SELÇUK ALTUN - MYNET
Tehlikeli Malların Karayolu ile Uluslararası Taşımacılığına İlişkin Avrupa Anlaşması (ADR) için hazırlanan yönetmelik 1 Ocak itibariyle yürürlüğe girecek.
Yönetmeliğe göre 1 Ocak 2014'ten itibaren piyasaya çıkacak yeni araçlarda ADR standartları aranacak. 2018 yılına kadar ise mevcut 20 bin aracın tamamının kademeli olarak bu standartları karşılaması gerekecek. ADR standartları, tehlikeli maddelerin, insan sağlığına ve çevreye zarar vermeden, güvenli ve düzenli şekilde kamuya açık karayolu ile taşınmasını sağlayan bir yönerge. Bu yönerge, taşıma faaliyetinde yer alan gönderenlerin, alıcıların, dolduranların, yükleyenlerin, boşaltanların, ambalajlayanların, taşımacıların ve tehlikeli madde taşıyan her türlü aracın operatör ve sürücülerinin sorumluluk, yükümlülük ve çalışma koşullarını belirliyor.
Taşıma sektörü temsilcileri genel olarak bu yönetmeliği desteklemesine karşın, bazı sorunlara da dikkat çekiyor.
Tehlikeli madde taşımalarının düzene girecek olmasının sadece sektör için değil Türkiye için de çok büyük anlam taşıdığı ifade eden kimi temsilciler, Türkiye'nin tehlikeli maddelerin taşınmasında en önemli adımı attığını ifade ederken, kimileri de bu yönetmeliğin yürülüğe girmesinden sonra yurtiçi taşımacılığın durma noktasına geleceğini düşünüyor.
Bu yönetmeliğe karşı çıkanlar, eğitimlerin yetersizliğinden ve eğitimlerin sürekliliğinden, sınavların zorluğundan dert yanıyor. Bu yönetmeliğe "isyan eden" kimi sektör oyuncuları, Türkiye'de bu işi yapan şoförlerin ağırlıklı olarak 35 ile 60 yaş aralığında olduğuna dikkat çekerek, on binlerce şoförün sınava tabii tutulması ve yaptıkları işin uluslar arası boyutta ve yurt içi taşımacılıkla ilgisi olmayan sorularla karşılaşmasına karşı çıkıyor. Bu nedenle başarı oranının çok düşük kaldığı bir sistemin içine girdiklerini belirten temsilciler, yeni yönetmeliğin devreye girmesi sonrasında çalıştırılacak şoför bulunmayacağını iddia ediyor.
"KONUNUN İKİ FARKLI YÖNÜ VAR"
Uluslar arası Taşımacılık ve Lojistik Hizmet Üretenleri Derneği (UTİKAD) Yönetim Kurulu Üyesi Kosta Sandalcı, Mynet'e yaptığı açıklamada bu konuyu uluslararası ve ulusal olmak üzere iki açıdan değerlendirmek gerektiğini söyledi.
Ulusal açıdan taşıma sektörünün olması gereken yerde olmadığının altını çizen Sandalcı, şöyle konuştu:
"Uluslararası çalışan arkadaşlar zaten senelerdir yurtdışına gidip geldiklerii için olayı biliyor ve bu konuda bir sıkıntı yok. Ama içeride durum içler acısı. Eğitimler yeterli değil. Eğitim seviyesini yükseltirsek sorun kendiliğinden çözülecek. Şu anda tehlikeli maddelerin taşımacılığı ile ilgili kat edilen mesafe çok küçük. Eğitim eksiklikleri hat safhada. Bunun düzelmesi için Bakanlığın bir an önce önlem alması gerekir.
Türkiye'de bu işi asıl olarak irili ufaklı bir çok kooperatif yapıyor. Bu kooperatiflerin de maddi imkanları sınırlı olduğu için bu konuya destek olamıyorlar. Her şey eğitimde gelip tıkanıyor. Bilgisizlik ve eğitim eksikliği nedeniyle insan hayatına mal olacak hatalar yaşanıyor. Bizi Allah koruyor diyebilirim."
TANKERLER TEKERLEKLİ BOMBA GİBİ
TREDER Yönetim Kurulu Başkanı Kaan Saltık, "ADR sertifikasına sahip olmayan tankerler 'tekerlekli bomba' gibidir. Her an her yerde çok büyük risk oluşturur. Bugüne kadar çok üzücü olaylarla karşılaştık. Bundan böyle amaç tehlikeli maddelerin taşınmasında sıfır ölümlü kaza ve sıfır çevre kirliliği olmalı. Başka bir hedef kabul edilemez. Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı'nın trafik kazalarının azaltılmasında önemli çalışmaları var. ADR standartları da bu hedeflere ulaşılmasında ciddi katkı sağlayacak" diyor.
