Türk kültüründe yüzyıllardır önemli yere sahip olan ve Türklerin göçebe yaşam biçiminden izler taşıyan yorgan, Orta Asya'dan Anadolu'ya uzanan tarihsel bir geçmişe sahip. Uygur Yazıtları'nda 'Yourgan' olarak geçen ve Anadolu'da bir geleneğe dönüşüp, halkın yaşam kültürünün vazgeçilmez parçası haline gelen yorgan, doğadaki renkler, çiçekler ve doğal motiflerle ustaların maharetli ellerinde şekil buluyor.
Çeyiz sandıklarından çıkıp, gelin odalarındaki yüklüklerde sıra sıra yerini alan, rengarenk satenler üzerine işlenmiş motiflerle bezenen, yün ve pamuk dolgulu yorganlar, ilerleyen teknolojiyle, yerini, uyku setleri, nevresim takımları ile elyaf ve silikon dolgulu fabrikasyon muadillerine bıraktı.
Osmanlı Dönemi'nde padişahların seferleri, şehzadelerin sünnetleri için düzenlenen şenliklerde, geçiş törenlerine katılan esnaf alayları arasında yer alan, sarayları, altın ya da gümüş tellerle, ipek ve kadifelerin üstüne işledikleri el emekleriyle süsleyen yorgancılar, geleneksel Türk el sanatına attıkları düğümlerle, zamana direniyor.
O ustalardan biri de Bursa’daki 12 yorgancı arasında yer alan Hikmet Çubukçu. Yorgancı babasına çırak olan 'Yorgancı Hikmet', mesleğini 63 yıldır sürdürüyor. Çubukçu, hallaç edip, ayrıştırdığı pamuğu, çarşafa doldurup diktikten sonra döverken, renkler, çiçekler ve motifler, ellerinde yeniden şekil buluyor. İlkokulu bitirdikten sonra başladığı mesleğine, sadece askerlik döneminde 2 yıl ara verdiğini söyleyen Çubukçu, sipariş usulü çalıştığı ve 1 günde diktiği yorganları, tek kişilik 1500, çift kişilik ise 3 bin liradan satıyor.
Osmangazi ilçesi Nalbantoğlu Mahallesi’nde 40 yıldır aynı dükkanda, motifleri ilmek ilmek kumaşlara işleyen Hikmet Çubukçu, mesleğinin sabır işi olduğunu söyleyerek, "Bizim bu mesleğimiz göz nuru, el emeği ve sabır isteyen bir meslek. Bu yapılan yorganların içerisinde en güzeli yün ve pamuktur. Onun haricinde yapılan yorganlar, pek sıhhatli değil. Yorgan yazın serin kışın ise sıcak tutar" ifadelerini kullandı.
Tavus kuşu, karanfil, lale ve kırlangıç gibi motiflerin, saten ya da pamuk kumaş üstüne işlenmesiyle hazır hale gelen, eski kış gecelerinin vazgeçilmezi yorganların, özel günlerde, çeyizlerde, sünnet düğünlerinde, doğumlarda hala yatakları süslemeye devam ettiğini söyleyen Çubukçu, motif oluşturmak için saten kumaş gerektiğini, ancak bu kumaşın temininde de zorluk yaşandığını belirterek, "Saten kumaş üzerine 200'e yakın motif ve model var. Fakat saten kumaş çok rahat bulunmadığı için, şimdi daha çok yünlü yorgan yapılıyor. Günde 1 tane yorgan yapıyoruz" diye konuştu.
Yorgancılıkta artık çırak yetişmediğini de söyleyen Hikmet Çubukçu, "Bursa'da şu an 12 yorgancı var. Bunların 4'ü Bursalı. Mesleğimizde yetişenimiz yok artık. Biz de bu mesleğin son demleriyiz. Elimizden geldiği kadarıyla da bu mesleği devam ettirmeye çalışıyoruz" dedi. (DHA)
Okuyucu Yorumları 2 yorum