Ekonomiden sorumlu Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, enflasyona ilişkin, "İnanıyorum ki belirsizliklerin azaldığı, reformların ana gündem maddesi olduğu, seçimlerin aradan çıktığı, maliye politikasının destekleyici olduğu bir ortamda enflasyon eninde sonunda tekrar aşağı yönlü trende girer." dedi.
Şimşek, NTV'de katıldığı programda gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
Kurdaki gelişmeleri değerlendiren Şimşek, normal şartlar altında kendi benzerlerine göre daha hızlı büyüyen ülkelerin para birimlerinin reel olarak değerlenmesi gerektiğini söyledi.
Şimşek, Orta ve Doğu Avrupa ülkelerinin AB'ye giriş sürecinde çok hızlı büyüdüğüne ve o ülkelerin para birimlerinin reel olarak değerlendiğine işaret ederek, "Türkiye'de de 2002-2008 döneminde aşağı yukarı böyleydi. Fon akışı güçlüydü. Türkiye'de sorun Ortadoğu'daki kaosla başladı. İkinci olarak FETÖ ile mücadele takdir edilmesi gerekirken, dışarıdan Türkiye aleyhine çok güçlü bir kampanyaya dönüştü. Bu, ilişkileri olumsuz etkiledi. Mesela Suriye'de ABD ile bizim menfaatlerimiz çatışıyor. Çünkü ABD'nin bir terör örgütüyle iş birliğine girmesi bizim için bir yaşamsal tehdittir. Biz buna karşı tepki koyarken piyasalar 'Kaynak akışı olumsuz etkilenir mi?' diyor. Onun için lira değer kaybediyor ama Türkiye bu haklı mücadelesinde tabii ki gerekli tavrı koyacak." diye konuştu.
Şimşek, jeopolitik gerginliklerin ve para politikasına ilişkin belirsizliklerin azaldığı, seçimlerin aradan çıktığı ve reformların yeniden ana gündem maddesi olduğu Türkiye'de liranın değer kaybı için bir sebep olmayacağını bildirdi.
Yılın ilk çeyreğine ilişkin rakamlara bakıldığında güçlü bir büyüme ivmesi görüldüğüne dikkati çeken Şimşek, "Seçimler büyümeyi genelde çok olumsuz etkilemiyor. Sebep de yok aslında. Yatırımlarda geçen sene başlayan güçlü ivme devam ediyor. Türkiye yılın ilk çeyreğinde güçlü bir büyüme seyri içindeydi. Bunun devam etmemesi için bu aşamada bir neden yok. Çünkü belirsizlik azalıyor." ifadesini kullandı.
- "Enflasyonla mücadelemiz devam edecek"
Şimşek, yıl sonuna oranla enflasyonda 1,7 puanlık düşüş olduğunu anımsatarak, piyasalardaki en büyük belirsizliğin para politikasına ilişkin olduğunu dile getirdi.
Enflasyonla mücadelenin önemine işaret eden Şimşek, "Biz hep hükümet olarak, gerek Gıda Komitesi üzerinden gerek maliye politikası üzerinden gereken desteği veriyoruz. 'Merkez Bankası da gerekeni, gerektiği noktada yapar.' dedik. Bu noktadaki tedirginlik, belirsizlik bir şekilde azalmış durumda. Nitekim piyasalarda yansıma bu çerçevede." değerlendirmesinde bulundu.
Liradaki değer kaybının enflasyonun tek haneye inmesini geciktirdiğini anlatan Şimşek, şöyle devam etti:
"Biz lirada bu kadar hızlı değer kaybı öngörmüyorduk. Burada temel sorun lira. Liradaki hızlı değer kaybı enflasyonun tek haneye inmesini en azından geciktirdi, öteledi. Para politikasının etkisi biraz gecikmeli çalışır. Faizi veya diğer tedbirleri bugün devreye soksanız onun etkisi zaman alıyor. İnanıyorum ki belirsizliklerin azaldığı, reformların ana gündem maddesi olduğu, seçimlerin aradan çıktığı, maliye politikasının destekleyici olduğu bir ortamda enflasyon eninde sonunda tekrar aşağı yönlü trende girer ama tek hane, kur nedeniyle şu anda ilk çeyrek için mümkün olmadı. Lirada çok ciddi değer kazanma söz konusu olmazsa kısa vadede zor görünüyor. Yine de Merkez Bankamızın bu noktadaki mücadelesi, hükümetimizin Gıda Komitesi, maliye politikasının destekleyici unsurları üzerinden mücadelesi devam edecek. Enflasyon, geçici kur şokları nedeniyle yüzde 10'un üzerinde, bir süre burada kalabilir. Eninde sonunda güçlü bir mücadeleyle tek haneye düşürülebileceğine inanıyorum."
- "Türkiye bu sorunu kalıcı olarak çözebilir"
Türkiye'de yatırım iştahının yüksek olduğunu ancak tasarrufların bu kadar yüksek olmadığını belirten Şimşek, tasarruf oranının 12 aylık geriye doğru yüzde 24-25'ler seviyesinde bulunduğunu aktardı.
Şimşek, gelecek dönemde bu konuya çalışacaklarını vurgulayarak, "En önemli gündem maddemiz, var olan tasarrufları üretken alanlara kanalize etmek. Oturup ciddi şekilde tasarrufların doğru alanlara kanalize olması için vergi, teşvik ve kredi politikasını devreye sokacağız. Özetle tasarrufları orta-yüksek, yüksek teknoloji alanlarına yatırım olarak kanalize edebilirsek aslında Türkiye kalıcı şekilde bu sorunu çözebilir. Tasarrufları daha da artırmak bir eksendir." dedi.
Bireysel emeklilikte 11 milyon katılımcıya ulaşıldığını ve yönetilen para miktarının 80 milyar liranın üzerine çıktığını belirten Şimşek, "Bu, uzun vadeli kaynaktır ve yatırımlara gidiyor. Tasarruflar artıyor, artacak. Cari açığın artmasının en önemli sebebi altın ama aslında altın da bir tasarruf." diye konuştu.
Şimşek, dövizle borçlanmaya getirilecek kısıtlamaya ilişkin de şunları kaydetti:
"Döviz geliriniz yoksa ve dövizle borçlanırsanız, kurdaki iniş çıkışlar sizi ciddi şekilde etkiliyor. Bu da paniğe sevk edip reel ekonomiyi, enflasyonu vurabiliyor. Hiç döviz geliri olmayanlar dövizle borçlanıp içeriye yatırım yaptıklarında, dış dünyayla en ufak bir tartışmada, ne kadar haklı olursak olalım, firmalar döviz pozisyon açığı olduğu için hemen açık kapatmak amacıyla döviz piyasasında dolar almaya çalışıyor. Bu ne yapıyor, lira değer kaybediyor, enflasyon ve faiz artıyor. Döviz geliri olanlar dövizle borçlansın. Devletin döviz açığı yok, bilançosu sağlam. Devletle iş yapıyorsanız, özelleştirme, yenilenebilir enerji, yap-işlet-devret gibi devlet dövizle işleme izin veriyorsa, onu da kabul edeceğiz. Özetle, önümüzdeki yıllarda kur riskini yönetenler, yönetebilecekler, dövizle borcu ödeyebilecek kapasitesi olanlar borçlanacak, olmayanlar dövizle borçlanamayacak. Bu, Türkiye ekonomisinin geleceği ve piyasalardaki istikrar açısından son derece kritiktir. Almamız gereken bir tedbirdi aldık, herkes için iyi olacak."
(Bitti)