Yıllarca çalıştığı asansör şirketinin, ticari niteliğindeki belgelerin fotokopisini almakla suçlanan teknisyenin işyerindeki odasında arama yapıldı. Belgeleri izinsiz şekilde kopyaladığı öne sürülen teknisyenin işine son verildi. İş Mahkemesi’nin kapısını çalan teknisyen; kopyalanması yasak kontrollü belgeleri kopyaladığı gerekçesiyle İş Kanunu’nun 25/II-e maddesi uyarınca iş akdinin feshedildiğinin ihtar edildiğini dile getirdi. Davalı şirket sahibi ise teknisyenin iyi niyetli olmadığını sır niteliğindeki belgelerle davacının yeni bir şirket kurmayı planladığını öne sürdü. Davacının, ’Davalının kontrollü olduğunu iddia ettiği şirket evraklarının piyasada dolaşan ve pek çok kimsede bulunan evrakları olduğu’ yönündeki ifadesine itibar eden mahkeme, davanın kabulüne hükmetti. Kararı davalı şirket sahibi temyiz edince devreye Yargıtay 9. Hukuk Dairesi girdi.
Mahkemece davacının kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin kabul edilmesinin yasalara aykırı olduğuna dikkat çekilen Yargıtay kararında; "4857 sayılı İş Kanununun 25’inci maddesinde ahlâk ve iyi niyet kurallarına uymayan haller sıralanmıştır. İşverenin güvenini kötüye kullanmak, hırsızlık yapmak, işverenin meslek sırlarını ortaya atmak gibi doğruluk ve bağlılığa uymayan işçi davranışlarının da işverene haklı fesih imkânı verdiği ifade edilmiştir. Görüldüğü üzere yasadaki haller sınırlı sayıda olmayıp, genel olarak işçinin sadakat borcuna aykırılık oluşturan söz ve davranışları işverene fesih imkânı tanımaktadır. Somut uyuşmazlıkta, davacı işçi dava dilekçesinde, feshe dayanak yapılan evrak fotokopilerini zaten kendisinde var olan evrakları güncellemek amacıyla çektiğini ileri sürmektedir. Dosyadaki bilgi ve belgelerden davacının işyerinde çalışırken işverene ait belgeleri fotokopi çekmek suretiyle kopyaladığı, bu belgelerin fotokopilerinin çekilmesinde yetkisi ve izni bulunmadığının bizzat davacı tanığı Murat G. tarafından ifade edildiği, davacının bu eyleminin doğruluk ve bağlılığa aykırı olduğu anlaşıldığından mahkemece davacının kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin reddine karar verilmesi gerekirken aksine düşüncelerle kabulüne karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir. Kararın bozulmasına oy birliği ile hükmedilmiştir." denildi.
İHA