Başbakan Ahmet Davutoğlu, Ticaret ve Sanayi Şurası'nda yaptığı konuşmada seçim dönemlerinde iki tehlike olduğunu belirterek, ''İktidar partisini bekleyen tehlike veya tuzak diyeyim, seçim ekonomisi uygulamasıdır. Oyları alayım, ondan sonra ne olursa olsun anlayışı. Bu 90'lardaki partilerin yaklaşımıydı'' dedi.
Davutoğlu şunları söyledi:
Dün itibariyle saat 5'te bir heyecanla bu neticeyi bekleyen aday adayları bu neticeleri gördü. Sadece Ak Parti olarak değil bütün bu adaylık sürecinde bütün partilerimize yaptıkları tercihler dolayısıyla hayırlara vesile olmasını diliyorum.
Dün ilan edilen aday listeleri, vizyonu yansıtacak kadroları yansıtıyor. Dün listelerin açıklanmasının sonrasında her bir parti vizyonu paylaşırken ekonomik görüşleri de dile getirecek. İşte orada farklar ortaya çıkaracak. Dediğim gibi hayırlı olsun.
Ama bundan sonra artık herkes vizyonunu ortaya koymalı. Bu vizyonu gerçek hayatta nasıl yansıtacağını da ortaya koymalı.
SEÇİM DÖNEMLERİNDE İKİ TEHLİKE VAR
Seçim dönemlerinde iki tehlike vardır. İktidar partisini bekleyen tehlike veya tuzak diyeyim, seçim ekonomisi uygulamasıdır. Oyları alayım, ondan sonra ne olursa olsun anlayışı. Bu 90'lardaki partilerin yaklaşımıydı.
Ama AK Parti hiçbir seçim öncesinde son 12 yıl içinde tarihte millette şahittir ki hiçbirinde seçim ekonomisi uygulamadık. AK Parti iktidarları seçim sonrasında o sorunların kendisinde olacağı bilinciyle hareket etti. Şimdi yapacağımız her bir uygulamanın bütçede açacağı açıkların bedelini yine biz ödeyeceğiz.
SEÇİM EKONOMİSİ UYGULAMADIK
2014'ten 2023'e 9 yıllık hükümet programını açıklayacağız. Böyle bir durumda ben seçime de çok az kalmışken, hükümetim adına şunu söylüyorum ki biz seçim ekonomisi uygulamadık. Bir çok müjde verdik ama hiçbirinde disiplinden kopmadık.
MUHALEFET PARTİLERİ İÇİN TUZAK ŞU
Muhalefet partileri için ise tuzak şudur. Seçim öncesinde daha sonrasıyla ilgili hele ümitleri yoksa olabilecek en geniş vaatleri vermek. Ekonomi bunu kaldırır mı kaldırmaz mı diye düşünmeden en geniş en uçuk vaatlerde bulunmak. Maalesef muhalefet bu tuzağa düştü. Sayın Kılıçdaroğlu'nu ne zaman dinleseniz, ya ekonomik bakımdan bir bilgisizlik örneği olarak hangi kaynaklardan neyi temin edeceğini bilmediği vaatler görürsünüz ya da tipik geniş kitlelere mavi boncuk dağıtmasıdır.
BUNDAN SONRAKİ NESLİN BEDEL ÖDEYECEĞİ HİÇBİR KARARI ALMAYACAĞIZ
Ekonomi benim adım şu diye yönetilen bir şey değil. Karşılığını göstereceksiniz. 91'de her eve iki anahtar dediler, biz hala o vaatlerin açtığı yaralarla uğraşıyoruz. Biz sorumluluk sahibi bir iktidar olarak, buradan iş adamlarımıza milletimize diyorum ki, bizden sonraki neslin bedel ödeyeceği hiçbir kararı almayacağız.
BİR SİYASETÇİNİN SÖYLEMEMESİ GEREKEN SÖZ
Şunu da ifade etmek isterim. Hayalci sözler... Hani Kılıçdaroğlu'nun bir ifadesi var "bana 4 yıl verin yeter" diyor. Bir siyasetçinin, vizyon sahibi insanın söylememesi gereken bir söz.
EMANETİ YERİNE GETİRMEZSEK 4 DAKİKA BİLE TUTMAYIN
Ben 62'nci hükümeti kurarken, 9 aylık perspektifi değil 9 yıllık perspektifi planlarken, 4 yıllık plan şu demek, şu ana kadar birikmiş olan merkez bankası rezervleri, ekonominin geldiği düzeyi, kitleleri tatmin eder görünen ama uzun dönemde yara açan yaklaşımlar. Sonra Allah kerim...
Allah her zaman kerim ama o kerimliliği göstermek için sorumlu liderleri vesile kılar. Emaneti yerine getiremezsek 4 yıl değil 4 dakika bile bizi tutmayın.