Özel bir nakliyat şirketinde çalışan tır şoförü, yurt dışında seferde olduğu günlerde resmi olarak yıllık izinde gösterildiğini öğrenince şok oldu. İş Mahkemesi'nin yolunu tutan tır şoförü, yargılama sürecinde çok dil dökmesine rağmen mahkemeye derdini anlatamadı. Davacı şoförü, kıdem tazminatı, ücret, sefer primi, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücreti, yıllık ücretli izin alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etti.
Davalı işveren ise şoförün istifa ettiğini öne sürdü. Mahkeme, davanın kısmen kabulüne hükmetti. Kararı davacı temyiz edince devreye Yargıtay 9. Hukuk Dairesi girdi. Daire, şoförün yurt dışında seferde olduğu tarihlerde izinli gösterilmesinin hayatın olağan akışına ters olduğuna dikkat çekti.
Kararda şu ifadelere yer verildi: "Dosyada yer alan giriş-çıkış kayıtları incelendiğinde, örneğin davacının 04.09.2010 tarihinde Edirne-Kapıkule sınır kapısından çıktığı, 20.09.2010 tarihinde aynı sınır kapısından giriş yaptığı, ancak 06.09.2010 tarihinde 112 numaralı bankamatikten para çekildiği, 24.02.2011 tarihinde Artvin-Sarp sınır kapısından çıkış yaptığı, 03.03.2011 tarihinde giriş yaptığı ancak 02.03.2011 tarihinde 112 numaralı bankamatikten para çekildiği anlaşılmaktadır. Bu itibarla mevcut delil durumuna göre, davacının iddia ettiği süreye ait ücret alacağının hüküm altına alınması gerekirken, reddi hatalıdır. Davacı dava dilekçesinde boş yıllık izin formlarının önceden imzalatıldığını, daha sonra davalının bu formları isteği gibi doldurduğunu, yurt dışında seferde olduğu günlerde dahi yıllık izin kullandırılmış gibi gösterildiğini iddia ederek, yıllık ücretli izin alacağı talebinde bulunmuştur. Mahkeme kararına esas alınan 01.07.2015 tarihli bilirkişi raporunda, davacının hizmet süresine göre 110 gün yıllık izin hakkı bulunduğu, 53 gün yıllık izin kullandığı tespit edilerek 57 gün için yıllık ücretli izin alacağı hesaplanmıştır. Ancak davacının yıllık izin kullandığı belirtilen bazı tarihlerde, örneğin yıllık izin formunda davacının 11.06.2006-25.06.2006 tarihleri arasında izinli olduğu belirtilmesine rağmen, davacının giriş-çıkış kayıtları incelendiğinde 02.06.2006 tarihinde çıkış yaptığı, 18.06.2006 tarihinde giriş yaptığı, 15.08.2008-28.08.2008 tarihleri arasında izinli olmasına rağmen 17.08.2008 tarihinde giriş yaptığı anlaşılmaktadır. Bu itibarla yurda giriş-çıkış kayıtları ile yıllık izin belgeleri karşılaştırılarak, sefere denk gelen tarihlerde davacının yıllık izinlerini kullanmadığı kabul edilerek, buna göre kullanılmayan yıllık izin süresi ve ücreti belirlenmelidir. Temyiz olunan kararın bozulmasına hükmedilmiştir."
KAYNAK:İHA