BİZE ULAŞIN
Milyonlarca asgari ücretle çalışan işçi ve emekliler temmuz ayı itibariyle ara zam bekliyor. Hak-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan da Asgari Ücret Tespit Komisyonunun temmuzda toplanmasını istedi ve enflasyon üzerinde bir zam yapılmasını talep ettiklerini açıkladı.
Ankara'da bir restoranda düzenlediği iftar programında basın mensuplarıyla bir araya gelen Arslan, asgari ücretle ilgili açıklamalarda bulundu. Arslan, şunları söyledi:
"Asgari Ücret Tespit Komisyonunun en fazla 2 yıl içinde toplanması gerekiyor. Dolayısıyla en azı yok. Yani Asgari Ücret Tespit Komisyonu, temmuz ayında da toplanabilir. Asgari Ücret Tespit Komisyonunun toplanmasını, yüksek enflasyona karşı ocak ayında yapılan düzenlemeye paralel bir düzenlemeyle yine enflasyonun üzerinde bir artışın asgari ücrete sağlanmasını istiyoruz. Ancak bununla birlikte bir talebimiz de olmazsa olmaz. Gerek kamu gerek özel sektördeki toplu sözleşmelerle elde ettiğimiz ücretlere yeni belirlenecek asgari ücret oranında zam yapılmasını istiyoruz."
Bunun olmaması halinde 70 yıldır güçlendirmeye çalıştıkları toplu sözleşme düzeninin yerle bir olacağını dile getiren Arslan, böyle bir durumu kabul etmelerinin mümkün olmayacağını bildirdi. Arslan, Asgari Ücret Tespit Komisyonunun yapısının antidemokratik olduğunu belirterek, komisyonun yapısının süratle değişmesi gerektiğini kaydetti.
Asgari ücrete ne kadar zam yapılması gerektiğine ilişkin soruyu Arslan, şöyle yanıtladı:
"Asgari Ücret Tespit Komisyonu, aralık ayında asgari ücreti belirlerken bir kısım kriterlere bakıldı. Bu kriterlerin yanı sıra siyasi irade de işin içine girerek enflasyonun üzerinde zam verilerek yeni asgari ücret belirlendi. Aynı yaklaşımın temmuz ayına geldiğimiz zaman 6 aylık enflasyon artışı dikkate alınarak onun üzerinde bir zamla yeni asgari ücretin belirlenmesinin hakkaniyetli olduğunu düşünüyoruz."
Arslan, Asgari Ücret Tespit Komisyonunun temmuzda toplanması halinde Türk-İş, Hak-İş ve DİSK'in ortak çalışma yapıp yapmayacağına ilişkin soru üzerine, "Üç konfederasyon bugüne kadar pek çok konuda birlikte çalıştık. Bu, Türkiye sendikal hareketi için çok önemli bir aşama. Siyasetçilerin birbirleriyle aynı mekanda olmaya bile tahammül edemedikleri bu ülkede sendikacılık yapıyoruz ve rakibiz ama temel konularda birlikte çalışmayı da başarmış bir işçi hareketi var. Buradan hem Türk-İş'e hem de DİSK'e çağrımızı yapalım, başta asgari ücret olmak üzere çalışanların ortak sorunları için birlikte mücadele etmeye, sorunları çözme konusunda kararlılıkla çalışmaya varız. Onları da bu noktada davet edelim." şeklinde konuştu.
İftar öncesi 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü ile çalışma hayatındaki gelişmelere dair değerlendirmelerde bulunan Arslan, Hak-İş'in salgın dolayısıyla ara verdiği kitlesel 1 Mayıs etkinliklerini bu yıl da ramazanın son gününe denk geldiği için gerçekleştirmeyeceğini, bunun yerine tüm illerde Hak-İş teşkilatlarının kendisinin kutlama yapacağını ve Hak-İş Yönetim Kurulunun Taksim Meydanı'ndaki programa katılacağını dile getirdi.
Arslan, çalışma hayatını ilgilendiren tüm konuları ve bunlara ilişkin çözüm önerilerini 1 Mayıs'ta kamuoyuyla paylaşacaklarını ifade etti.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin'in 1 Mayıs'ta müjde vereceğine ilişkin açıklamalarının hatırlatılması üzerine Arslan, Bakan Bilgin'in müjdesini kendisinin de merak ettiğini söyledi.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığından her yılın sonunda ölümlü iş kazalarına ilişkin güncel istatistikleri kamuoyuyla paylaşmasını isteyen Arslan, sorumlu olmayan bazı kurum ve platformların, iş kazalarına ilişkin olduğu iddiasıyla birtakım istatistikler paylaşarak bu durumu manipüle ettiklerini dile getirdi.
Arslan, Türkiye'nin "ucuz işgücü cenneti" olarak görülmesini asla kabul etmediklerini belirterek, işçilerin, ürettikleri karşısında insanca yaşayabilecekleri ücreti almaları gerektiğini ve bunun da annelerinin ak sütü gibi helal olduğuna inandıklarını sözlerine ekledi.
İstanbul'un Tuzla ilçesindeki boya fabrikasında bugün çıkan ve 3 işçinin hayatını kaybettiği, 9 işçinin yaralandığı yangına değinen Arslan, "Türkiye ve dünyadaki iş kazalarının büyük çoğunluğu tedbirsizlikten kaynaklı oluyor. Bu tedbirlerin alınması konusunda ülkemiz çok önemli aşamalar kaydetti. İki tane çok önemli yasal düzenleme yaptık. Buna rağmen iş kazalarına bağlı ölümler devam ediyor." diye konuştu.
Arslan, iş kazalarıyla ilgili zihniyet değişimine ihtiyaç olduğuna işaret ederek, iş kazalarını önlemeye yönelik tedbirlerin daha fazla önemsenmesi gerektiğini vurguladı.
İş kazalarıyla en önemli mücadele yönteminin sendikalaşma olduğunu kaydeden Arslan, "Örgütlülüğün olduğu yerlerde iş kazaları minimize edilmiş durumdadır. İş kazalarına bağlı ölümler, toplu iş sözleşmesi yapılan işletmelerde yüzde 1'in altına düşmüş durumda. Dolayısıyla Türkiye'de iş kazalarından dolayı kaybettiğimiz çalışanlarımızın büyük çoğunluğu örgütsüz, toplu iş sözleşmesiz, sendikasız iş yerlerinde oluyor." dedi. (AA)
