Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), Para Politikası Kurulu faiz kararını açıkladı.
Merkez Bankası bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını (politika faizi) 250 baz puan düşürerek yüzde 16,50'den yüzde 14,00'e çekti.
Temmuz ve eylül aylarında toplam 750 baz puan faiz indirimine gidilmiş, önden yüklemeli olarak nitelendirilen bu hamleler sonucunda politika faizi yüzde 16,50'ye çekilmişti.
Merkez Bankası 12 Aralık'ta yılın son toplantısını düzenleyecek.
PPK sonrası yapılan açıklama şöyle:
"Son dönemde edinilen veriler iktisadi faaliyetteki ılımlı toparlanma eğiliminin devam ettiğini göstermektedir. Öncü göstergeler iktisadi faaliyetin sektörel yayılımındaki iyileşmenin devam ettiğine işaret etmekle birlikte yatırımlar zayıf seyrini sürdürmektedir.
Sanayi üretimi, son aylarda resmi tatillerle ilişkili çalışma günü etkilerine bağlı olarak yüksek bir oynaklık sergilemekle birlikte, ana eğilim itibarıyla ılımlı artışını korumaktadır. Rekabet gücündeki gelişmelerin olumlu etkisi sürerken küresel büyüme görünümündeki zayıflama dış talebi kısmen yavaşlatmaktadır. Önümüzdeki dönemde net ihracatın büyümeye katkısının azalarak da olsa süreceği, enflasyondaki düşüş eğilimi ve finansal koşullardaki iyileşmeyle birlikte ekonomideki kademeli toparlanmanın devam edeceği öngörülmektedir. Son dönemde büyüme kompozisyonunun etkisiyle belirgin bir iyileşme kaydeden cari işlemler dengesinin önümüzdeki dönemde ılımlı bir seyir izlemesi beklenmektedir.
Yakın dönemde küresel iktisadi faaliyetteki zayıf seyir ve enflasyona dair aşağı yönlü riskler belirginleşirken gelişmiş ülke merkez bankaları para politikaları genişleyici yönde şekillenmektedir.
Bu durum gelişmekte olan ülke finansal varlıklarına yönelik talebi ve risk iştahını desteklemekle birlikte, korumacılık önlemlerinin ve küresel ekonomi politikalarına dair diğer belirsizliklerin gerek sermaye akımları gerekse dış ticaret kanalıyla oluşturabileceği etkiler yakından takip edilmektedir.
Enflasyon görünümündeki iyileşme devam etmektedir. Türk lirasındaki istikrarlı seyrin yanı sıra enflasyon beklentilerindeki iyileşme ve ılımlı iç talep koşulları çekirdek enflasyon göstergelerindeki düşüşte belirleyici olmuştur. Eylül ayında tüketici enflasyonu güçlü baz etkisiyle de birlikte özellikle temel mal ve gıda gruplarının katkısıyla belirgin bir düşüş sergilemiştir. İç talep gelişmeleri ve parasal sıkılık düzeyi enflasyondaki düşüşü desteklemektedir. Enflasyonun ana eğilimine dair göstergeler, arz yönlü faktörler ve ithalat fiyatları enflasyon görünümünü olumlu etkilemektedir. Bu gelişmelere bağlı olarak, güncel tahminler yılsonu itibarıyla enflasyonun Temmuz Enflasyon Raporu’nda verilen öngörülerin belirgin olarak altında kalabileceğine işaret etmektedir.
Bu çerçevede Kurul, enflasyon görünümünü etkileyen tüm unsurları dikkate alarak, politika faizinin 250 baz puan indirilmesine karar vermiştir. Gelinen noktada, mevcut para politikası duruşunun hedeflenen dezenflasyon patikasıyla büyük ölçüde uyumlu olduğu değerlendirilmektedir.
Kurul, enflasyondaki düşüş sürecinin devamlılığının, ülke risk priminin gerilemesi, uzun vadeli faizlerin aşağı gelmesi ve ekonomideki toparlanmanın güç kazanması açısından büyük önem taşıdığını değerlendirmektedir. Enflasyondaki düşüşün hedeflenen patika ile uyumlu şekilde gerçekleşmesi için para politikasındaki temkinli duruşun sürdürülmesi gerekmektedir. Bu çerçevede, parasal sıkılığın düzeyi ana eğilime dair göstergeler dikkate alınarak enflasyondaki düşüşün sürekliliğini sağlayacak şekilde belirlenecektir.
Merkez Bankası fiyat istikrarı ve finansal istikrar amaçları doğrultusunda elindeki bütün araçları kullanmaya devam edecektir.
Açıklanacak her türlü yeni verinin ve haberin Kurul’un geleceğe yönelik politika duruşunu değiştirmesine neden olabileceği önemle vurgulanmalıdır.
POLİTİKA FAİZİ NEDİR?
Para piyasaları diğer piyasalardan farklı değildir. Merkez bankaları açısından da, para piyasalarında ya para miktarını ya da paranın fiyatı olan faiz oranını kontrol etmek mümkündür. Merkez bankaları para arzını değil de, faiz oranını kontrol etmek istediğinde, uygulanan politikaya faiz politikası denir.
Para politikası para arzı, kısa vadeli faiz oranları veya kurlar gibi enflasyon üzerinde belirleyici olan değişkenlerin kontrolüne dayanır. Para politikasına, genellikle, "genişletici" ya da "daraltıcı" para politikası kavramlarıyla atıfta bulunulur. Genişletici para politikası, ekonomideki toplam para arzının artırılması anlamına gelirken, daraltıcı para politikası, genişletici para politikasının tersine, ekonomideki toplam para arzının azaltılması anlamına gelmektedir.
Genişletici para politikası genellikle, ekonomideki durgunluk (resesyon) dönemlerinde ortaya çıkan işsizliği (para arzının artması sonucunda artan para miktarının, "paranın fiyatı" olan faizi düşüreceği varsayımından hareketle) yenmek amacıyla uygulanırken; daraltıcı para politikası, enflasyon oranını (para arzındaki azalışın, paranın fiyatı olan faizleri yükselteceği, yükselen faizinse insanların marjinal tüketim eğilimini azaltıp, marjinal tasarruf eğilimini artıracağı varsayımından hareketle) düşürmek amacıyla uygulanmaktadır. Bu bağlamda bir ülkenin merkez bankasının politika faizini artırması yani paranın fiyatını artırması o ülkenin para biriminin diğer ülke para birimleri karşısında değerinin artması anlamına gelirken; politika faizini düşürmesi yani paranın fiyatını düşürmesi o ülkenin para biriminin diğer ülke para birimleri karşısında değerinin düşmesi anlamına gelir.