Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre lokantalarda fiyatlar yüzde 90 yükseldi. Özellikle lokanta ve restoran gibi hizmet sektörlerinde enflasyonda katılık sürüyor. Fiyatların yükselmesinden dolayı da vatandaşlar restoranlarda çok fazla yeme içme yapmamaya başladı. İşletmeler maliyetleri ürünlerine yansıtıyor ancak şu anda mekanlarda fiyatlar cep yakıyor. Özellikle tatil belgelerindeki mekanlar adeta sinek avlıyor.
Fiyatların bu denli yükseldiği bu dönemde Tüm Restoranlar ve Turizmciler Derneği üyelerine yüzde 10 indirim çağrısı yaptı. TÜRES Genel Başkanı Ramazan Bingöl konuyla ilgili detayları Milliyet’e anlattı. Bingöl konuşmasında şu ifadeleri kullandı:
“Fiyatların yüksek olduğunun biz de farkındayız ama bu sadece bizim sektörümüze özgü bir durum değil, birçok sektörde fiyatlar çok yüksek. Restoranların bir matematiği vardır, menülerdeki fiyatlar bu matematiğe göre belirlenir. Bu matematikteki en büyük pay yüzde 35 ile personel giderleri, yüzde 35 ile ham madde maliyetleri ve yüzde 15 ile kira maliyetleridir. Bahsettiğim bu alanlarda yaşanan yükselişler doğrudan menüdeki fiyatları etkilemektedir.
Sektörümüzde elbette fahiş fiyat uygulayan işletmeler mevcut fakat TÜRES ve Ticaret Bakanlığı ortak girişimiyle kapılarda menü zorunluluğu uygulaması getirildi. Siz işletmeye girip sürpriz fiyatlarla karşılaşmak zorunda kalmıyorsunuz. Kapıdan girmeden tüm detayları görüp ona göre karar verebiliyorsunuz. Burada fahiş fiyat gören müşteriler o mekanı tercih etmeyerek tavrını koyabilir. Burada müşterinin kararı da işletmenin kendini düzeltmesine yardımcı olmakta.
Bununla alakalı net bir rakam vermek çok doğru olmaz. Mekanın lokasyonu, sunduğu hizmet, işi bilen personel vb. birçok etken fiyatları etkiliyor. İstanbul üzerinden örnek verecek olursak Esenler’de yediğiniz yemek ile Bebek’te yediğiniz yemek fiyat açısından ciddi farklılıklar gösterecektir. Esenler’de 4 kişilik bir aile ortalama 1200 TL ile 1600 TL arasında bir hesapla karşılaşırken bu ücret Bebek’te 3000 ile 4000 TL arasında değişkenlik gösterebilir.
Yeme-içme sektöründe genel olarak fiyatlar yüzde yüzde 75 ile yüzde 100 arasında artış gösterdi. Fiyat artışları geçen seneden bu yana ham maddede yüzde 100’ün üstünde oldu. Hatta bazı ürünlerde yüzde 200’e varan bir artış var. Buna rağmen sektörümüzde fiyatlar konusunda ortalama yüzde 80 bir artış oldu. Sektörümüzde sadece ham maddeye gelen zamlarla fiyatlar belirlenmiyor. 200’ün üzerinde girdi kalemimiz oluyor, eğer detaya inecek olursak bu girdi kalemleri 1000’e kadar ulaşabiliyor.
Bodrum-Çeşme gibi turizm destinasyonlarında fiyatlar her zaman çok yüksekti. Bu sezonla alakalı bir durum. Bir işletme 12 ay iş yapabilirken turizm bölgelerinde esnaf en fazla 3-4 ay iş yapabiliyor. 12 aylık giderleri karşılayabilmek için de fiyatları ona göre belirliyor. Turizm bölgelerindeki yüksek fiyatlar bugüne özgü değil, genel olarak hep böyleydi zaten. Fakat ülkemizin sahil kasabalarında, turistik yerlerinde ve metropollerde her zaman her bütçeye uygun fiyatlardan yemek yiyebileceğiniz işletmeler vardır. Burada tüketicinin bilinci devreye giriyor. Tüketici bir işletmede bir yemeğe 2000 TL de verebilir, biraz araştırırsa daha uygun fiyattan da yemek bulabilir. Alternatifler konusunda Türkiye iyi bir konumdadır, burada yeter ki tüketici bilinçli olsun.
Bizler TÜRES olarak Ticaret Bakanımız Prof. Dr. Ömer Bolat ile bir görüşme gerçekleştirdik. Bakanımıza konuyu sunduğumuzda bizlere bir tavsiyede bulundu. Sürekli bahsettiğimiz gibi çok göz önünde olduğumuz için bizim sektörümüz günah keçisi olarak görülüyor. Bizler de bu algıyı kırabilmek için menülerin tamamında ya da belirli ürünlerde en az %10 olmak kaydıyla bir indirime gitme kararı aldık.
İndirimi dileyen tüm ürünlerine uygular, dileyen belirli ürünlere uygular bu işletmelerin inisiyatifinde olan bir süreç. Üyelerimizden aldığımız geri dönüşler neticesinde bu indirimi belirli saatlerde uygulayanlar dahi oldu.
Örneğin bir işletme sabah saat 09.00 ile akşam saat 17.00’ye kadarki süreçte tüm menülerde yüzde 10 indirim uygulama kararı aldı. Bu şekilde uygulamaların sayısı çağrımız sonrasında ciddi artış gösterdi. Yeme-içme sektörüne karşı oluşan bu havayı bir nebze olsun kırmak için bizler de böyle bir çalışma içerisine girdik.
Yeme-içme sektöründe yer alan işletmelerde daha fazla indirimin olması tamamen maliyetlerin düşmesiyle doğru orantılı. Sektörümüzdeki hiçbir işletme sahibi menülerdeki fiyatlarını yükseltmekten memnun değil. Bu müşteri kaybına neden oluyor fakat maliyetlerimiz yüksek olduğu için bizler de bunu menülere yansıtmak zorunda kalıyoruz.
İndirim kampanyasının yeme-içme sektörüne karşı oluşan olumsuz havayı kırmasını bekliyoruz. Türkiye’de bu sektörden evine ekmek getiren milyonlarca insan var. Bu yüzden müşterilerimizi de işletmelerde yemek yemeye davet ediyoruz.”