göre belirliyor.
ABD ve Avrupa'da, doğal gaza dayalı buhar metan reformasyonu büyük pazar payına sahipken, Çin, kömüre dayalı yöntemleri tercih ediyor. AB ülkeleri yeşil hidrojen üretiminde gerekli elektroliz tesislerini kurmak için strateji geliştiriyor. Talep tarafında, rafineriler dahil kimya ve petrokimya sektörleri hidrojen kullanımında en büyük paya sahip alanlar olarak öne çıkıyor.
Hidrojen, organik kimya ürünlerinin üretildiği sektörün yanı sıra daha çok gübre üretiminde amonyak yapı taşı olarak ortaya çıkıyor. Almanya, Avustralya, ABD, Suudi Arabistan, İtalya, Norveç, İspanya, Danimarka gibi ülkelerde endüstriyel amonyak üretiminde hidrojen kullanımı çalışmaları ivme kazanırken, Hollanda'da ise metanol üretiminde yenilenebilir hidrojen kaynaklarının kullanılması çalışmaları devam ediyor.
İsveç, yeşil hidrojenin kullanılmasıyla demir-çelik endüstrisindeki fosil kaynak baskısını azaltmayı hedeflerken, bu alanda kömür yerine hidrojen ve diğer temiz kaynakların kullanılması hedefleniyor.
İngiltere, Dominik Cumhuriyeti ve bazı Avrupa ülkelerinde çimento ve kireç endüstrisinde enerji kaynağı olarak biyokülte ve hidrojenden faydalanılması amaçlanıyor.
Çin ise yıllık 70 bin yon yeşil hidrojen üretmeyi planladığı projeyle 1,9 gigavat güneş, 0,37 gigavat rüzgar enerjisi kapasite kurulumu gerçekleştirmeye hazırlanıyor.
Kaynak: AA
BIST piyasalarında oluşan tüm verilere ait telif hakları tamamen BIST'e ait olup, bu veriler tekrar yayınlanamaz. Pay Piyasası, Borçlanma Araçları Piyasası, Vadeli İşlem ve Opsiyon Piyasası verileri BIST kaynaklı en az 15 dakika gecikmeli verilerdir.
SPK'nın 22 Nisan 2002 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan tebliği uyarınca yayımlanması istenen uyarı:
"Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı hizmeti, aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler, mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir."
Finansal veriler Foreks A.Ş. tarafından sağlanmaktadır.
Mynet, yayınlanan verilerin doğruluğu ve tamlığı konusunda herhangi bir garanti vermez. Veri yayınında oluşabilecek aksaklıklardan, verinin eksik ve yanlış yayınlanmasından meydana gelebilecek herhangi bir zarardan Mynet sorumlu değildir.
Copyright © MYNET A.Ş. Telif Hakları MYNET A.Ş.'ye Aittir.