Roubini, Türkiye Kalite Derneği (KalDer) ve Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) iş birliğiyle gerçekleştirilen 28. Kalite Kongresi'nde yaptığı konuşmada, küresel ekonomide büyüme pozitif olsa da yüzde 90 oranında yavaşlama olduğunu söyledi.
2 yıl öncesinde gelişmekte olan ülkelerde büyüme oranlarının hızlı ve gelişmiş ülkelerde daha sabit olduğunu belirten Roubini, IMF'ye göre küresel büyümenin bu yıl sadece yüzde 3 olacağını, bunun 2009'da yaşanılan küresel ekonomik krizden bu yana en düşük miktar olduğunu kaydetti.
Roubini, dünya ekonomisinde en büyük riskin korumacılık politikaları olduğuna işaret ederek, ticaret, sermaye, iş ve emtiada kısıtlamalar olduğunu, mevcut teknoloji savaşlarının diğer ülkeleri de etkilediğini dile getirdi.
Kurumlar tarafında sermaye harcamalarının oldukça negatif durumda olduğunu vurgulayan Roubini, "Eğer korumacılık politikaları artarak devam edecekse milyar dolarlık fabrikalar kurmak mantıklı değil. Bunun yerine beklemek daha mantıklı. Bundan dolayı kurumsal sermaye harcamalarında, üretimde bir gerileme söz konusu. Sermayede ve ihracatta bir gerileme var." diye konuştu.
Roubini, ABD ve Çin arasında bir soğuk savaş olduğuna işaret ederek, "Eğer bu teknoloji üzerinden bir kısıtlama olursa çok ciddi sıkıntılar yaşanacak. ABD ve Çin arasındaki savaşı teknoloji, sermaye anlamında görüyoruz. ABD'ye gelen dış yatırımlarda düşüşler var. ABD, ülkeye gelen Çinli öğrencilere araştırma yapmaları hususunda birtakım kısıtlamalar yapıyor." dedi.
Nouriel Roubini, dünyanın son 40 yıldan bu yana küreselleşme süreci içerisinde olduğunu, şimdi ise küreselleşmeme sürecine girdiğini belirterek, şunları kaydetti:
"ABD'nin, Çin hükumetinin 5G teknolojisi ile ABD vatandaşlarını takip edeceği konusunda endişesi var. 5G ağları cep telefonlarımızı yönlendiriyor. 5G teknolojisi ve ağları yakın gelecekte bütün alanlara yayılabilir. Çok kapsamlı ticaret savaşları yaşanabilir. Bütün dünyayı bölecek bir durum ortaya çıkacaktır. ABD ve Çin arasında 5G, yapay zeka alanlarında rekabet devam edecektir. Küreselleşmeme aslında bir tehdit, küresel tedarik zincirini yıkacak gibi görünüyor, daha düşük bir küresel büyümeye sebep olacaktır."
Roubini, AB'de ekonomik aktivitenin oldukça yumuşak ve endüstrinin kısıtlanmış durumda olduğunu, bazı AB ülkelerin Birleşik Krallık'a yapmış olduğu ticari kısıtlamalar bulunduğunu ve AB içinde bir resesyon beklenildiğini söyledi.
Dünyaca ünlü ekonomist Roubini, Orta Doğu kaynaklı jeopolitik riskler ve ABD-İran arasındaki gerilimin endişe verici olduğunu dile getirerek, piyasaların beklentisinin "büyümenin yavaşlayacağı, resesyonla birlikte talebin azalacağı, petrol fiyatlarının düşeceği" yönünde olduğunu vurguladı.
Roubini, 1970'li yıllardan beri jeopolitik sebeplerden kaynaklı üç büyük küresel resesyon dönemi yaşandığına işaret ederek, "ABD ve Çin arasındaki soğuk savaş, Brexit süreci, ABD ve İran arasındaki savaş olasılığı küresel ekonomiyi etkileyen riskler... Bu risklerin geçen dönemlere göre etkisi azaldı. ABD ve Çin öncelikli müzakerelere başladı. Bu müzakerelerin neticesinde birinci aşamada anlaşma sağlanabilir." dedi.
Son dönemde piyasalarda daha iyimser bir hava olduğunu, merkez bankalarının küresel risklerin azalmasıyla faiz oranlarını düşürmeye başladıklarını ifade eden Roubini, "İleri ekonomilerde faizlerin düşmesi gelişmekte olan ekonomilerin parasal koşullarını iyileştirdi. ABD ve Avrupa borsalarının yükseldiğini görüyoruz. Gelişen ekonomilere para akmaya başladı ve paraları tekrar değer kazanmaya başladı." şeklinde konuştu.
Nouriel Roubini, 2020 yılında küresel ekonomik büyümenin devam edeceğini, gelecek yıl küresel resesyondan kaçınılabileceğini, küresel ekonomide büyük bir büyüme beklemediğini, Çin ekonomisinin yavaşlayacağını, Avrupa ekonomisinin durağan seyredeceğini, gelişen ekonomilerin durumunun biraz iyileşeceğini söyledi.
Avrupa ekonomisindeki sıkıntıların Brexit ile sınırlı olmadığını, Avrupa'nın daha derin ve temel sorunları bulunduğunu vurgulayan Roubini, gelişen ekonomilerde gelecek yıl için yüzde 4-5 büyüme beklendiğini, bu durumun küresel ekonomiler için itici güç olacağını, daha dinamik gelişen piyasalar görüleceğini aktardı.
Ekonomist Roubini, Türkiye'nin son 20 yıldır ekonomik büyümesinin ve ekonomik çeşitlenmesinin gayet iyi olduğunu ifade ederek, "Finansal hizmetlerde ve endüstriyel açıdan gayet başarılıydı. Türkiye'nin hem Batı hem de Doğu ile iş yapabilmesi çok avantaj sağlıyor. Türkiye'nin nüfus artışı, doğru eğitim ve beceri kullanımıyla önemli bir ekonomi kaynağı olabilir." dedi.
Türkiye ekonomisinde son dönemlerde kırılganlıkların başladığını ifade eden Roubini, "Türkiye'de 2015 yılından bu yana reform yapma süreci yavaşladı. Kredi politikası ve gevşek politika sebebiyle enflasyonda artış oldu. Türkiye ekonomisinde makroekonomik kırılganlığın yanı sıra jeopolitik kırılganlıklar da etkili oldu. Para birimi değeri kayba uğradı. Bu durumdan hem bankacılık hem de özel sektör etkilendi." diye konuştu.
Roubini, Türkiye'de ekonominin bu yıl itibarıyla yükselişe geçtiğini belirterek, şunları kaydetti:
"Türkiye ekonomisi daha istikrarlı hale geldi. Turizmin katkısıyla cari açığın azaldığını görüyoruz. Ekonomi iyileşmeye başladı ama bu iyileşme kırılgan ve suni. Türkiye'de parasal politikaların daha sıkı olması gerekiyor. Makroekonomik stabilizasyon anlamında bakacak olursak potansiyel bir büyüme için Türkiye'nin yapısal reformlara ihtiyacı var. Türkiye'de genç nüfusun istihdama katılması daha yüksek büyümesine katkı verecektir."
KAYNAK:AA