Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için Çerez Politikasındaki amaçlarla sınırlı olmak üzere çerez kullanmaktayız.
Sanayi ve Ticaret Bakanı Zafer Çağlayan, yeni hazırlanan vergi paketinin ölçek büyümesi ve şirketlerin birleşmelerine yönelik avantajlar sağlayacağını ifade ederek, otomotiv sektörüne yönelik teşviklerin devam edeceğini belirtti.
Çağlayan, IMF ile yapılacak kredi anlaşmasının bütçe açıklarını kapatmada önemli olacağını söyleyerek, kredi garanti fonu çalışmalarında sona gelindiğini ifade etti.
Sanayi ve Ticaret Bakanı Zafer Çağlayan, TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ ile birlikte Bursa'da katıldığı 'Türk sanayisine sektörel bakış ve otomotiv sanayii' konulu seminere katıldı. Uludağ İhracatçı Birlikleri'nde (UİB) yapılan toplantıda açıklamalarda bulunan Çağlayan, "Yaşanan ekonomik kriz tüm dünyayı hazırlıksız yakaladı. Türkiye geçmişte yaşadığı krizlerden önemli dersler aldı. Türk özel sektörü tam kabuk değiştirip dönüşüm ve gelişim içerisindeyken bu krize yakalandı. Türk özel sektörü artık akılcı ve ileriye dönük işler yapmalı. Şirketler birleşerek daha güçlü ortaklıklar kurulmalı, inovasyon ve mesleki eğitime önem verilmeli. Biz geliştirdiğimiz gelişim bilgi sistemi ile sektörlerin nelere ihtiyaç duyduğunu ve performanslarını takip edebiliyoruz. Bu sistem bize Türkiye'nin sanayi, hizmet ve ticaret envanterini ortaya koydu. Türkiye'de ölçek küçüldükçe kayıt dışılık artıyor. Ölçek çok önemli. Maliye Bakanlığı'nın hazırladığı TBMM'ye sunulacak vergi paketi bir taraftan önemli manada yenilikler getirirken, bir yandan da ölçek büyümesi noktasında şirket birleşmelerine yönelik vergi avantajı sağlayacak. Bunu müjde olarak verebilirim. Birçok alanda da vergisel desteklerle sektörlerin üretimlerinin desteklenmesi ve ölçek büyütülmesi anlamında önemli adımlar atılacak. Tüm sektörleri inceliyoruz. Sektörel izleme değerlendirme merkezi (SİDEM) ile beraber sektörlerimizi meselelerini analiz ediyoruz. Türkiye kriz yaşıyor ama elinde radarı ve pusulası bulunan bir fırtınalı denizde ilerliyor. Otomotiv sektörü bizim için çok önemli" diye konuştu.
Küresel krizden en fazla otomotiv sektörünün etkilendiğini ancak gelecek için büyük umutlar verdiğini hatırlatan Çağlayan, "Türkiye, otomotiv sektöründe önümüzdeki dönem geleceği en fazla parlak olan ülkelerin başında geliyor. Gümrük Birliği anlaşması yapılırken bunun bizi olumsuz etkileyeceği söylendi. Ama otomotiv sektörü bu önyargıya rağmen tarih yazdı. Bu sektör başımızın tacıdır. Biz otomotiv sektörü için stratejik eylem ve yol haritasını ortaya koymalıyız. Türkiye çok önemli bir noktada. Sektörel teşviklerden en fazla otomotiv sektörü yararlanacak. Gelişmiş ülkelerde iki kişiye bir otomobil düşüyor fakat bizde 11-12 kişiye bir otomobil düşüyor. Yani Türkiye sadece ihracat açısından değil, otomotiv sektörünün ticareti açısından da önemli bir merkez. Türkiye otomotiv sektöründe doymamış, aç ve dinamik bir pazar. Bunu karşılayacak ve iyi pazarlayacak strateji gerekiyor. Hükümet olarak işsizlik ve sektörel bazda önemli adımlar attık" diye kaydetti.
