İmalat sanayi şubat ayında ocaktaki görünümünü büyük ölçüde korurken, üretim ve talep göstergelerinde kısmi bir toparlanma sinyali verdi. Mevsimsellikten arındırılmış kapasite kullanım oranı (KKO) %74,9’a yükselse de uzun vadeli ortalamaların altında kalmaya devam etti. Orta ve büyük ölçekli işletmelerde kapasite kullanımı artarken, küçük ölçekli firmalarda gerileme görüldü. Özellikle taşıt sektöründe KKO’da belirgin bir düşüş yaşanırken, giyim ve tekstilde de zayıflık devam etti. Ara malı üretiminde plastik-kauçuk ve metal işleme gibi alanlarda kapasite kullanımı sınırlı bir artış gösterirken, elektrikli teçhizat ve bilgisayar-elektronik üretiminde düşüş dikkat çekti. Firmaların gelecek 12 ay için ÜFE enflasyon beklentisi %36,9 seviyesine gerileyerek Aralık 2021’den bu yana en düşük seviyesine indi, bu da maliyet tarafında baskının bir miktar azaldığını gösteriyor. İmalat sanayi dışındaki sektörlerde ise daha karışık bir tablo hâkim. Reel Kesim Güven Endeksi (RKGE) şubatta 102,8 seviyesine yükselse de tarihsel ortalamasının altında kaldı. Gelecek üç aya dair üretim beklentisinde sert bir düşüş görülürken, iç siparişlerde artış yaşandı. Sektörel güven endekslerine bakıldığında, perakende sektöründe güven artarken hizmet ve inşaat sektörlerinde gerileme görüldü. Özellikle hizmet sektöründe son üç ay ve önümüzdeki döneme ilişkin talep görünümündeki bozulma belirginleşti. İnşaat sektöründe mevcut iş hacmi dışında tüm göstergeler düşüş kaydederken, perakende ticarette gelecek üç aya dair iş hacmi beklentisinin iyileşmesi, güven endeksini yukarı çekti. Genel olarak, tüm sektörlerde güven endeksleri tarihsel ortalamalarının altında seyretmeye devam ediyor.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), yabancı para kredilerdeki artışı kontrol altına almak ve sıkı para politikasını desteklemek amacıyla kredi büyümesine dayalı zorunlu karşılık uygulamasında yeni düzenlemelere gitti. Bu kapsamda, yabancı para krediler için aylık büyüme sınırı %1’den %0,5’e düşürülürken, büyüme sınırından muaf tutulan kredilerin kapsamı da daraltıldı. Bu değişiklikle, Ocak ayından sonra döviz kredilerinde büyüme sınırı yıl içinde ikinci kez aşağı yönlü revize edilmiş oldu. Daha önce de yabancı para ticari krediler için aylık büyüme sınırı %1,5’ten %1’e çekilmişti. TCMB’nin attığı bu adımlar, finansal istikrarı koruma ve kredilerin döviz cinsinden büyümesini yavaşlatma hedefini taşıyor. Son dönemde artan talep nedeniyle ticari döviz kredileri rekor seviyelere yaklaşmış durumda. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) verilerine göre, 21 Şubat haftası itibarıyla ticari döviz kredileri 174,6 milyar dolara ulaşarak 2019’dan bu yana en yüksek seviyesine çıktı. 2019 yılında 179,8 milyar dolarla zirveye ulaşan ticari döviz kredileri, şubat itibarıyla toplam ticari kredilerin %50’sine ulaşarak önemli bir paya sahip oldu. TCMB’nin aldığı sıkılaştırıcı tedbirlerin, döviz kredilerindeki hızlı büyümeyi frenleyerek kur ve enflasyon dinamikleri üzerindeki baskıyı azaltmayı hedeflediği değerlendiriliyor.
BETAM’ın araştırmasına göre ikinci el otomobil piyasasında fiyatlardaki değişimler ve talep dinamikleri dikkat çekici veriler sunmaya devam ediyor. Ocak 2025’te ortalama satılık otomobil fiyatı 935 bin 136 TL’ye yükselerek bir önceki yılın aynı ayına kıyasla %8,7 arttı. Ancak, enflasyondan arındırılmış (reel) fiyatlar yıllık bazda %23,5 düşerken, aylık bazda %2 azaldı. Araç sınıflarına göre en yüksek fiyat artışı C segmentinde %6, en düşük fiyat artışı ise E segmentinde %1,5 olarak kaydedildi. Model yılı bazında ise 2019 model araçlar %13,5 ile en yüksek fiyat artışını gösterirken, 2022 model araçlar yalnızca %1,3 arttı. Piyasanın canlılığına ilişkin göstergelerde de farklı trendler gözlemleniyor. Otomobil talep endeksi Aralık 2024’e göre sabit kalmasına rağmen, geçen yılın aynı dönemine göre %11,2 daha yüksek seviyede. Ancak satılan otomobil sayısının satılık ilan sayısına oranı, geçen aya göre 1,4 puan düşerek %20,3 seviyesine geriledi. Bu durum, hem ilan sayısındaki hem de satılan araç sayısındaki azalışın etkisiyle meydana geldi. Satılık ilanların yayında kalma süresi ise ortalama 21,1 güne çıkarak, araçların satılma hızının yavaşladığına işaret etti. Fiyat dalgalanmalarının ve talep eğilimlerinin önümüzdeki aylarda nasıl şekilleneceği, özellikle faiz oranları ve ekonomik belirsizliklerle birlikte yakından takip edilmeye devam edecek.
