FİNANS

Başbakan Davutoğlu Davos'ta konuştu

Başbakan Ahmet Davutoğlu, Dünya Ekonomik Forumu'nun bu yılki toplantıları kapsamında "Türkiye'nin G-20 için Vizyonu" konulu oturumda konuştu.

Başbakan Davutoğlu Davos'ta konuştu

Türkiye 6 yıl sonra Davos Zirvesi'nde Başbakan düzeyinde temsil ediliyor. Zirvede konuşan Başbakan Ahmet Davutoğlu, ''2008 ekonomik krizi bize bir şey öğretti. Ekonomik kriz mali kriz olarak başlıyor ve işsizlikle birlikte sosyal kriz ortaya çıkıyor'' dedi.

Başbakan Ahmet Davutoğlu, Dünya Ekonomik Forumu'nda ''Türkiye'nin G20 için vizyonu'' konulu oturumda konuştu.

Davutoğlu, "G20'nin 2018 yılı sonuna kadar yıllık gelir oranının, yüzde 2,8 civarında artırılmasını hedefliyoruz. Eğer bu başarılacak olursa küresel ekonomiye 2 trilyon dolardan büyük bir katkı sağlanacak'' dedi.
Davutoğlu'nun konuşmasından öne çıkan satır başları şöyle:
''Burada olmak gerçekten çok önemli. Yeni bir dünya düzeni söz konusu. Geçtiğimiz 25 yılda en başarılı platformlardan bir tanesi G20 olmuştur. Sağlıklı bir geçiş gerçekleştirilmesi için G-20 sadece kriz mekanizması değildir.

''KRİZ BİZE BİR ŞEY ÖĞRETTİ''

2008 ekonomik krizi bize bir şey öğretti. Ekonomik kriz mali kriz olarak başlıyor ve işsizlikle birlikte sosyal kriz ortaya çıkıyor. Ve ülkelerin çoğunda siyasi krizler görüyoruz. Dolayısıyla mali kriz aslında çok daha büyük krizlere neden oluyor.

Liderler olarak 2015'te daha iyi bir koordinasyon ortaya koymalıyız. G20'nin daha kapsayıcı bir şekilde yapılandırılması gerekiyor. Kadın ve erkek arasındaki ekonomik uçurumun kapatılması çok önemli. İç politikalar açısından en önemli şey güvendir. Eğer siyasi istikrarınız varsa ekonomik sorunları güvenle yönetebilirsiniz. Enerji konusunda G20 ülkeleri hem üretiyor hem tüketiyorlar. Hem de transit ülke olarak rol alıyorlar.

''HEPİMİZ İNSANLIĞIN EKONOMİ BAKANLARI OLARAK HAREKET ETMELİYİZ''

Enerji ve iklim önemli gündem maddelerimiz arasında olacak. Türkiye iklim konusunda yasal olarak bağlayıcı yasalara imza atmaktadır. Bütün G20 ülkelerine çağrı yapmak istiyorum. Hepimiz insanlığın ekonomi bakanları olarak hareket etmeliyiz. İklimden ekonomiden sorumlu insanlık bakanları olarak çalışmalıyız. Sadece kendi ulusal çıkarlarımızı savunursak bu platform bizim için kapsayıcı ve belirleyici olmayacaktır. G20'nin 2018 yılı sonuna kadar yıllık gelir oranının, yüzde 2,8 civarında artırılmasını hedefliyoruz. Eğer bu başarılacak olursa küresel ekonomiye 2 trilyon dolardan büyük bir katkı sağlanacak.''

*2016’da bir değerlendirmede bulunacağız. Dünya ekonomisi elitlerini görmememiz gerekiyor burada. Düşük gelirli ülkelere yönelik götürmemiz önemli. Gündem çok önemli olacak. Ve temel ihtiyaçlara bakacağız.

Mesela beslenme, G-20 gıda güvenliği alanında bir toplantı gerçekleştirip atığın minimize edilmeisini ve düşük gelirli ülkelerin en temel ihtiyaçlarını tartışıyor olacağız. Dünya çapında da planlarımız mevcut. Kadın ve erkeğin işgücüne katılım oranı önemli. Bütün ekonominin alanlarında da kadınların katılımı çok önemli. 2025 hedeflerinde 100 milyon kadını iş hayatına katmaktan bahsediyoruz.

*Genç nüfusun işsizliği konusunda sert davranışlar görebilirsiniz. KOBİ’leri küresel boyuta getirmek önemlidir. İşsizlik için en muazzam araçlardan bir tanesidir. Hem ulusal hem uluslararası açıdan KOBİ’ler Türkiye’nin toplantılarında önemini koruyacaktır.

*Amerika ve Avrupa arasındaki ticaret anlaşması Gümrük Birliği'nin temeline ters olacak. Doğru işleyen karşılıklı bir ticaret sisteminin önemini görüyoruz burada. Enerji yine çok önemli. G-20’de enerji önemli bir yer alır. Daha fazla enerji yatırımı için sahra altı ülkelerinde 620 milyon kişinin elektriğe erişimi yok. Yeni enerji için bu sorunun çözülmesi gerekiyor. 66 trilyon dolara ihtiyaç var enerji yatırımları için.

SORU-CEVAP

Öngördüğünüz engeller nelerdir G-20 programında maddeler?

Suriye meselesi elbette, kırılgan bir halde ekonomi de politik sıkıntılardan etkilenmekte. G-20 üyeleri arasındaki boşlukta ekonomik durumun kapsamlı değerlendirilmesini engellemekte. Hayal kırıklıkları da olabilir 2 milyon mülteci var biz yaşadık bunu. Suriye krizine karşı ortak bir çabanın olmaması bizi de etkilemekte. Bir engel bu. Mantıklı ve bilge bir şekilde hareket etmemiz gerekiyor.

Elbette bizim pozisyonumuz çok önemli 90’lardan bu yana Türkiye bütün aracılık süreçlerini yürütmüş durumda. Bosna Sırbistan Türkiye görüşmelerinde de hatırlayacaksınız.

YORUMLARI GÖR ( 0 )
Mynet’te En Çok Takip Edilen Hisseler
Hisse

En Çok Aranan Haberler