**Dünya Bankası, Türkiye'nin 2010'da yüzde 6,3, 2011'de yüzde 4,2, 2012'de de yüzde 4,7 düzeyinde büyümesinin beklendiğini belirtti.
**
Dünya Bankası'nın Küresel Ekonomik Beklentiler 2010 raporunda, küresel gayri safi milli hasılanın, geçen yılki yüzde 2,1'lik düşüşü tersine çevirerek, 2010 ve 2011 yıllarında yüzde 2,9 ila 3,3, 2012 yılında ise yüzde 3,2 ila 3,5 arasında artacağının tahmin edildiği bildirildi.
Gelişmekte olan ülkelerin ekonomilerinin de 2010 ile 2012 arasındaki her yıl yüzde 5,7 ila 6,2 büyüyeceği beklentisine yer verilen raporda, yüksek gelirli ülkelerdeki artışın ise geçen yılki yüzde 3,3'lük daralmayı telafi edemeyecek biçimde 2010 yılında yüzde 2,1 ila 2,3, 2011'de de yüzde 1,9 ila 2,4 olmasının öngörüldüğü belirtildi.
Küresel ekonomik iyileşmenin ilerlemeye devam ettiği, ancak Avrupa'daki borç krizinin sürdürülebilir orta vadeli büyüme yolunda yeni engeller yarattığı ifade edilen raporda, Avrupa'daki borç krizinin etkileri kontrol altına alınırken, sürekli artan devlet borçlarının, gelişmekte olan ülkelerdeki kredileri daha pahalı hale getirebileceği, yatırımlar ile büyümeyi azaltabileceği bildirildi.
Raporda, birçok gelişmekte olan ülkenin ciddi finansal açıklarla karşı karşıya kalmaya devam edeceği, bunun 2010'da 210 milyar dolar, 2011'de 180 milyar dolar olmasının beklendiği kaydedildi.
Gelişmekte olan ülkelere özel sermaye akışlarının 2012'de, 2009 yılındaki 454 milyar dolarlık rakamdan 771 milyar dolara çıkmasının öngörüldüğü ifade edilen raporda, yine de bunun 2007'deki 1,2 trilyon doların çok altında kalacağına dikkat çekildi.
Raporun Orta Asya ve Avrupa bölümünde, bölgede gayri safi milli hasıladaki büyümenin, 2010 yılında yüzde 4,1, 2011'de yüzde 4,2, 2012'de de yüzde 4,5 oranında olmasının beklendiği bildirildi. İyileşmenin, büyük oranda, bölgesel gayri safi milli hasılanın yüzde 62'sine tekabül eden bölgenin en büyük iki ekonomisi Türkiye ve Rusya'nın güçlü büyümesinin canlanmasının yansıması olduğu ifade edildi.
Bunun yanında, bölgenin en büyük üç ekonomisi olan Rusya, Polonya ve Türkiye'de sanayi üretimindeki büyüme oranlarının güçlü bir şekilde yeniden toparlandığı ve kriz öncesi büyüme oranlarına geri döndüğü kaydedilen raporda, Türkiye, Litvanya, Estonya, Slovakya, Letonya ve Macaristan da dahil olmak üzere birçok ülkede kayıtlı işsizlik rakamlarının 3 milyon arttığı ve bu ülkelerdeki iş gücünün yüzde 10'unu geçtiği bildirildi.
2011'DE BÜYÜME TAHMİNİ YÜZDE 4.2
Türkiye'de 2009 yılının ikinci çeyreğinde başlayan iyileşmenin diğer bazı ülkelerden daha ileri düzeyde gerçekleştiği belirtilen raporda, Türkiye'nin 2009 yılındaki negatif büyümesinin ardından 2010 yılında yeniden canlandığı ve bunu takiben 2011 ve 2012'de potansiyele yakın bir büyümenin olacağı belirtildi. Raporda, Türkiye'nin gayri safi milli hasılasının büyümesinin, 2010'da yüzde 6,3, 2011'de yüzde 4,2, 2012 yılında da yüzde 4,7 düzeyinde olmasının beklendiği bildirildi.
Raporda, yükselen enflasyonist baskıların, daha yüksek ithalat bedelleri yoluyla para biriminin değer kazanması anlamına gelebileceği ve rekabetçiliğe zarar verebileceği ifade edilerek, bunun, ihracat pazarlarındaki zayıf talep ve para ve mali politikaların sıkılaştırılmasıyla birlikte, büyümenin 2011 ve 2012'deki bu yavaşlamasına katkı sağlamasının beklendiği dile getirildi.
Yüksek gelirli bazı Avrupa ülkelerindeki mali borçlarla ilgili kaygılar nedeniyle son dönemde Türk lirası üzerindeki değer kaybetme baskısının, ihracat malları üzerindeki zayıf dış taleplerden kaynaklanan bazı negatif etkileri dengeleyebileceği ifade edildi.