TÜRKBESD’in Ocak ayı verilerine göre, beyaz eşya satışları yeni yıla zayıf bir başlangıç yaptı. Yurt içi satışlar, geçen yılın aynı dönemine göre %10,8 oranında azalarak 776 bin 958 adet seviyesine geriledi. İhracat tarafında ise %0,2’lik sınırlı bir artış gözlendi ve 1,66 milyon adet seviyesinde gerçekleşti. Toplam üretim 2,5 milyon adet ile geçen yılın %0,7 altında kaldı. Aylık bazda değerlendirildiğinde ise yurt içi satışlarda %26,9, üretimde %17,3’lük bir artış gözlenirken, ihracat %3,6 azaldı. İhracatın toplam üretim içerisindeki payı 60 baz puan artışla %66,4 seviyesine yükseldi. Ürün bazında bakıldığında, kurutucu segmenti en yüksek büyümeyi gösteren ürün grubu oldu. Sektörün iç pazarda yılın ilk yarısında baskı altında kalmaya devam edebileceği, ancak yılın ikinci yarısında alım gücünün toparlanmasıyla birlikte satışların artabileceği öngörülüyor. Öte yandan, Euro Bölgesi’nde faizlerin düşmesiyle ihracatta toparlanma beklentisi korunuyor. Genel olarak Ocak ayı verileri, yurt içi satışlardaki daralmanın devam ettiğini ve ihracattaki yatay seyrin dikkatle izlenmesi gerektiğini gösteriyor. İç pazarda zayıflık devam ederse, sektör üzerindeki baskının sürebileceği belirtilirken, ihracat tarafındaki istikrarın sektör için olumlu bir katalizör olabileceği değerlendiriliyor. 2025 genelinde ise ihracat tarafında bir toparlanma beklenirken, yurt içi satışlarda dalgalı bir seyir öngörülüyor.
Türkiye’de boşanma oranları tarihi seviyelere ulaştı. 2024 yılında boşanan çiftlerin sayısı 187 bin 343’e yükselerek, Cumhuriyet tarihinin en yüksek seviyesine ulaştı. Bin nüfus başına düşen boşanma sayısını ifade eden kaba boşanma hızı binde 2,19 ile tüm zamanların zirvesine çıktı. Boşanmaların büyük bir kısmı evliliğin erken dönemlerinde gerçekleşti; boşanmaların %33,7’si ilk 5 yılda, %21,3’ü ise 6-10 yıl arasında meydana geldi. En fazla boşanma binde 3,29 ile Antalya’da, en az boşanma ise binde 0,45 ile Hakkari’de kaydedildi. Boşanan çiftlerin çocukları üzerindeki etkisi de dikkat çekici: 2024 yılında boşanma davaları sonucunda 186 bin 536 çocuğun velayeti verilirken, bunların %74,4’ü anneye, %25,6’sı ise babaya bırakıldı. Öte yandan evlenme oranları yatay bir seyir izledi. 2023’te 567 bin 11 olan evlenen çift sayısı, 2024’te 568 bin 395’e yükselirken, kaba evlenme hızı binde 6,65 ile önceki yıl seviyesinde kaldı. Türkiye’de ortalama ilk evlenme yaşı yükselmeye devam etti; 2024’te erkeklerde 28,3, kadınlarda ise 25,8 oldu. Bölgesel veriler incelendiğinde, evlenme hızının en yüksek olduğu il Adıyaman, en düşük olduğu il ise Tunceli oldu. Yabancı gelin ve damat oranlarında da artış gözlemlenirken, Suriyeli gelin ve damatlar en fazla tercih edilenler arasında yer aldı. Boşanma oranlarındaki yükselişin sosyoekonomik faktörlerle bağlantılı olup olmadığı ve 2025 yılında bu trendin devam edip etmeyeceği merak konusu olmaya devam ediyor.
Kaynak: Fintables
Okuyucu Yorumları 0 yorum