Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu'nun (BDDK) kredi kartıyla altın satışına sınırlama getirmesi gündemdeyken, Diyanet İşleri Başkanlığı konuyla ilgili bir açıklama yaptı. Din İşleri Yüksek Kurulu, bir esnafın "Kredi kartı ile altın satışı caiz midir?" sorusunu değerlendirdi. Kredi kartı ile altın satışının caiz olmadığına hükmeden kurul, "Kart sahibi olan kurumun (bankanın), kredi kartı ile yapılan satıştan doğan borcu, anında peşin (online) olarak kuyumcunun hesabına yatırması halinde, yapılan alışveriş sahih olur" kararına vardı. Yüksek Kurul altın, gümüş, döviz, TL gibi para cinsinden olan şeylerin birbirleriyle değiştirilmesine 'sarf' denildiğini hatırlattı.
VERESİYE FAİZE DÖNÜŞÜR
Sarf akdinde bedellerin peşin olması gerektiğini belirten Din İşleri Yüksek Kurulu açıklamasında, "Aksi takdirde yani, bedellerden birinin veresiye olması halinde yapılan işlem faize (nesie ribasına) dönüşür. Buna göre altının, vade farkı uygulanmasa bile veresiye olarak satılması faiz olacağından caiz değildir" dedi. Kurul açıklamasında Hz. Peygamber'in de sözlerine yer verdi.
Bedel hesaba anında geçmeli
Kurulun açıklamasında şöyle denildi: "Altının kredi kartıyla satışı konusunda farklı görüşler ileri sürülebilir. Kart sahibi olan kurumun (bankanın), kredi kartı ile yapılan satıştan doğan borcu, anında peşin (online) olarak kuyumcunun hesabına yatırması halinde, yapılan alışverişin sahih olacağı, dolayısıyla burada nesie (veresiye) ribasının söz konusu olmayacağı söylenebilir. Altın bedelinin anında satıcının hesabına geçilmeyip daha sonra ödenmesi durumunda yukarıda belirtilen, sarf akdi şartına riayet edilmediği ve altının para ile veresiye satışı söz konusu olduğu için caiz olmaz."