İçerik devam ediyor
Türkiye'de son dönemlerde konut fiyatlarındaki artışlar en önemli tartışma konularından birisi olmaya devam ederken Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan dün akşam kritik kararı Kabine Toplantısı sonrasında şu sözlerle duyurdu:
Buna göre, satın alınan konut nerede olursa olsun, metrekaresine göre değişen aynı kademeli KDV uygulamasına tabi olacak. Yani net alanı 150 metrekareyi aşmayan konutlarda KDV yüzde 8'dir. Bu büyüklüğü aşan konutların ilk 150 metrekaresi için yine yüzde 8, aşan kısmı için yüzde 18 KDV uygulanacaktır. Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Kanunu kapsamındaki konutlarda ise 150 metrekareye kadar yüzde 1, aşan kısmı için ise yüzde 18 KDV tahakkuku yapılacaktır. Arsa ve arazilerin KDV oranını da yüzde 8'e indirerek inşaat sektörünün üzerindeki finansman yükünü azaltıyoruz.”
Örneğin 1 milyon liralık 150 metrekarelik daireye 80 bin lira KDV ödenirken, 155 metrekarede ise 180 bin lira KDV ödeniyordu. Yeni sistem ile 5 metrekarelik bölüm yüzde 18'den vergilendirilecek. Bu tutar da 5 bin 805 lira olacak. Bu durumda ödenecek tutar 85 bin 805 lira olacak.
Konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan lüks konut uzmanı Ayşe Fügen Arda, “KDV indirimi 150 metrekarenin üzerinde müteahhitten alınacak 0 daireleri kapsayacak. Bu konu bana göre çok işimize yaramayacak. Toplama baktığımızda 150 metrekarenin üzerinde ev almak isteyen kaç kişi var? Konut satışlarını sadece adet olarak biliyoruz. Onların kaç metrekare olduklarını bilmiyoruz. 100 ve 130 metrekare arasında olan konutlar daha fazla satılıyor. Türk ailelerinde talep genelde 3+1 dairelere geliyor. Yani standart 3+1 daireyi alan bir kişinin gördüğünüz gibi işine yaramayacak bu karar. Şubat ayında müteahhitten alınan sıfır daireler 28 bin 897 adet satılmış. İkinci el ise 68 690 adet. Bu bize müteahhitten ve firmadan alınan daire sayısını gösteriyor. İkinci el ile arasındaki farkı görebiliyoruz. Yani esas olarak ikinci el ve 150 metrekarenin altındaki dairelere böyle bir destek verilmesi gerekir” dedi.
Ayşe Fügen Arda tapu harçlarına ilişkin de bir düzenleme yapılmasının beklendiğinin altını çizerek, “Mayıs ya da haziran ayında böyle bir çalışma olabilir. Şu anda bu konuşuluyor. Fiyatlar haziranda yeniden artacak gibi görünüyor. Çünkü alıcıya böyle bir destek verildiğinde doğal olarak bu satıcının fiyatları arttırması ile sonuçlanıyor. O yüzden konuttaki KDV indiriminin standart ev satışlarına çok faydası olacağına inanmıyorum. Sadece 0 konutlarda müteahhitlerin satışlarını destekleyecektir. Varsa stokların erimesine yardımcı olacaktır.
Konuya ilişkin açıklamada bulunan KONUTDER Başkanı Altan Elmas ise, "Yeni projelerde KDV oranı yüzde 8 olacak. Bu yüzden bu tarihten önce ruhsat almış projelerdeki yüzde 1 KDV oranına sahip konutlar şu anda fırsat niteliğinde. Çünkü yeni üretilen konutların fiyatları, bugün satılanlara göre biraz daha yukarıda olacak. Ayrıca kentsel dönüşüm projelerinde de 150 metrekare altındaki konutlar için KDV oranı hala yüzde 1 ve yüzde 1 olarak uygulanmaya devam edecek. Bu da konut alıcısı için fırsat yaratıyor. Bu kararın, aynı zamanda kentsel dönüşümü de hızlandıracak, depreme hazırlanan ülkemizde sektörü doğru yöne sevk edecek bir düzenleme olduğunu söyleyebiliriz" ifadelerini kullandı.
İnşaat Mühendisleri Konfederasyonu (İMKON) Başkanı Tahir Tellioğlu daha önce yaptığı bir açıklamasında, “Türkiye’de birçok ev net 150 metrekarenin altında. Dolayısıyla yıllık satılan konutun yaklaşık yüzde 95’i bu skalada olduğundan dolayı burada hem alıcı hem de müteahhitin üzerine yüzde 7’lik yük binmesi söz konusu. 150 metrekarenin üzeri için avantaj olacak ama bu piyasanın yüzde 5’ine tekabül edilen bir orandır. Dolayısıyla bizi daha çok ilgilendiren yüzde 95’lik konut piyasasındaki satış rakamının maliyetidir. Dolayısıyla bizim bunu bu şartlarda kabul etmemiz mümkün değil. İnşaat sektörü zaten zorda. Bu bir teklif ama bunu kabul etmemiz mümkün değil. Bizim bu konuda bir teklifimiz oldu. 150 metrekareye kadar KDV yüzde 8’e çıkarılsın, 150 metrekare üzerindekiler de yüzde 8’e çekilsin. Bunun yanında inşaat malzemelerindeki KDV de yüzde 8’de stabil olsun. Dolayısıyla müteahhit aldığı ve sattığını eşitleyebilsin. Başka türlü bir talebi kabul etmemiz mümkün değil” şeklinde açıklamada bulunmuştu.
