Eşsiz plajları ve doğal güzellikleriyle Türkiye'nin tatil cennetlerinden olan Çeşme, şimdilerde damla sakızlarıyla gündemde. Dünyada yalnızca Yunanistan'ın Sakız Adası ile Çeşme Yarımadası'nda yetişebildiği bilinen sakız ağaçları için coğrafi işaret alındı. Son 20 yılda yeniden canlandırılmaya çalışılan sakız ağacı üretimi kapsamında, bugüne kadar yaklaşık 40 bin fidan yetiştirildi ve bunların 20 bini toprakla buluşturuldu. Kilogramı 15 bin TL'ye kadar alıcı bulan damla sakızlarının Çeşme'de yetiştirilmesi Yunanlıları bile endişelendirirken, tek sorun ise yeterli arazi bulunamaması. 26 binin üzerinde sakız fidanının dikilecek arazi olmadığı için bekletildiğini söyleyen üretici Hasan Ege Tütüncüoğlu, "Çeşme'de araziler çok pahalı olduğu için tarımsal amaçla kullanımı oldukça zor" dedi.
Sakız ağacı üreticiliğinin günden güne artmakta olduğunu vurgulayan üretici Hasan Ege Tütüncüoğlu (55), "Damla sakızı artık Çeşme'nin coğrafi işaretli bir ürünü. Yaklaşık bir yıldır süren uzun çalışmalar sonucunda alınan coğrafi işaretle birlikte, Çeşme'nin ikinci coğrafi işaretli ürünü oldu. Cumhuriyet döneminde tamamen ortadan kalkan sakız ağaçları, sayıları bine kadar düşmüşken şimdi tekrar canlandı" ifadelerini kullandı.
Dikilen sakız ağaçlarıyla birlikte, önümüzdeki 4-5 yıl içerisinde bir tonun üzerinde Çeşme damla sakızı üretmiş olacaklarını belirten Tütüncüoğlu, "Çeşme, yavaş yavaş ağaç sayısını ve üretim kapasitesini artırarak dünya pazarından pay almaya çalışıyor. Biz ülke olarak yaklaşık 20 tona yakın ithalat yapıyoruz. Dolayısıyla bu ithalatın, en azından kendi ihtiyacımız kadar olan kısmının Çeşme damla sakızıyla karşılanması ekonomimiz açısından çok önemli. Belediye ile yapmış olduğumuz bir protokol kapsamında, şu anda yeşil alanlara sakız ağaçlarını dikiyoruz. Çünkü yer yok. Yer olmayınca, bulduğumuz her yerde dikebilmek için her türlü imkânı araştırıyoruz ve sağlıyoruz. Özellikle rüzgar enerjisi üretilecek alanların altında çok fazla atıl alan var. Bu alanlarda sakız ağacı dikiminin önü açılabilir, geliştirilebilir. Eğer bu sağlanabilirse, burada yılda 50 bin civarında sakız ağacını toprakla buluşturabiliriz. 10 yıl içerisinde de dünya pazarında 500 bin ağacın üzerinde bir üretimle yüzde 50'lik bir paya sahip olabiliriz" dedi.
26 binin üzerinde sakız fidanının dikilecek arazi olmadığı için bekletildiğini söyleyen üretici Hasan Ege Tütüncüoğlu, "Çeşme'de araziler çok pahalı olduğu için tarımsal amaçla kullanımı oldukça zor" dedi. Tütüncüoğlu, yetkililerden Çeşme'deki sakız üreticilerine ağaçlarını dikebilmeleri için yer tahsisi talebinde bulundu.
Sakız ağacını tekrar yeşertmek için 1995 yılında 200 adet çelik diktiklerini ama başarılı olamadıklarını ifade eden üretici İbrahim Topal (66) ise, "Sonrasında biz bu işe meraklı olarak başladık sakızın çelikten yetiştirilmesiyle ilgili, çoğaltılması ile ilgili çalışmaları başlattık. 2 ayda ürettiğimiz ağaçlar, sakız fidanları olma yolunda çok hızlı gelişiyorlar. Onları saksılara aldık. Sonrasında toprağa diktik ve beş yıl gibi kısa bir süre içerisinde ürün verir hale geldik. Sakızın bu şekilde üretimiyle ilgili zaten bu çalışmalar yapılırken, Yunanlılar karşı tarafta bizim yaptığımız çalışmaları çok yakından takip ediyorlardı. 'Türkler sahte sakız üretiyor' diye kendi yerel medyalarında manşet haberler çıkardılar. Sakız ağacı aslında ana karada var olan bir ürün, sonradan adalara gitmiş. Anavatanı burada olan bir ürün, bir şekilde Türkler tarafından da değerlendiriliyor, ekonomiye kazandırılıyor" diye konuştu.
(İHA)
Okuyucu Yorumları 0 yorum