Üç gün önce Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, şirketlerin kredi yerine sermaye ağırlıklı bilanço yapısına sahip olmasıyla ilgili yeni bir çalışma başlattıklarını açıkladı. Tabii bu açıklamadan önce Maliye ve Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) da çalışmalara başladı.Habertürk'ten Rahim Ak'ın haberine göre; Maliye cephesindeki çalışmanın kapsamı bir hayli ilginç. Öncelikle bir süre önce yeni Gelir Vergisi taslağına konulan ancak daha sonra çıkarılan bir düzenlemenin yeniden gündeme getirileceği konuşuluyor. Düzenleme kısaca patronların parasını bankalar yerine şirketlerine sermaye olarak koymasını, bunun karşılığında ise bankadan aldığı faizi şirketten almasını içeriyor. Böylece şirket de ödediği faizi gider yazarak Kurumlar Vergisi’nden düşebilecek.
DOLANDIRARAK GETİRİYOR
Önce Ali Babacan’ın da şikâyet ettiği mevcut durumu ortaya koyalım. Şirket sahipleri şimdi ellerindeki parayı şirkete sermaye olarak koyduklarında herhangi bir getiri elde edemiyorlar. Bunun yerine bankaya mevduat olarak yatırıyorlar ve bankadan faiz getirisi elde ediyorlar. Diğer yandan patronun şirketi de gidip aynı parayı kredi olarak bankadan alıyor. Şirket bu işlem sonucunda bankaya faiz ödüyor. Ödediği faizi de gider olarak yazıp matrahtan düşebiliyor. Patron parayı direkt olarak sermayeye koyarsa bir vergi avantajı doğmuyor. Sadece ortak olarak borç verirse verdiği borca faiz işletilip bu faiz de vergiden düşülüyor. Ancak borç özsermayenin 3 katını aşamadığı için bu yöntemin kullanılması cazip değil. Bürokratların patronların şirketlere kredi yerine sermaye koymaları için yaptığı çılgın önerinin yer aldığı çalışmada banka aradan çıkarılıyor.
ŞİMŞEK İKNA OLACAK MI?
Yeniden gündeme gelen, patronları şirketlerinin içine para koymayı teşvik etmeyi amaçlayan düzenlemeyi patronlar kötüye kullanmasın diye taslakta, şirketin patrona vereceği faizi yasal faiz oranı (bu yıl %9) ile sınırlandırdığı da belirtiliyor. Ancak düzenlemenin önemli bir açığı var. Halka açık şirketlerde sermaye artırımlarında küçük yatırımcılara da faiz verilecek mi? Diğer yandan önemli bir ayrıntı da bu düzenlemeyi Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in taslaktan çıkarmış olması. Şimşek buna ikna olacak mı bilinmiyor.
BAKANLAR KURULU DEVREYE GİREBİLİR
Vergi açısından yapılabilecek bir diğer düzenleme ise Bakanlar Kurulu’nun var olan bir yetkisini kullanması. Gelir Vergisi Yasası’nın 41’inci maddesi Bakanlar Kurulu’na şirketlerin kredi için verdiği faizin yüzde 10’unu matrahtan düşememesi için yetki veriyor. Bakanlar Kurulu bu yetkisini kullanıp şirketleri kredi yerine sermaye ile çalışmaya itebilir. Sermaye piyasası tarafında ise halka açık şirketlere daha düşük Kurumlar Vergisi uygulanabilir.