Merkez Bankası 17 Nisan tarihinde PPK ile politika faizini açıklayacak. Mart ayında yaşanan siyasi gelişmelerin ekonomik sonuçlar da doğurmasından dolayı Merkez Bankası'nın Perşembe günü alacağı karar yakından takip edilecek. Aynı zamanda geçtiğimiz günlerde Piyasa Katılımcılar Anketi'nde enflasyon beklentisinin yükselmesinin ardından politika faizi için geri sayım başladı.
Merkez Bankası'nın nasıl bir karar alacağı merak edilirken Ekonomist Nazlı Sarp Mynet'e açıklama yaptı. Sarp, Merkez Bankası'nın politika faizini sabit bırakacağını düşündüğünü belirtti. Sarp, politika faizinin yükseltilmesi durumunda aşırı bir sıkılaşmanın olabileceğini kaydederek, şu sözleri sıraladı:
"19 Mart'tan itibaren piyasalarda bir kırılma gerçekleşmişti. Merkez Bankası tedbir olarak faizin üst koridorunu yüzde 46'ya çıkarmıştı. Birtakım parasal aktarım mekanizmasını dengeleyecek politikalar da yürütmüş ve faizi yükseltmişti. Hem kredi hem de mevduat faizlerinin yükseldiğini görüyoruz. 17 Nisan'daki toplantıda bir artış görmüyorum. İçteki bir takım politik gelişmelere yönelik tedbirler gelebilir, Merkez Bankası'nın sıkı para politikasının devam edeceğine yönelik mesaj vermesini bekliyorum"
Merkez Bankası'nın döviz rezervlerini kullandığını ve bir kırılmanın yaşandığını ifade eden Sarp, bu kırılmanın bir eğilime dönüşüp dönüşmemesinin çok önemli olduğunu söyledi.
Enflasyonun yükselmesine dair bir beklentinin olduğunu vurgulayan Sarp, "Özellikle Merkez Bankası kurdaki artışlarını dengelemek isteyecektir çünkü kurun enflasyona geçişkenliği oldukça yüksek" şeklinde konuştu.
Taşıt kredilerinde faiz oranları yükselirken konut kredilerinde faiz oranlarının düşmesinin nedenini açıklayan Sarp, iki temel farkın olduğuna vurgu yaptı. Sarp, taşıtın kısa vadeli olarak piyasanın nabzını ölçtüğünü ancak gayrimenkul sektörünün daha uzun vadeli olduğunu söyledi.
Bir taraftan fiyatların artmasının istenmediğini diğer taraftan da fiyatların arttığını ifade eden Sarp, "Özellikle konut piyasasında fiyat artışı sürüyor. Emlak üretiminde maliyetler nedeniyle sorun var. Dolayısıyla bu durum kira fiyatlarına da çok yansıyor bu da yapışkan bir hizmet enflasyonunu beraberinde getiriyor" dedi. Bunun ile ilgili ekonomi yönetiminin önlemler aldığının altını çizen Sarp, emlak piyasasının buna cevap vermesinin zaman alacağını da ifade etti.
2020 yılından beri ilk defa mevduat faizlerinin reel getiri sağladığını ifade eden Sarp, yatırımcının parasını mevduatta tutabileceğini belirtti ve ekonomi yönetiminin bunu desteklediğini açıkladı. Merkez Bankası'nın kurun artmasını istemediğini belirten Sarp şunları izah etti:
"Türk Lirası/Mevduatın alternatifi döviz kuru. Merkez Bankası paranın buraya gitmesini istemediği için mevduat faizlerinin yükselmesini istedi. Ben bu durumun bir süre daha devam edeceğini düşünüyorum. Özellikle iç politikadaki yaşananlara göre ekonomi yönetiminin mevduat faizlerinin getirisinin yüksek tutulmasını bir süre daha isteyecektir"
Merkez Bankası'nın son 7 aydır en düşük rezervlere sahip olduğuna dair haberlere ilişkin de değerlendirmede bulunan Sarp, eriyen bir şeyin olmadığının altını çizdi. Sarp, ekonomik ve politik olarak olağanüstü gelişmelerin yaşandığını söyleyerek şunları aktardı:
"Özellikle yabancı yatırımcılar döviz talebini çok artırınca Merkez Bankası döviz satmak durumunda kaldı. Merkez Bankası'nın yeterli bir alanı vardı, satış yaptı. Ben şu anda bunun tolere edilebileceğini ve bunun sadece bir kırılma olarak kalacağını düşünüyorum"
Yaşanan siyasi gelişmelerin devamının gelmesi durumunda can sıkıcı ekonomik gelişmelerin olabileceğinin altını çizen Sarp, "En korkunç senaryoda en çok yabancıların talebi oldu, düşük düzeyde yerli talebi oldu. Bunun devamı gelirse içerideki dolarizasyonda yerli yatırımcının da bir refleksi olacaktır o da enflasyona geçişkenliğin açısından şu anki programı zedeleyebilir" deyip sözlerini noktaladı.