Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, TÜSİAD Genel Kurulu'nda konuşma yaptı.
Babacan şunları söyledi:"Her geçiş döneminin sıkıntıları, maliyetleri olur. Ancak nihayetinde Türkiye'yi kuşatan bu bölgenin daha istikrarlı olmasını istiyorsak bu dönüşüme destek vermek zorundayız. Bu ülkelerin pek çoğundan toplumlar açık toplum haline geliyor. Biz bu dönüşümün olacağını bekliyorduk. Bölgedeki birçok lideri önceden uyarıyorduk. Artık bölgede sınırların anlamsızlaşmasını istiyoruz.
Yargı hep tartışılır bir konu. Yargı konusundaki reformların kapısı açılmış oldu. Türkiye gerçek anlamda bir hukuk devleti olmadıkça dünyanın ilk 10 ekonomisinden biri olamayız. Yargı reform konusunda en geride kaldığımız alan oldu.
2008'in sonlarında başlayan kriz dünya ekonomi tarihinde en önemli krizlerden biri olarak yerini alacak büyüklükte. Avrupa ekonomisinin uzun süre düşük büyümeyle devam etmek durumunda kalacağını görüyoruz. Japonya dahi Avrupa'dan hızlı çıkış gösterdi. AB içinde bir ortak politika çerçevesi oluşturulamaması tüketici ve işadamının moralini ciddi şekilde bozmaya devam ediyor. İşsizlik oranları yükseldiği noktadan aşağıya düşmüyor. Almanya haricindeki pek çok ülkede işsizlik yükseliyor. Her akşam haber kanallarını dolaştığınızda Avrupa ülkesinde insanların sokaklara döküldüğünü görüyorsunuz. Bu endişe verici bir tablo. Euro bu yıl 10. yılını kutlaması gereken para birimi. Birbirlerini suçlamalar söz konusu. Bunu bir ulusal egemenlik meselesi yapmamaları gerekiyor. Euro yürürlüğe girdikten sonra sorumsuz politikalara müsamaha edildi. Maastricht kuralını ilk Almanya ve Fransa bozmuştur. Bankalar çok başıboş bırakıldı. İş dünyası yoğun bir şekilde kredi kullanırken, kimse 'dur bakalım, riskler birikiyor' demeye cesaret edemedi. Hızla yaşlanan nüfus söz konusu.
DUADAKİ İKİ CÜMLE TABLOYU ÖZETLİYOR
Cumhurbaşkanımızla yaptığımız İngiltere ziyaretinde bir törende dua okundu. Duayı okuyan kişi dedi ki; Tanrım sen borç içinde yüzenlerin yardımcısı ol. Ekonomimiz açısından zor ama gerekli olan kararları almak konusunda cesaret ver. Bu iki cümle tabloyu özetliyor. Bütün G20 kurallarını bozarak dönem başkanı oldular. Seçim var diye adım atma. Hafta sonu Fransa'nın notu kırıldı. Zamanında korkmadan tedbir almak gerekiyor. İngiltere'de şu anda bir toparlanma var. Bugünkü hükümet gereken ne varsa yaptı. Portekiz'de ciddi bir hareketlenme var. İtalya'da Berlusconi gitti ama risk göstergeleri bir türlü düzelmiyor. Almanya-Fransa biraraya gelerek, biz ikimiz sağlamız görüntüsü oluşturmaya çalışırken, gerçek durum yavaş yavaş ortaya çıkıyor. Şu anda sorun yaşayan beş ülkenin toplam tahvil borcu 2.1 trilyon Euro. Borcun yüzde 23'ü Fransa'ya, ikinci sırada Almanya var. İkisini toplayınca neredeyse yüzde 40. Beş ülkeyle ilgili sorun Fransa ve Almanya bankalarını ciddi etkileyebilir.
BU YIL 2011'DEN DAHA İYİ OLACAK
Türkiye için sıkı maliye politikası son derece önemli oldu. Fiyat istikrarını göreceli olarak sağlamış bir ülke olarak bu sürece girdik. 2008 öncesi bünyemizi ciddi şekilde sağlamlaştırdık. Kamu maliyesi ve bankacılık konusunda Türkiye bünyesini sağlamlaştırmış olarak bu döneme girdi. Gerekeni korkmadan yapabilmek, Türkiye'yi ayrıştıran en önemli konuların başında. 2012'yle ilgili farklı tablolar karşımıza çıkabilir. Bugünkü tablonun sürdürüleceği varsayımıyla yüzde 4 büyüme tahmin ediyoruz. 2012, 2011'den her açıdan daha iyi bir yıl olacak. Yılbaşından bu yana Türkiye'ye net döviz girişi 1.5 milyar dolar."