Tehlikeli madde taşımacılığının çevreye ve insan sağlığına olumsuz etkisine de dikkat çeken Saltık, tehlikeli maddelerin taşınmasında alınan yeni kararlarla Türkiye'nin çağdaşlaşma yolunda daha da ileriye gideceğine inandığını belirtiyor.
Türkiye'nin yakın zamanda doğabilecek tüm ihtiyaçlarının Türk treyler üreticisi tarafından karşılanması için önemli yatırımlar yapıldığını belirten Saltık, "Kapasite artırımına gidildi. Bu gün 16 dernek üyemizin 8 tanesi ADR uyumlu tanker üretimi yapıyor. Sadece bu üreticilerin tek vardiyada 3 bin adet yıllık tanker üretim kapasitesi mevcut. Diyeceğim o ki treyler sektörü ADR konusunda dersine iyi çalıştı" şeklinde görüşlerini bildirdi. ADR'li tankerlerin test ve belgelendirmesinin artık Ulaştırma, Haberleşme ve Denizcilik Bakanlığı'nın yetkilendirdiği TSE tarafından Türkiye'de yapıldığına dikkat çeken Saltık, önemli bir zaman ve döviz kaybına yol açan bu hizmeti Türkiye'de almaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
"ADR, YAŞAM KALİTELİMİZİ ETKİLİYOR"
TOBB Türkiye Ulaştırma ve Lojistik Meclisi Başkanı ve UND Başkanı Çetin Nuhoğlu ise, Tehlikeli Madde Taşımacılığı'nda eğitimin önemine değiniyor. Mesleki yeterliliğe en çok ihtiyaç duyulan alanlardan birinin tehlikeli madde taşımacılığı olduğunun altını çizen Nuhoğlu, "Taşıyıcı araçların üzerindeki işaretler büyük önem taşıyor. Ve tabi ki sürücülerin eğitimi de. Ne kadar iyi araçlar üretirseniz üretin, ne kadar iyi standartlar belirlerseniz belirleyin bunların kullanımıyla ilgili yetkinlikler artırılmadığı zaman başarılı olamazsınız" diyor.
Nuhoğlu, tehlikeli madde taşımacılığının Türkiye'nin bir sorunu olduğu aktardı. "ADR her ne kadar üreticiler, dağıtıcılar, taşıtıcılar, kullanıcılarla ilgili gibi görünse de esasen çevre ve yaşam kalitemizle ilgilidir. Neden ADR tüm dünyada 1957 yılında ihtiyaç haline gelmiş? Neden 1968 yılında ADR Yönetmeliği yayınlanmış? Ulaştırma sektörünün bir ihtiyacı olduğu için mi yayınlanmış yoksa toplumun çevrenin bir zorunluluğu olduğu için mi yayınlanmış" diyerek konunun boyutunun tüm ülkeyi ilgilendirdiğine vurgu yaptı.
"CEZA YEMEMEK İÇİN BELGELERİNİZE DİKKAT EDİN"
Tehlikeli Mal ve Kombine Taşımacılık Genel Müdürü Mehdi Gönülalçak ise, kurulan yeni genel müdürlük ile kopuklukların ortadan kaldırıldığını belirtiyor. Eğitimlerin çok önemli olduğunun da altını çizen Gönülalçak, "Sektörde eğitimci eksikliği var. Bunun için önce eğitici ihtiyacını gidermek için 9 adet olan eğitim kuruluşu sayısını 33'e çıkardık" dedi.
Bu sayının daha da artacağını ifade eden Gönülalçak, şunları söyledi:
"Sürücülerin taşıdıkları yüklerde olası kazalarda neler yapacağını bilmesi çok önemli. SCR yönetmeliği revize edilerek yayınlandı. 1 Ocak 2014 yılından sonra sıkı bir denetlemeye başlayacağız. Sektör buna hazırlıklı olmalı. Yazılacak cezalara katlanmalı. Ceza yememek için belgelerine dikkat etmeli."
Belgelendirmenin önemine de değinen Gönülalçak, "Şu ana kadar uluslararası taşımacılık yapan firmalar belgeleri yurtdışından alıyorlardı. Mart tarihi ile TSE ile bir protokol imzalandı. Hem ambalaj hem de ADR araçları için belgeler veriyoruz. Yol kenar denetimleri istasyonlarında tehlikeli madde denetimleri olacak. Bunlarla ilgili eğitim sürecini başlatıyoruz" diye konuştu.
Şu anda piyasada 23 bin tanker olduğunun tahmin edildiğini söyleyen Gönülalçak, "Mevcut araçlarla ilgili nasıl bir yol izleyeceğimizi çıkaracağımız Güvenli Taşımacılık Mevzuatı'nda ortaya koyacağız. Bundan sonra bütün araçların belgelendirerek sistem içerisine alınmasını sağlayacağız" dedi.