Yılın ilk yarısı tamamlanıp son çeyreğe yaklaşılırken konut sektöründe yeniden yükseliş yönlü bir hareketlilik yaşandı. Özellikle piyasalarda hakim olan faiz indirimi beklentisi, konut sektöründe de bir heyecan yarattı.
Türkiye Gazetesi'nde yer alan habere göre; uzmanlar, faiz oranlarında muhtemel düşüşün hem konut talebini hem de fiyatları direkt etkileyeceğini belirtiyor. Dolayısıyla yılın son aylarında piyasada ciddi bir canlanma yaşanabileceği aktarılıyor. Gayrimenkul sektörü temsilcileri, son çeyrekle beraber yatırımcı ilgisinin daha da artıp özellikle büyükşehirlerde konut fiyatlarının yeniden yukarı yönlü ivme kazanabileceğini tahmin ediyor.
Sektör kaynakları "Yatırımcılar bu dönemi bir fırsat olarak görüyor" derken faizlerde yaşanabilecek her gerilemenin, alım kararlarına da etki edebileceğine işaret ediyor. Öte yandan ekonomistler de benzer görüşe sahip. Uzmanlar, faiz oranlarının konut alımı üzerindeki etkisinin belirleyici olduğunu vurgulayıp "Alım gücünü doğrudan etkileyen bir unsur olan faiz, düştüğü anda piyasada talep artışı kaçınılmaz olur. Bu da fiyatları yukarı taşır" ifadelerini kullanıyor. 2025'i rekor satışla kapatmayı hedefleyen konut sektöründe 2026'ya daha güçlü girileceğine dair beklentiler var.
Faizlerin düşmesiyle beraber konut alım talebinin artması bekleniyor. Dolayısıyla bu sürecin piyasadaki mevcut konut stoku açısından da yeni bir fırsat oluşturabileceği düşünülüyor. İstanbul'da yapılan araştırmalar, kent genelinde 400 ile 700 bin arasında boş konut bulunduğunu gösteriyor. Söz konusu yapıların büyük bir kısmı yatırım amacıyla alınıp çeşitli nedenlerle kullanılmayan konutlardan meydana geliyor. Sektör uzmanları, talepte yaşanacak canlanmanın bu stokları da hareketlendirebileceğini aktarıyor. Konut fiyatlarının yukarı yönlü baskılandığı bu dönemde, boş yapıların kiralama ya da satış yoluyla piyasaya kazandırılmasının hem ekonomik hem de sosyal fayda sağlayabileceği belirtiliyor. Bu sayede arz talep dengesine katkı sağlanırken atıl duran konutların ekonomiye kazandırılabileceği aktarılıyor.
Konut sektörü bakımından yılın son çeyreğin, yalnızca satış rakamlarıyla değil, aynı zamanda yeni yıl projeksiyonlarına dair de kritik bir dönemi ifade ettiği kaydediliyor. İnşaat firmalarının, söz konusu dönemi stok eritmek vee 2026'ya dair planlarını netleştirmek için bir fırsat olarak gördüğü ifade ediliyor. Yeni projeler, kredi imkânları ve yatırımcı ilgisi gibi maddeler, son çeyrekte atılacak adımlarla belli olacak. Sektör temsilcilerine göre, 2026'ya güçlü ve istikrarlı bir geçiş yapabilmek için bu dönemde oluşacak performansın, belirleyici bir rolü olacak. Bu nedenle yılın son çeyreği, yalnızca mevcut konutların el değiştirdiği değil, aynı zamanda gelecek yılın stratejisinin belirlendiği bir eşik olarak görülüyor.
Yatırım fonları ve kısa vadeli mevduatlara uygulanan stopaj oranının yüzde 17,5'e çıkarılmasının, finansal tercihlerde de dengeleri değiştirmeye başladığı kaydediliyor. Bu adımı sektör temsilcileri "faizden uzaklaştırma politikası" olarak nitelendiriyor. Söz konusu düzenlemeyle beraber, mevduatın cazibesinin azalmasıyla birlikte yatırımcıların alternatif kazanç arayışına yöneldiği ve gayrimenkulun de bu noktada güvenli liman olma özelliği ile tekrar ön plana çıktığı belirtiliyor. Sektör temsilcileri "Bankalar kredi verme konusunda yarışa girebilir. Faiz oranları düştükçe, hem ilk defa ev alacaklar hem de yatırım yapmak isteyenler piyasaya girecektir" ifadelerini kullanıyor. Yeni kredi kampanyalarının da yılın kalan aylarında piyasaya olumlu yansıyacağını aktarılıyor. Öte yandan faiz baskısının azalmasının da tüketici güvenini artırıp sektöre moral sağlayabileceği vurgulanıyor.
Okuyucu Yorumları 0 yorum