FİNANS

ANALİZ - Trump'ın Suudi Arabistan ve OPEC petrolü üzerindeki baskısı artıyor

İran'ın petrol ihracatını bitirmeyi amaçlayan yaptırımları 5 Kasım'dan itibaren uygulamaya başlayan Trump yönetimi, oluşacak arz boşluğundan kaynaklanacak fiyat artışını da engellemeye çalışıyor - Beyaz Saray'ın İran'dan petrol alan 8 ülkeye 180 gün ithalat muafiyeti tanıdığını duyurmasıyla, petrol fiyatları geçen aydan bu yana yüzde 20'nin üzerinde düşüş gösterdi - Trump, pompa fiyatlarını indirerek Amerikan halkının benzin maliyetini 6 Kasım'daki ara seçimler öncesi düşürmeyi amaçlıyordu ve bunu kısmen başarmış oldu

ÖVÜNÇ KUTLU - ABD Başkanı Donald Trump'ın Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütüne (OPEC) ve kartelin en büyük üreticisi Suudi Arabistan'a ham petrol üretimini azaltmamaları yönündeki baskısı artıyor.

İran'ın petrol ihracatını bitirmeyi amaçlayan yaptırımları 5 Kasım'dan itibaren uygulamaya başlayan Trump yönetimi, yaptırımlar sonrası oluşacak arz boşluğunun küresel piyasada neden olacağı arz kaynaklı fiyat artışını da engellemeye çalışıyor.

Fiyat artışının önüne geçebilmek için İran'dan petrol alan 8 ülkeye 180 gün ithalat muafiyeti tanıyan Washington yönetimi, oluşabilecek arz eksikliğinin Suudi Arabistan ve OPEC üretimiyle giderilmesini amaçlıyor.

Trump, küresel çapta artan petrol arzının ham petrol fiyatlarının düşmesine yardımcı olarak ABD'deki benzin fiyatlarını aşağı çekebilmeyi ve Amerikan halkına ekonomik açıdan destek olabilmeyi hedefliyor.

Küresel arzdaki artışı, yaptığı baskıyla OPEC ve Suudi Arabistan'ın üretimini artırmasını sağlayarak başarmaya çalışan Trump, ABD'li ankonvansiyonel petrol üreticilerinin yatırımlarının da oluşacak fiyat düşüklüğünden etkilenmemesini piyasada oluşacak optimum bir fiyatla garantiye almak zorunda.

- İran yaptırımları

Washington yönetiminin İran'ın enerji, finans ve deniz taşımacılığı sektörlerine etkileyecek yaptırımların ikinci bölümü 5 Kasım'da uygulanmaya başlandı.

İran Ulusal Petrol Şirketi ve iştiraklerinin uluslararası faaliyetlerini kısıtlayan yaptırımlar, büyük ölçüde petrol ihracatına dayanan İran ekonomisini hedef alırken, Tahran yönetimini 2015'teki nükleer anlaşma için yeniden müzakere masasına oturtmayı amaçlıyor.

Trump, İran yaptırımları nedeniyle küresel piyasada petrol arzının azalması dolayısıyla fiyatların yükselmesini engellemek için Çin, Hindistan ve Türkiye'nin dahil olduğu 8 ülkeye ithalat muafiyeti tanıdı.

ABD'nin İran üzerindeki yaptırımları öncesinde, geçen ay, dünya genelinde en yaygın olarak kullanılan Brent türü ham petrolün varil fiyatı 86,74 dolara, ABD'nin Batı Teksas (WTI) türü ham petrolünün varil fiyatı da 76,90 dolara kadar çıkarak 2014'ten bu yana en yüksek seviyelerini görmüştü.

Bunun ardından, Beyaz Saray'ın İran'dan petrol alan bazı ülkelere muafiyeti tanıdığını duyurmasıyla, petrol fiyatları geçen aydan bu yana yüzde 20'nin üzerinde düşüş gösterdi.

Piyasaların en son açık olduğu cuma günü itibariyle, söz konusu dönemden bu yana Brent petrol yüzde 23,2 düşüşle 66,63 dolara, WTI türü petrol de yüzde 26,6 azalarak 56,41 dolara kadar geriledi.

- Trump'ın siyasi manevrası

Bazı ülkelere muafiyet tanınması, petrol fiyatlarındaki yükselişte Trump'a yönelebilecek tepkilerin bertaraf edilmesi için siyasi bir manevra olarak yorumlandı.

Washington'ın Tahran üzerindeki yaptırımları yeniden uygulamaya başlayacağı beklentisiyle ekim ayında ham petrol fiyatları hızla artışa geçerken, ekonomileri yüksek oranda petrol ithalatına bağlı ülkelerden de Trump'a tepki gelme riski artmıştı.

Bu nedenle, Beyaz Saray'ın İran'dan petrol ithal eden 8 ülkeye tanıdığı muafiyeti 180 günlük süresinin ardından, fiyatlarda yükseliş olabileceği endişesiyle uzatma ihtimali olduğu belirtiliyor.

- Trump hedefine şimdilik ulaştı

Ekim ayında küresel piyasada ham petrol fiyatları son 4 yılın en yüksek seviyesine çıkarken, ABD'de pompa benzin fiyatları da artış göstermişti.

ABD Enerji Enformasyon İdaresi (EIA) verilerine göre, 8 Ekim haftası ülkede ortalama benzinin 1 galonluk (3,78 litre) fiyatı 2,9 dolara kadar tırmanmıştı.

