Konut satışlarında temmuzda 142 bin 858 ile yılın en yüksek aylık rakamı görülürken tüm zamanların en yüksek ikinci temmuz ayı verisine ulaşılmıştı. Konut piyasasındaki hareketlilik vatandaşın merak ettiği konular arasında yer alırken özellikle altın, mevduat faizleri ve faizlerde beklenen olası düşüşler yine konut yatırımı hedefleyenlerin gündeminde bulunuyor. Uzman isimden kritik uyarılar geldi.
Ekol TV'de konuşan yatırım ve tasarruf uzmanı Mert Başaran, konut satışlarında yükselen grafikle alakalı yaptığı değerlendirmede "Beklenen bir şeydi. Zaten hep söylüyorduk. Çünkü fiyatlar çok pahalı olmakla beraber çok fazla bankada faizde parası olan para insanların parası büyüdü. Daha önce KKM ile de paralar büyüdü, kur korumayla büyüdü. Bunun üzerine faizle büyüdü. Bir de bunun üzerine tabii farkında olmadan insanlar çok dikkat etmediği bir konu daha var; altın da çok arttı, ons bazında neredeyse son 2 yılda yüzde 100 yaptı. Bu insanlar şunu düşünüyorlar; altında böyle bir fırsat yakalamışım, bu kadar iyi kar etmişim ya da bankadaki param bu kadar artmış, ne yapayım? Ev fiyatları da görece olarak aşırı artmadığı için altın kadar veyahut da faiz kadar artmadığı için bu fırsatı değerlendireyim diye konuta yönelenler oluyor. Faizler düşme beklentisi bu da etkiliyor insanları. Faiz düşünce geç olur, yetişemeyiz, kaçırırız diyorlar. Dolayısıyla da önden daima piyasalar her şeyi önden fiyatlar, önden fiyatlayarak almaya çalışanlar oluyor. Bu da hareketi getiriyor. Sonuçta konut arzı da çok limitli. Maalesef o da bir gerçek. Çok fazla genç nüfusumuz var. İhtiyacımız çok. Evlenmeler, boşanmalar vesaireden dolayı. Dolayısıyla maalesef böyle fiyatlar artıyor. Bunu çok istemesek de hem fiyatlar artıyor hem de talep artıyor" ifadelerini kullandı.
Mevduat ile ilgili durumu değerlendiren Başaran "Herkes değil hala mevduatta kalan tabii bir sürü insan var ama bazıları şunu düşünüyor; bu faizler düşmeye başladı, ben iyice düşmesini beklersem konut fiyatları çok artar, geç kalırım diye önden fiyatlayıp gidip alanlar oluyor. Onlardan daha hepsi çıkmadı. Yani o kadar büyük bir para var ki bu faizde ve altında aynı şekilde bu para çıktığı anda tabii çok ciddi fiyatları etkiler. O yüzden faizlerin çok düştüğünde ciddi bir hareket daha da olabilir. Daha o olmadan... Şöyle söylüyorum ben yıllardan beri; dünyada faizler bu kadar yüksekken konut fiyatları çökmeyen bir ülke yok. Bizde konut fiyatları bu kadar yüksek faize rağmen çökmüyor, hala artıyorsa Allah korusun faizler çok düşerse o zaman ne olur diye düşünmek lazım. Demek ki bizim acilen arzı arttırmamız lazım. Arz sorunumuz var. Yani özellikle 5 - 6 milyon, 10 milyon arasında hatta işte 2-3 milyon arasında hiç doğru dürüst yeni ev bulunamıyor çoğu yerde. İstanbul için söylüyorum ben. Anadolu'da da işte 2-3 milyona bulunamıyor. Bir de deprem korkusu var tabii. İnsanlar yeni evlere yönelmek istiyorlar. Yeni evlerin de arzı çok sınırlı. Tüm bunlardan dolayı ciddi bir talep hala var gözüküyor" şeklinde konuştu.
Devamında Başaran şu ifadeleri kullandı:
"Bütün tarihte bütün yatırım araçları bakın borsa için de geçerli, bütün yatırım araçlarının en hassas olduğu konu faizdir. Faiz düştüğü anda borsayı, konutu ve arsayı hatta aracı bile, arabaları bile etkiler. Dolayısıyla faizlerin düşeceğini öngörenler varsa ki öyle gözüküyor, Devletimiz düşüreceğiz diyor, önden bu hareketi yapması mantıklı oluyor. Burada en yanlış hareket şu; konuta ihtiyacım var ama şu an faiz yüksek, ben faiz düşmesini bekliyorum, biraz daha faizin kaymağını alayım, biraz daha faiz yiyeyim, biraz daha bekleyeyim diyenlerin şöyle bir risk oluşuyor; faizler yüzde 25 - yüzde 30'a düştüğü gün geldiğinde aynı evi aynı fiyata bulamıyor. Dolayısıyla burada şey diyenler var tabii; hani konut fiyatlarını arttırıyor işte faiz düşünce insanlar ama bu nedeni talepten kaynaklanıyor. Faiz düşünce de çok fazla insan talep ediyor. En güzel mal alma dönemi faizlerin yüksek olduğu dönemdir. Çünkü faiz yüksekken alıcı azdır. Siz daha iyi pazarlık alıp mal alabilirsiniz.
Tabii burada şey önemli. Faizin ne kadar düşeceği ve ne kadar zamana düşeceği. O çok önemli tabii ki. Eylül gibi belki bir 200 baz puan daha olabilir. Yani sonuç itibarıyla bu yılı eğer yüzde 35 civarında falan kaparsak, bu tabii konuta bir yükseliş anlamında bir etki yapar. Bir dahaki sene özellikle 2026-2027'ye doğru daha da düşmesi bekleniyor. O zaman tabii iyice fiyatlarda bir artış olabilir. Tabii burada çok dikkat etmek lazım. Çok hızlı faiz düşerse de bu sefer daha önce olduğu gibi balonlar oluşabilir. Konut bir anda patlıyor, araç bir anda patlıyor, borsa bir anda patlıyor. Ama bu risk var maalesef Türkiye'de her zaman. Çünkü faizde ciddi bir para birikti"
Okuyucu Yorumları 0 yorum