Özel sektörün hükümetin attığı ekonomik adımlardan bazılarını gözden kaçırdığını belirten Çağlayan, "Bazı özel sektör temsilcileri ve ilgililerin görmezden geldiği konular beni çileden çıkartıyor. Biz 2 yıl boyunca 18-29 yaş arası istihdam paketi açtık. SSK payının bir bölümünü biz devlet olarak ödeyelim dedik. Kısa çalışma ödeneği çıkardık. ÖTV'de yapılan indirim olumlu sonuçlar doğurdu. Otomotiv sektöründeki devler kısa çalışma ödeneği başvurularının bir bölümünü geri çekti. Kısa çalışma ödeneğinden yararlanmak için 2008- 2009 Nisan ayı arasında 3 bin 299 firma, 216 bin 953 kişi için başvurmuş. Yapılan müracaatların bin 24 adedi kabul edilmiş ve şu an 103 bin 234 kişi bu ödenekten faydalanıyor. Yapılan başvurularda 44 bin 831 kişi ile Bursa ilk sırada, İstanbul 34 bin 164 kişiyle ikinci, Kocaeli ise 22 bin 87 kişiyle 3. sırada yer alıyor. Bu da ateşin nereye düştüğünü gösteriyor. Bursa'da yapılan başvuru sayısı Türkiye'nin yüzde 13'üne denk geliyor. Bursa Türk sanayisi açısından önemli. Otomotiv sektörü Bursa'da, genel ekonomi içinde etkilenme oranı yüzde 13 oranında etkileşim gösteriyor. ÖTV indirimi başta olmak üzere, kredi garanti fonu gibi çalışmayı da teşviklerin üzerine koyarak yapmaya çalışıyoruz. KDV ve ÖTV indirimleri olumlu oldu. Herkes kriz ortamında kendi gardını aldı" şeklinde konuştu.
IMF ile yapılacak kredi anlaşmaları görüşmelerinin sürdüğünü ifade eden Çağlayan, "IMF ile yapılacak anlaşma Türkiye açısından bütçe açıklarının önlenmesi için önemli. Bankacılık sektörünün dik durması kriz karşısında önemli. Bu duruş 2001 krizinden ders alınmış olmasını ve yapısal reformların etkin şekilde yapılmasını gösteriyor. Dünyada bazı bankalar batarken bizde bankacılık sektörünün burnu bile kanamadı. Kredi Garanti Fonu çalışmaları devam ediyor. Kaldıraç etkisi olacak bir sistem düşünülüyor. Kredi garanti fonunun kısa süre içerisinde nasıl devreye gireceği netleşecek. Bu fon ciddi bir açığı kapatacak" dedi.
Krizin sona ereceğini ve ileriye dönük planlamalar yapılması gerektiğini kaydeden Çağlayan, "Bu kriz de bitecek. Umuyorum ki rakamlar daha kötüye gitmeyecek. Dip yaptığını düşünüyoruz. Otomotiv, beyaz eşya sektörlerinde kıpırdanma olacak. Elimizdeki bilgiler bundan daha kötüye gitmeyeceğini gösteriyor. İşsizlik ocak rakamları gibi şubat ayında da farklı olmayacak. İşsizlik meselesi yapısal mesele. Mesleki eğitim çok önemli. İlk defa işsizlik sigorta fonunda çıkan pakete göre 300 milyon TL'lik kaynağı mesleki eğitim için ayırdık. Mesleki eğitime çok önem veriyoruz. Her sektör bunu değerlendirmeli. Kriz sektörünü planlamalıyız. 2009 sonuna kadar bu krizin biteceğini ve 2010'da büyüme olacağını umuyoruz. Geleceğimizi iyi dizayn etmeliyiz. Türkiye'nin potansiyelini iyi değerlendirmeliyiz. Bizim de hükümet olarak desteklerimiz devam edecek. Hep birlikte el ele vererek bu sıkıntıları aşmalıyız. Hükümet olarak AB'ye üyelik için son derece kararlıyız" açıklamasını yaptı.