Borsa, altın ve yerel para birimlerini etkileyen FED faiz kararı, Federel Reserve System yani Amerika Merkez Bankası tarafından açıklanır. Genelde kasım ya da aralık ayında gerçekleştirilen toplantıların ardından FED faiz kararının açıklandığı görülür. Amerika Merkez Bankasının faiz artırması ise bazı menkul kıymetlerin değer kaybetmesine yol açar. Bu bağlamda FED faiz artırımının en temel amacının ise ABD dolarına değer kazandırmak olduğu söylenebilir.
Sıkça araştırılan FED faiz artırımının öneminin açıklanabilmesi için ilk olarak faizin ülke ekonomisi ile ilişkisine değinilmelidir. Herhangi bir ülkenin ekonomisindeki yüksek harcamalar ile borçlanmaların azalma eğilimine girmesi faizlerin yükselmesi ile ilişkilidir. Dolayısıyla faiz artırımı ürün ve hizmetlere dair talebin azalmasını tetikler. Bu durum da ürün ve hizmetlerinin fiyatlarının da azalmasını ya da sabit kalmasını zorunlu kılar.
Ülkelerin özellikle enflasyon ile mücadele etme sürecinde faiz artırımı politikasına yöneldikleri görülür. Yani FED faiz artırımının altını, doları ya da ülke ekonomisini nasıl etkilediği de bu bağlamda sıklıkla sorgulanır. Aslında bu doğrultuda FED faiz artırımının yatırımcılara yönelik etkilerinden söz edilebilir. Faiz oranlarının artması ile birlikte risksiz yatırımın getirisi de artış gösterme eğilimindedir. Genellikle kurumlar ve bireyler, FED faiz artırdığı zaman birikimlerini yüksek riskli yatırım araçlarına yöneltmez. Bunun aksine daha düşük risk içeren faiz gibi yatırım araçlarının tercih edildiği görülür.
Yatırımcıların sıkça araştırdıkları FED faiz artırımının kurum ve kişilerin daha az riskli olan yatırım araçlarını tercih etmelerini tetiklediği söylenebilir. Dolayısıyla bu doğrultuda FED faiz artırımı söz konusu olduğunda borsaya olan talebin azaldığı belirtilebilir. Dolaşımdaki para miktarı banka kasalarına gireceğinden dolayı enflasyonda da azalma eğiliminin görülmesi söz konudur. Özellikle yurt dışındaki yatırımcıların yüksek faizden faydalanmak istedikleri takdirde FED faiz artırımının söz konusu olduğu ülkeye çekildikleri söylenebilir. Bu sayede ülkedeki döviz miktarının artırılması amaçlanır.
FED faiz oranları yükseldiği zaman şirketlerin sermayelerini artırması da pahalılaşır. Örnek vermek gerekirse şirketler ihraç ettikleri tahviller için daha yüksek faiz oranı ödemek durumunda kalır. Sermaye artırmanın daha maliyetli hâle gelmesi de yakın vadeli kazançların ve aynı zamanda gelecekteki büyüme beklentilerini engelleyen bir durumdur. Faiz oranları artıkça geleceğe dönük kâr beklentileri de aşağı yönlü ilerlemeye başlar.
Bütün değişkenler sabit olduğu takdirde borsa ve faiz arasında ters bir ilişki vardır. Dolayısıyla faiz yükseldiğinde borsaların düşerek tepki vermesi beklenebilir. Ancak finansal piyasaların oynak ve çalkantılı olduğu dönemlerde bu faiz artışı, yatırımcılar tarafından ekonomik iyileşme için bir adım olarak görülebilir. Eğer böyle bir bakış açısı mevcutsa borsalara alım getirir.
ABD dolarının değerinin genel olarak DXY endeksi üzerinden takip edildiği bilinir. Yani doların bu endeksin içerisinde bulunan diğer 6 para biriminin karşındaki değeri görülebilir. Enflasyonun azalması ve mevcut ülkedeki dövizin ise artış göstermesi de yerel para birimine dair olumlu hususlara işaret eder. Dolayısıyla yerel para birimi bu bağlamda diğer ülkelerin yerel para birimlerine karşı değer kazanır. FED de Amerika Merkez Bankası yani Federal Reserve olduğu için FED tarafından gerçekleştirilen faiz artırımı ABD dolarının değer kazanmasını sağlar.
Amerika Merkez Bankası tarafından faiz artırımı uygulanmasının ABD dolarını olumlu yönde etkilediği bilinir. Dolayısıyla bu süreçte ABD dolarına değer kazandırılmakta iken FED faiz kararının altına etkisi de sıklıkla sorgulanır. Burada FED'in faiz artırımına gitmesinin, Ons altın fiyatının gerilemesine ve baskılanmasına neden olduğu söylenebilir. Ancak bunun aksine FED'in faiz düşürmesi ve ABD dolarının değer kaybetmesi ise Ons altının değer kazandığını gösterir. FED faizi beklentiler dâhilinde artırırsa, örneğin 50 puan, bu durum tahmin edildiği için altın piyasasında çok sert hareketler yaşanmayabilir. Ancak beklentinin üstünde bir artış olursa örneğin 75 puan bandında bir artış görülürse FED faiz kararının altına etkisi, altın fiyatlarındaki baskı artması şeklinde olur.
Ekonomik aktivite ile büyümenin yavaşlamasına neden olan faktörler arasında FED faiz kararı yer alır. Yani borçlanma maliyetinin arttığı görülen bankalar kredi kartı, ipotek ve kredi faizlerini bu doğrultuda artırmaya yönelir. Ayrıca kurumsal borçlanma ve harcamalar azalmakta iken bu süreçte ticari yatırımlar da azalır. Yatırımcıların FED faiz kararı ile birlikte daha az riskli olan yatırım araçlarını tercih etmeye başladıkları görülür.
Kredi çekmenin maliyeti arttığı zaman insanlar daha az kredi harcaması yapmaya yönelerek borçlanma ve harcama durumlarını kısar. Bu durum da ekonomideki diğer kişilerin daha az kazanması anlamına gelir. Bu durum şirketler için de geçerli olabilir. Yani şirketler yeni yatırımları için çekecekleri kredinin maliyetleri de artacağından dolayı yatırımlarını ve gelecekteki üretimlerini kısabilirler. Bunların sonucunda kişiler daha risksiz yatırımlara yönelebilir ve bunun sonucunda ticari yatırımlar azalabilir. FED faiz artırımının yapıldığı ülke olan Amerika Birleşik Devletleri'nin ekonomisindeki etkileri ise şu şekildedir:
Amerika Merkez Bankasının faiz kararının ne olacağı kadar bu faiz uygulamasının ne zaman açıklanacağı da sıklıkla araştırılır. Fakat burada net bir tarih verilmesi mümkün değildir. Genelde kasım veya aralık aylarında FED tarafından faiz kararının açıklandığı görülür. Bu konuda net açıklama tarihinin öğrenilmesi için ise FED'in resmî sitesi üzerinden toplantı tarihlerinin takip edilmesi mümkündür. Ttoplantının ardından FED faiz kararı genellikle açıklanır.