Küresel piyasada ham petrol fiyatlarının ekim sonunda düşüşe geçmesiyle, ABD'de benzinin ortalama pompa fiyatı 5 Kasım haftası itibariyle yüzde 5,2 düşüş göstererek 2,75 dolara geriledi ve daha sonra pazartesi itibariyle de yüzde 2,2 daha düşerek 2,69 dolara düştü.

Trump, pompa fiyatlarını indirerek Amerikan halkının benzin maliyetini 6 Kasım'daki ara seçimler öncesi düşürmeyi amaçlıyordu ve bunu kısmen başarmış oldu.

Ancak yine de Trump'ın Cumhuriyetçi Partisi 6 Kasım'da yapılan seçimlerde Temsilciler Meclisindeki üstünlüğünü kaybetti.

Bir gün sonra Trump, yaptığı konuşmada yine OPEC'i hedef alarak, "Petrol fiyatlarına bakarsanız son 2 ayda önemli derecede aşağı indi. Bu benim sayemde oldu. Çünkü OPEC adlı bir tekel var ve ben bu tekeli sevmiyorum." açıklamasını yaptı.

- Twitter diplomasisi

Daha önce birçok önemli açıklamayı Twitter'dan yapan Trump, petrol fiyatları konusunda da Suudi Arabistan ve OPEC'i hedef alan açıklamalarda bulunmuştu.

Nisan ayında "Görünüşe bakılırsa OPEC, yine iş başında. Denizlerdeki tam dolu gemiler dahil, her yerde rekor seviyede petrol var. Petrol fiyatları yapay olarak çok yüksek! Bu iyi değil ve kabul edilemez!" ifadelerini kullanan Trump, haziranda da "Petrol fiyatları çok yüksek, arkasında yine OPEC var, bu iyi değil." değerlendirmesinde bulunmuştu.

Twitter üzerinden pazartesi günü yaptığı "Umarım Suudi Arabistan ve OPEC üretimlerinde kesintiye gitmez. Arza dayalı olarak petrol fiyatlarının daha düşük olması gerekiyor." açıklamasını yapan Trump, küresel ham petrol piyasasında fiyatların daha da gerilemesini istiyor.

Trump'ın açıklamasının, Suudi Arabistan Petrol Bakanı Halid el-Falih'in aralıkta Suudi Arabistan'ın petrol ihracatını 500 bin varil azaltacağını belirtmesi ve OPEC'in ham petrol üretimini günlük ortalama 1 milyon varil indirebileceği sinyalini vermesinin ardından gelmesi dikkati çekiyor.

Trump, ABD Başkanı olmadan önce iş hayatı döneminde de OPEC'i hedef alan eleştirilerde bulunmuştu.

1987'de yazdığı "Trump: Anlaşmanın Sanatı" adlı kitabında, OPEC yüzünden petrol fiyatlarının yükseldiğini ve ABD'li hava yolu şirketlerinin harap olduğunu öne süren Trump, 2011'de kaleme aldığı "Sert Davranma Zamanı: Amerika'yı Yeniden 1 Numara Yapmak" adlı kitabında da anti-tröst yasalarını ihlal ettiği ve petrol fiyatlarıyla oynadığı için OPEC'e dava açılması gerektiğini savunmuştu.

ABD'de finansal krizin devam ettiği 2009'da CNN'in ünlü yorumcusu Larry King ile söyleşi yapan Trump, "Ekonomi iyiye gitmeye başlasın, OPEC sorunumuz olacak. Yeniden petrol fiyatlarını yükseltip ekonomiyi mahvedecekler. Dünya ayağa kalkar kalkmaz, OPEC çirkin başını kaldırıp yeniden dünyayı yok edecek." yorumunu yapmıştı.

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ise çarşamba günü yaptığı açıklamada, Trump ile geçen cumartesi Paris'te konuştuğunu belirtmiş ve "Birlikte, Suudi Arabistan ve diğer üreticilere fiyatları sınırlamaları konusunda baskı kurma kararı aldık. Son günlerde fiyatlara bakarsanız düşmeye başladı ve umarım bu düşüş devam eder." yorumunda bulunmuştu.

- Trump'ın çelişkisi

Öte yandan, yüksek petrol fiyatları Amerikalı petrol şirketlerinin ekonomi ve üretimlerine katkı sağlarken, ABD'nin ham petrol üretiminin rekor seviyeye ulaşarak küresel pazardaki payını artırıyor. Bu durum Trump için önemli bir ikilem yaratıyor.

Yüksek petrol fiyatları, Trump tarafından eleştirilse de, ABD'deki ham petrol üreticilerine ekonomik olarak destek sağlıyor, gelirlerini artırıyor ve Amerikan federal hükümetinin petrol şirketlerinden aldığı vergilere katkıda bulunuyor. Ayrıca, çok teknik süreçler içeren petrol arama ve çıkarma işlemleri binlerce Amerikalıya iş imkanı sunuyor.

Ekim sonunda petrol fiyatlarının artmaya başlamasıyla, ABD'nin ham petrol üretimi kasım başında 11,6 milyon varile ulaşarak rekor kırdı. Bu sonuçla ABD dünyanın en büyük ham petrol üreticisi konumuna yükseldi.

Günlük ortalama ham petrol üretimi 11,36 milyon varilde bulunan Rusya ikinci sırada gelirken, Suudi Arabistan ise günlük ortalama 10,63 milyon varil üretim seviyesiyle üçüncü sırada yer alıyor.

Mynet’te En Çok Takip Edilen Hisseler
Hisse

En Çok Aranan Haberler